Yüzyıllardır tenimize bir kene edasıyla yapışan ve kanımızı emerken bizi ölümcül hastalıklar içinde bırakan emperyalizm, her geçen gün yeni bir kılıkta karşımıza çıkıyor. Bu günlerde sömürü düzenini içimize salarken ılımlı yaklaşımıyla! Emeği özgürlüğü alın terini pazarlık konusu yaparak emekçileri, sömürüyü savunur hale getirmiştir. İşinden, ekmeğinden, mahrum kalan sayısı azımsanamayacak kadar çok emekçi-işçi celladına aşık olmuşçasına narkozlanmıştır. Kendi işyerinin özelleşmesini taşeronlaşmayı haklı gösterecek gerekçeleri bile kendi üretmekte işsiz aşsız kalmaya razı olmaktadır. Yüksek dozda inanç argümanlarıyla da süslenen bu düzen, sosyalist mücadelenin gerekliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Değişen dünya, emek ve sınıf mücadelesinin, evrensel insan hak ve özgürlükleri noktasına taşınmasını da zorunlu kılmıştır. En temel hak olan parasız laik bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılarak yozlaştırılan, hesap sormayan, sorgulamayan dayatılana razı olan bir halkı uyandırmak gibi bir görevi üslenmek bizlere düşmektedir. Üretmeden tüketmeye razı olmuş bir toplumu yeniden ayağa kaldırmak, haksızlıklara karşı direnme istek ve arzusunu aşılamak sendikal mücadelemizin önceliği olmalıdır. Ancak o zaman faşist sömürü düzenine karşı duracak bir işçi ve emekçi sınıfını oluşturabiliriz. Bizler kendi gücümüze inanmak zorundayız. Sınırları belirlenmiş kendi kabuğuna hapsolmuş katı kavramlara kurban edilmiş bir mücadelenin başarıya ulaşması mümkün değildir. Temel hak ve özgürlüklerini ipotek edenlerin yaşaması ise ancak ipotek süresi dolana kadar mümkündür. Burada tam bağımsızlık karakterimizi unutmadan eşit ve adil bir yaşam için ortak bir mücadeleyi ortak düşmanımız olan emperyalizme karşı veriyoruz. Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz insanca yaşamak istiyoruz. Bir arada barış içinde bir dünya istiyoruz. Biz alın teri dökeceğimiz toprak, hak edeceğimiz aş istiyoruz. Biz yan yana halaylarda yüzümüz gülsün istiyoruz. Değerli mücadele arkadaşlarım işte bu yüzdendir bizden korkmaları, bu yüzdendir bizi her gün onar onar yüzer yüzer öldürmeleri. Bu yüzdendir baskılar, zulümler omuzlarımızı bir araya getirmek istemeyişleri bu yüzden. Bizler emek ve sınıf mücadelemizi, yılmadan korkmadan emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı direne direne kazanmaya kararlıyız. Yaşasın örgütlü mücadelemiz.   HALİL BOSTANCI Gaziantep Eğitim-iş Şube başkanı