Akın Birdal
YENİ YILI YAŞANILIR KILMAK
Yayınlanma:
Güncelleme:
Girilen bir yılın yeniliğini mümkün kılacak olan, eskilerden arınmış olmaktır.
Ne denli eskilerden arınmış ve kurtulmuş olarak girilirse o denli de yıl yeni olur.
Toplumsal olarak eskinin yenisi de, bir yıl öncesine karşın her şeyin daha iyi olabilmesidir. O da bir toplumun hak ve özgürlüklerden yararlanma düzeyinin yükselmesi, gelecek için kaygı ve korkusunun azalmasıdır.
Peki, dünyada, bölgemizde ve ülkemizde iyi bir yıla giriliyor mu? Ne yazık ki buna evet deme olanağı yok. Hatta tam tersi daha geriye ve kötüye gitmektedir.
Kapitalist bir sistem hegemonyasının doğurduğu küresel krizi demokrasi, barış ve özgürlüklere bağlı kalarak gidermeye çalışmak yerine, silahlanma, savunma ve güvenlik harcamalarına yönelmesi, dünyanın geleceği açısından düşündürücü ve dehşet vericidir.
Soğuk savaş döneminde bir trilyon dolara ulaşmayan silahlanma giderleri günümüzde iki trilyon dolara yaklaşmıştır. Sadece ABD 2015 bütçesinde birçok ülkenin GSMH’nın üstünde 585 milyar dolar silahlanmaya para ayırmıştır. Dünyada silahlanmaya ayrılan para ile açlık ve sefaletin ortadan kaldırılabileceği de bilinmektedir.
Ortadoğu ülkeleri ve bizde de savunma ve güvenlik harcamaları artmıştır.
İnsan hakları ve özgürlükler küresel bir saldırı altına girmiştir. Hak ve özgürlükleri korumak ve savunmak gerekçesiyle oluşan uluslararası ve bölgesel topluluklar emperyal güçlerin etki alanına girmiştir. İdam cezaları son bulmamış, aksine idam cezalarının kaldırılmış olduğu ülkelerde de yeniden gündeme gelmiştir. Mısır, İran ve yeniden idama geri dönen Pakistan yaşam hakkını sistematik olarak tehdit eder hale gelmiştir.
İnsanlığa karşı bir suçu oluşturan işkence 141 ülkede sürmektedir. Dünya bir yarı açık cezaevine dönmüştür.
Peki, Türkiye 2015’e nasıl giriyor?
Yeni bir yıl mı olacak? Barış, demokrasi ve adalet için ne denli umut vaat ediyor. Ya da umut ve umutsuzluk iç içe mi?
Kuşkusuz muhalif olanlar ülkesini ve dünyayı değiştirme savında olanlar için, her zaman ve her koşulda umut vardır. Çünkü, insanın olduğu yerde mutlaka bir seçeneğin, bir kurtuluşun olduğu umudu taşınır.
İçine girdiğimiz yılın kolay olmayacağını söylemek için kahin olmak gerekmez. İyi bir yere gitmeyen dünya katarının bir vagonu da Türkiye’dir. Pusulasını yeni bir yöne ayarlayan ve giderek evrensel değerlerden uzaklaşarak yalnızlığa sürüklenen Türkiye için dış etmenlerin de hiç iyi olmayacağı görünüyor. Türkiye’yi yönetenlerin hırçınlığı, kışkırtıcılığı ile bir gerilim ve nefret dilinin kullanılıyor olması da bunun bilinmesinden ve çaresizlikten geliyor olabilir.
Şurası çok açık ki 2015 yılı Türkiye için bir dönüm noktası olacaktır.
Geçmiş yıllarda kan, hüzün ve acıları barındıran ve bunlarla hala yüzleşmekten uzak duran bir yönetim ile giriliyor olması elbette büyük bir talihsizliktir.
Geçmişi, savaş ve soykırım suçlarıyla dolu olan bir devletin geleceğini yüzleşmeden, hesaplaşmadan inşa edebilmesi mümkün değildir.
Her neyse, yazının sonuna geldik ama ne barış ve demokratik çözümden söz edebildik, ne hak ve özgürlükleri daraltıcı ve yok edici “iç güvenlik paketi” ve ardından gelecek fişlemeden. Ne hasta tutsaklardan ne yayın yasaklarından ne de işsizlik ve yoksulluktan…
Olsun, emek, demokrasi ve özgürlük güçleri kendi olmazlarını belirleyip bunu da bir sürece bağlı kılarlarsa artık onların değil yönetenlerin düşünmesi gerekecektir.
Yeni yılın umudu, barış, adalet ve özgürlük yürüyüşündedir. Sokaklar ve alanlar o yürüyüşçüleri bekliyor. Birlikte mücadele gücü yeni kazanımlarla yeni yılı taçlandıracaktır.
Kutlu olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.