Dün, yaşamımda ilk kez, beyin hücrelerimin çoğunu kaybettiğim, vücuduma ağrıların saplandığı bir duruşmayı izledim. Bildiğiniz gibi desteklenen İŞİD sürüsü günlerce Kabare’ye dayanmış, Kobene'nin teslim olması için arka arkaya vahşet sahnelerini zavallı insanlara yaşatmış, arkasından da malum zat  "Kobane düştü düşecek" deyince istenmeyen olaylar olmuş, birçok gencimizi ne yazık ki bu gösterilerde kaybetmiştik. Kürt nüfusunun yoğun olduğu Gaziantep'te de o sıralarda yaşanan protesto gösterileri sırasında eli kamalı, sopalı, silahlı yüzlerce insan tekbir getirerek gecekondu semtlerinde oturan Kürtlere hakaretlerde, saldırılarda bulunmuş. Bu olaylarda da toplam beş insanımızı kaybetmiştik. Olup bitenleri televizyonlardan izlediğimiz, elde somut deliller, görüntüler olmasına karşın bunlarla ilgili tek dava açılmamış, bu olayların tek sanığı olarak vücudu o zaman % 73 engelli olan ŞEHRİBAN SERTKAL gösterilmiştir. Sözde, ŞEHRİBAN SERTKAL bölücü terör örgütü lehinde sloganlar atmış, elinde bayrakla etrafı yakıp yıkmış. Sağır ve dilsiz biri nasıl slogan atabilir? Evine çok yakın bir yerde üç kurşunla yaralanmış,% 73 engelli olan bu yavrumuz şu anda yatalak ve % 96 engelli duruma düşmüştür. Devletin aileye tazminat ödemesi, özür dilemesi gerekirken, mağduru sanık yapmış. Dünkü duruşmaya birçok vicdanlı, duyarlı avukat kardeşimizin yanında tedavisini üstlenen Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı da katılmış, kızımızın sağlık durumuyla ilgili bilgi vermiştir. Duruşmaya katılan müştekilerin üçü olaylar sırasında kızımızı görmediklerini, bu nedenle de şikâyetçi olmadıklarını belirtmiş, tekbir seslerini duyduklarını vb. söylemişlerdir. Davanın beratı istendiği halde, heyet bu konuyu kızımızın ifadesini aldıktan sonra verebileceklerini, kızımıza Kenan Evren için uygulanan yöntemi uygulayarak ifadesinin alınacağını belirtmişlerdir. Ne yazık ki şu anda bile bir grup genç dışarıda bağırıp çağırıyor. Gaziantep Emniyeti parti binalarını korumaya çalışıyor. Umarız Kobane olayları tekrar edilmez. Keşke tüm Türkiye'de aynı duyarlılığı egemen kılsalardı. Başkentte bir partinin merkez binasının ateşe verilmesi, büyük bir demokrasi, insanlık ayıbıdır. Dünya bu olayları konuşuyor. Tek arzumuz, insanlarımızın ölmemesi yanında, enerjimizi ülkemizin kalkınması,demokrasisi, kardeşliği, barışı, huzuru için harcamak olmalıdır. Komşularımızın durumu ortada. Bir kişinin saltanat kavgası biter; ama bizi düşmanlaştırırlarsa bu zor telafi edilir.