Yaklaşan seçimler ve CHP siyaseti

b2 Yaklaşan yerel seçimler kimi partilerde olağanüstü bir hareketlilik yaratıyor. Örneğin HDP bu anlamda çalışmalarını hızlandırmış durumda. İl ve ilçe kongrelerini tamamladı. Hatta milletvekili adaylığı için parti içerisinde kulislerin yapılması bile yeni bir parti için olağanüstü gelişme olsa gerek. HDP genel seçime iddialı hazırlanırken, eskinin muhalefet partilerindeki durgunluk ise dikkat çekiyor...İktidar partisi AKP'nin gündemi ise Türkiye gerçeklerinden ırak, tek sorunu ise muhalefete sataşmak... Muhalefet partisi CHP'de ise durum halen belirsizliğini koruyor,  yani uyu uyu, yat uyu gibi bir politika var orada. Cumhurbaşkanlığı seçiminden buyana örgütlerdeki yılgınlık, yorgunluk, pasiflik halen devam ediyor. Örgütlere acil yeni kan, yani güç takviyesi kısacası yeniden yapılanma beklentisi, hatta ihtiyacı adeta ötelendi. Parti, yorgun bir yönetim ile seçime hazırlanmakta ısrar ederken,  parti içresinde sessizlik sürerken, umut vadeden bir gelişmede yok sayılır. CHP'nin Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Şanlıurfa illerinde bu durumu gözlemlemek olası. Buralarda genel seçime yönelik heyecansız bir süreç devam ediyor. Bundan elbette en büyük pay genel merkezin, sonra yerel örgütlerin olsa gerek. CHP'de süreç böyle devam ederse ulusalcı kanadın MHP ye, sol kanadın ise HDP'ye ışık yakması kaçınılmaz gözüküyor.  Yani CHP genel merkezi ne yapıp edip, yerel örgütlerle ilgili ivedi bir karar almalı, ardından vakit kaybetmeden aday tespitlerini de ön seçimle belirleyerek seçime asılması kendi hayrına olur diye düşünüyorum. Gaziantep örgütü, il başkanı Gökdağ 'ın istifasından sonra oldukça karışık ve belirsiz halde. Tamda bu sırada mevcut yönetim kendi içinde bir il başkanı seçelim derken genel merkezden il başkanı olarak Sait Köse'nin atandığı haberi parti yönetiminde deprem etkisi yarattı. Bunu duyan bazı yöneticiler toplantı kararı aldı. Olağanüstü toplanan yönetimin çoğunluğu var mıydı orası tartışılır, hatta genel merkezin yönetim dışında yeni il başkanı atama yapmasına rağmen kendi aralarında yeni bir il başkanı seçmesi, var olan belirsizliği iyice düğümlediği bir gerçek. Şimdi bu düğümün çözülmesi gerekiyor. Fakat bunu çözmek öyle kolay olmayacak gibi, bu olaya bağlı olarak partide şimdiden küskünler yaratılmış olacak, ardından  aday tespitlerinde de yine yeni küskünler oluşması kaçınılmaz olacağı gibi CHP'deki bu vahim durum hayli zaman alacağa benziyor. Tüm bunlar elbette sorgulanması gereken de bir durum. CHP üst düzey yöneticileri, işi sadece Kılıçdaroğlu'na havale etmek yerine, sorunları paylaşarak daha kolay çözecekleri gibi, yereldeki hareketliliklere de katkı sunmak zorundalar. Partililere demokratik bir yarış imkanı ve ortamı sunarak, CHP'nin yüzünü sola dönük, demokrasiye insan haklarına bağlı kalarak, hatta savunarak, siyasete varlığın hissettirmesi gerekir. CHP’li yöneticilerin, işçinin, emekçinin, köylünün, mazlumun, hak mağdurlarının yanın da, sofrasında, evinde, kahvesinde tüm bunların yanı sıra sokakta her eylemde olması gerekir. Sol, sosyal demokrat muhalefet budur. Siyasetin malzemesi insan olduğuna göre öncelikle tabanına sahip çıkarak, siyasette ve toplum içerisinde varlığını sürdürmesi gerekiyor CHP'de milletvekili aday tespitleri için zaman giderek daralırken, halen ortada net bir durum yoktur. Aday adaylıkları için isimleri örgüt içerisinde dolaşanların çoğunun eski, yıllanmış isimlerden oluşması, hatta kadrolu adaylardan oluşması partide dikkat çeken bir başka  handikap.  Hiçbir eylem ve etkinlikte olmayan fakat seçimden seçime piyasaya çıkan tiplere zaten söyleyecek söz bulamıyorum. CHP'nin önünü tıkayan en önemli unsurlardan biri de bu olsa gerek. CHP kendini böyle alışkanlık haline gelen hastalıklardan kurtarması gerekir. CHP'deki yılgınlıkları saymakla tüketemezsiniz örneğin özelliklede taşralarda seçimden seçime kapıları açılan ilçe başkanlık binalarına ve oralardaki yönetimlere ne demeli. Partinin il yönetimleri, milletvekilleri ve genel merkez bu vahim durumu hiç sorgulamaz mı. Vel hasıl CHP'de gerek örgüt yapılanması anlamında, gerek yönetimler anlamında, gerekse parti politikaları anlamında, ciddi olarak yeniden yapılanma gerekli. Aksi halde sonu malum... XXX Türkiye'de son 10 yılda mafya olayları uyuşturucu kullanımları icra dosyaları gibi pek çok alanda ciddi artışlar yaşandığı hemen herkes tarafından biliniyor. İstanbul gibi metropol bir şehrin ortasında artan mafyanın hesaplaşması adam öldürmeler kaçırmalar, Suriye sınırında Türk subayının kaybolması yada kaçırılması, Gaziantep başta olmak üzere Suriye sınırındaki diğer şehirlerde güvenlik sorunu, ciddiyetini korurken, şu sıra kongrelerini yapan iktidar partisi AKP hükümetinin gündemi sanırım sizinde dikkatinizi çekmiştir. AKP, Türkiye'deki olan bitenlerden bihaber, yola devam ederken körler sağırlar birbirini ağırlar misali kervanını sürdürüyor... Sonuç olarak şunu vurgulamak istiyorum, seçimle değil atanarak gelen bir genel başkan ve başbakan, halkı ikna edebilmesi için önce o vesayetten kurtulması gerekmez mi...  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi