Vekiliniz Gelsin!

  Dünyanın her ülkesinde seçilenler, sadece seçildikleri partinin, seçmenlerinin vekili değil, tüm halkların seçilmişleri, vekilleridirler. Bildiğiniz gibi ülkemizin Bangladeş’inde hak, hukuk ihlali tavan yapmış durumda. Bunun canlı tanıklarıyız. İstedikleri kadar "Kürt kardeşlerimiz "desinler, maalesef inandırıcı değiller. Hamileye, yaşlı kadına, bebeğe, çocuğa kurşun sıkan, sıktıran kardeş olamaz. Nato ülkelerinden aldığınız tüm silahların provasını bu halkın üzerinde deneyeceksiniz, sonra da "Benim Kürt kardeşlerim “diyeceksiniz. Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillere saldırılmaz, yaralılar saniye kaybedilmeden en yakın hastanelere götürülür. Siz yaralıların ölmesi için en acımasız vahşeti uyguluyor, uygulatıyorsunuz. Bosna Hersek'teki özyönetimi destekliyor, Filipinlerdeki Moro Örgütü'nün demokratik özerklik kazanmasında, hak elde etmesinde üçüncü göz, arabulucu oluyorsunuz. Burada da bu halk, gençler ne istiyor? Sorusunu duymuyor, kentleri yerle bir ediyor, hayvanları bile katlediyorsunuz. Bunu yaparak İttihatçıların, Ergenekoncuların, Emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyor; geçici saltanatınızı aklınızca uzatmaya çalışıyorsunuz. Üç gün önce büyük bir kitle olarak bu savaşın durması için Cizre'ye gitmek istedik. Yolumuz kesildi. Asker, milletvekillerinin bulunduğu heyetimizi çağırırken, "Vekiliniz gelsin" dedi. Demek ki kafalarda çoktan bölünmüşüz. Sizin, bizim vekilimiz deniyor. Yazık… Heyetimizin çağrısına uyarak araçlarımıza yöneldiğimiz an havadan yağmur gibi özellikle de kadınların üzerine gaz sıkıldı. Bunun üzerine gençlerden bir ya da ikisi belki öz savunmada bulundu, panzerlere taş attı. Kurallara uyan, dağılan bir kitlenin üzerine gaz sıkılmaz, teşekkür edilir. Havuz medyası haberleri sunduğunda ilk önce gençler, polisi, askeri tahrik etmiş gibi gösteriyor, baskıyı normalleştiriyor. Yabancı basın: "Bizim gazımız parfüm gibi." diyerek ileri demokrasimizle dalga geçti. Kaldığımız beldede HDP'li Nusaybin Belediyesi çok iyi çalışmış. Tozlu, çamurlu yol görmedim. Bir de Antep'in tozlu köy yollarını düşündüm. Her konuda dürüst, objektif olmalıyız. Çağrım yine tüm seçilmişlere, Sarayın ihtirasına ne kendinizi ne de ülkenizi kurban etmeyin. Ağırlığınızı koyun. Silkelenin. Sonra iş işten geçmiş olur…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Atiye Okay Arşivi