Ne yapalım şu muhalifleri

Senden olmayan bilim adamlarını, siyasetçileri, sendikacıları, sivil toplum örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, belediye başkanlarını, eczacıları, mühendis ve mimarları, avukatları, yargıçları, öğretmenleri, öğrencileri, doktorları,  gazetecileri hep terörist olarak suçluyorsun ya da suçlamak için kamuoyu oluşturma gayretindesin. Neyin nesi bunca kin ve düşmanlık… Türkiye tarihinde insanlar hiç bu kadar bölünmedi, karşı karşıya getirilip keskinleştirilmedi. Tek taraflı yayınlar ile halk gerçeklerden hiç bu kadar uzak tutulmadı. Bir yandan bunlar yaşanırken diğer yandan çözüm bekleyen esnaf, sanayici, ihracatçı kan ağlıyor, herkes sus pus olmuş korkudan… Muhalif sesleri susturmak için ha bire dava açıp, yargıyı çalışmaz hale sokarak nasıl bir zevk duyuyorsunuz acaba... Bu ülkede kadın cinayetleri, ekonomik krizden kaynaklı intiharlar, iflaslar, işini kaybedenler., içte ve dış da ülkeyi tehdit eden bunca terör varken, hak, hukuk tanımayan usulsüzlükler varken, yargıyı neden rahat bırakmıyorsun ki asil görevini yapsın… Bugün yargı sadece sana hizmet eder durumda çünkü ağzını açan hakkında soruşturma ve dava açtırıyorsun… Yargı hiç bu kadar kişiye endeksli olmadı ki.. Hiç mi bu ülkeye ve ülke insanına acımıyorsun… Ülkenin geleceği kararttırılıyor farkında mısınız? Tüm kurumları olduğu gibi aynı şekilde yargıyı da kendine hizmet eder doğrultuda ayar vererek karar çıkartıyorsun, bu sizi ne kadar mutlu ediyor acaba… Sanal ortamda bilgi paylaşmak bile suç oldu, tıpkı basılmayan kitaplar suç olduğu gibi. Eleştirilere bile tahammül edemeyerek, facebookta paylaşımlara kadar her muhalif sözü açıklamayı terör suçu kapsamına çekerek, insanlar üzerinde bir karabasan gibi baskı, korku ve tehdit oluşturup biat ettirmek hangi ileri demokraside var. Nerde senin ileri demokrasin, Nerde senin insanlığın, Nerde senin millet iareden, Nerde senin insan sevgin, Nerde senin hak, hukuk, adalet ve vicdan hürriyetin. Hele şu akademisyenlere yönelik ağır eleştiriler, tehditler, ötekileştirmeler demokratik ülkelerde olacak iş mi? İnsanlar elbette devletten çözüm bekleyecek, devletine sığınacak,  muhatap alınmayan bir yasa dışı örgütte mi çözüm bekleyecek? Herkes tek tip düşünecek diye bir şey olabilir mi? O zaman Allah insanları neden tek tip, tek düşüncede yaratmamış. İnsanların farklılıkları, hayatın ve insanlığın zenginlikleri olamaz mı? Peki o zaman neden tek tip insanlıkla yarıştırılıyoruz… Yoksa siz bilerek ya da bilmeyerek, ya da işinize gelmediği zaman Allah’ın emirlerine de mi karşı geliyorsunuz. Tüm bunlara rağmen biz birlikte güven içinde yaşama kültürünü nasıl geliştirip, birlikte yaşamayı başaracağız. İnsanları ayrıştırmak, ötekileştirmek, tek tipleştirmek dünyada bugüne kadar, hangi ülkede ya da nerde çözüm olmuştur… Nerde hayat bulmuştur, bu anlayış ile ileri demokrasi nerde inşa edilmiştir. Örnek verebilir misiniz? Sizin deyiminizle şu fani dünyada verebileceğiniz bir örnek varımdır. Şu günlerde muhalefet parti liderinin diktatör açıklamasından dolayı mahkemeler yine açılan davalar ile çalıştırılamaz hale getirilmek ve baskı uygulanmak isteniyor. Yahu hangi demokratik ülkede böyle bir söylem suç, açıklarımsınız ya da bunla ilgili verilen bir ceza örneği var mıdır? O zaman ne yapmalı şu muhalifleri, hangi birini denize dökmeli, ya da yok etmeli. Böyle bir kafa ile ya da düşünce ile siz muhalif düşünleri bitirebileceğinizi mi sanıyorsunuz. Olamaz başaramazsınız… İşte o zaman yanıldığınızı görmeniz gerekir. İnsanlar öldürülse bile düşünceler asla ölmez. İnsanlık var olduğu sürece muhalif ya da farklı düşünceler hep olacaktır… Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 26 VIII. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi