Zahide Yalçın

Zahide Yalçın

Utanıyordu

Sahurdan sonra uyumamıştı babaanne. Ev halkı, rahatsız olup uyanmasın diye de yakmadı ışığı. Karanlıkta kıldığı namazın ardından pencerenin kenarına çekilip, dışarıyı izlemeye koyuldu. Henüz aydınlanmamıştı ortalık, ancak sahurdan dolayı olsa gerek hareketsiz de değildi sokak aralıkları. Adım sesleri geldikçe başını uzatıyor, kimin yürüdüğünü bir türlü çıkaramıyordu. Yürüyen kimse de kalmayınca sokakta, kedi sesleri arar oldu kulağı. O da kim, kim bu saatte zili çalıyordu? Ortalık iyice aydınlanmıştı. Dışarıya bakarken uyuya kalmış ve örtüsüz uyumaktan ötürü de dayak yemiş gibi olmuştu her yanı. “Hay Allah, nasıl da uyumuşum” dedi kendi kendine. “Yaşlandım mı ne?” Sesler geliyordu kapının ardından. Açıp açmamakta tereddüt etti kapıyı. Oturduğu yerden kalktı, ancak gerisin geri yerine oturdu. Kavga eden oğlu ile gelini değildi!  Nasıl müdahale edebilirdi ki. Kime ne söyleyebilirdi, nasıl girerdi ana oğulun arasına. Son günlerde artmıştı gelini ile torunu arasındaki tartışmaların dozu. Yıllardır her kavgada haksız olan gelini (!) bu kez haklıydı. “Yeter artık, bir iş bulup çalışmalısın, iyi kötü dememelisin” diyordu, her seferinde. Baba-oğul arasında kalıyordu kadın. Utanıyordu kocasından, oğluna sigara parası isterken. Eşi, sabah erken saatlerde işe gidiyor, üniversite mezunu oğlu ise öğleye kadar uyuyordu. Koskoca oğlan evde uyuduğu için konu komşu da rahat girip çıkamıyordu eve. Oysa ne zorluklarla okutmuşlardı çocuklarını. Dayanacak gücü kalmamıştı annenin. Haklıydı bu kez gelin, çıkmadı babaanne dışarı, çıkamadı. Evi sarsarcasına çarpılan bir kapının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu. Belli ki kapıyı çarpıp giden koca karının torunuydu. Çünkü şimdilerde evin en babayiğidi oydu. Sinek vızıldasa duyulacaktı adeta. Hiç ses yoktu evde. Bir iki yeltendi yataktan çıkmak için yeniden oturdu oturduğu yere. Ne diyebilirdi ki gelinine. Torunun arkasından konuşacak hali yoktu ya. Zaten üzülüyordu çocuk, parasız kaldığında babaanneden bile yardım almaya. Evet, ne yazık ki şimdilerde pek çok evde bu ve buna benzer tartışmalar, gerginlikler söz konusu. Dört gençten en az biri, işsiz. En iyimser rakamlarla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre işsizlik ocak ayında yüzde 14,7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik 4,1 puan artarken, genç nüfustaki işsizlik oranı 6,8 puanlık yükseliş kaydederek yüzde 26,7’ye kadar ulaştı. Yüzde 14,7’lik işsizlik oranı, Şubat 2009’dan bu yana en yüksek işsizlik oranı olarak kayda geçti. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,9 puanlık artış ile yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,1 puanlık artış ile yüzde 16,8 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,8 puanlık artış ile yüzde 26,7 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 3,9 puanlık artış ile yüzde 15,0 olarak gerçekleşti. 5 Milyona yakın kayıtlı işsizin olduğu ülkemizde kayıtsız ve gerçek işsizliği varın siz düşünün. İnsanlar en düşük ücretten bile iş bulamıyor. 3-5 kişinin alınacağı bir işi binlerce, birkaç 100 kişinin alınacağı bir iş için ise 10 binlerce insan başvuru için sıraya giriyor. Vasıflı ya da vasıfsız milyonlarca insan iş bekliyor.  Oysa yandaşlar, sessiz sedasız ve hatta sınavsız işe yerleştiriliyor. Pek çok masum aileler, işsizlik ve işsizliğin getirdiği derin yoksulluktan ötürü parçalanırken, acı faturayı çocuklar ve gençler ödüyor. Toplumsal çözülmeye doğru gidilirken yandaş medya pembe tablolar çizmeye devam ediyor. Çocukların yarınlarını çalan anlayış, gençlerin ve çocukların gözünün içine baka baka yalanlar söylüyor. İşsiz gençlerin umudu her geçen gün azalıyor. Kendisinin geliri olmayan evladı işsiz olan anne, evladına para isterken zaten paraya yetiremeyen kocasından utanıyor. Adam ise çocuklarına ve eşine yaşatmak istediği hayatı sunamadığı için utanıyor.              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zahide Yalçın Arşivi