Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

RED KİT

Yerel seçimler yaklaştıkça heyecan artıyor. “Bu seçimin en önemli özelliği ne” diye düşünüyorum bir yandan, bir yandan da ders kitaplarımızın arasına sığması için belli ki biraz küçük ve ince basılmış çocukluğumdan kalma eski çizgi romanlarım Red Kit’lerime göz atıyorum. Eksiksiz tüm maceraları biriktirmişim. Ara sıra ansiklopedi niyetine sayfalarını karıştırıyorum.   Red Kit deyip geçmeyin, yüz elli yıl önce geçen maceraları dün de, bu gün de halen güncelliğini koruyor. Red Kit’i Red Kit yapan kendisi değil, Daltonlar, Bil Kit’ler, Pat Poker’ler, Doktor Doxey’ler, Sahte Peygamber’ler, Kalamiti Jane’ler.   Talan ve ihanet edilen, ormanları yok edilip betona dönüştürülen şehirlerimizi Red Kit ve batıya hücum macerasından daha iyi ne anlatabilir? Ürettikleri organik (?) ilaçları her gün televizyon ekranlarında halka yutturmaya çalışan çakma uzmanlarla Red Kit’in “Doktor Doxey’in iksiri” macerası bire bir örtüşmüyor mu? Pat Poker’i okumadan devlet yardımıyla kumar paralarını kazanan cuma namazını sektirmez dindarları anlamanız mümkün mü? Artık neredeyse kazadan çok cinayet denebilecek ihmallerle o kadar insanın hayatına mal olan tren kazaları ve sorumluları “Demir yolu haydutlarını” okuyunca yerine oturuyor. Sahte peygamberler bir yandan kadayıfın kızarmış tarafını yerken diğer taraftan ellerine geçirdikleri her yöntemle halka abuk sabuk fetva vermiyorlar mı?   Yeni Meclise giren 600 isim arasında öyle isimler var ki, “Daltonların Yeğenleri” macerası geliyor insanın aklına. Tüm kararları kendi çıkarları için alan hukuksuz “Yargıç" sayısı çok şey anlatıyor anlayana.   Daltonlar yok mu, yakın siyasi tarihimizde? Ortadoğu’ya, Venezuela’ya, Kuzey Afrika’ya kan kusturan saldırıları Red Kit’in “Petrole Hücum” macerasından daha iyi kim anlatabilir. Ama bir macera var ki neredeyse bizim yerel seçimleri anlatıyor; “Düşman Aileler”. Ailelerden biri, fertlerinin hepsinin burnu büyük, Kargaburunlular. Diğer aile “Kepçekulaklılar”. Kundaktaki bebesinden, bastonlu dedesine kadar hepsinin kulakları kepçe. Bizim ittifaklar gibi. Kasaba için güzel olan ne varsa karşılar. Biri için diğeri “Şer Odağı”. Birinin yaptığını diğeri yıkıyor, kalanı da diğeri yakıyor. Kepçekulaklıların evi yanıyor, nehri gasp etmiş komşu Kargaburunlularda tık yok. Kargaburunlular geçmesin diye Kepçekulaklılar kasabaya giden tek köprünün bir ayağını, Kepçekulaklılar geçmesin diye Kargaburunlular diğer ayağını dinamitleyip havaya uçuruyorlar.   Kulakları ve burunları normal olan kasaba çoğunluğu canından bezmiş. Silahlı ve zorba Kargaburunlular ve Kepçekulaklılardan kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Sonunda sıkıyı gören Kargaburunlularla Kepçekulaklılar bir araya gelip, kız alıp veriyorlar. Hem Kargaburunlu, hem Kepçekulaklı çocuklar yapıyorlar. İktidarı paylaşıyorlar. Yaptıkları yanlarına kâr ve kulağı ve burnu normal halka yanmış yıkılmış bir kasabayı yeniden yapmak kalıyor. Kulağı ve burnu normal olan halkımıza duyurulur.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38