Nereden Nereye 1

Çok zaman olduğu gibi, bilime karşı kazanan gene ruhban sınıfı oluyordu. Çünkü onlar savundukları her düşüncenin ilahi bir emir olduğunu ve kendilerinin ise bu ilahi emirleri sadece tebliğ ettiklerini söylüyorlardı... Tanrının bu emirlerine uyanlar cennete gidecek, orada kendilerine ikram edilen hurilerle oynaşarak yan gelip yatacaklardı! Bu dünyada zaten sefil bir hayat geçiren halk, kendilerine vaad edilen böylesine rahat ve lüks içindeki bir yaşam için her şeyi göze alıyordu. Kral ve papa kendi bekaalarını sağlama almak için tanrı adına kararlar çıkarıp, bunu halka dayatıyorlardı. Kendileri tanrının vekili olarak bolluk ve lüks içinde yüzerken, açlık ve salgın hastalıklarla boğuşan halkı, bunun bir "kader" olduğuna inandırıyorlardı. Halk, açlık ve bulaşıcı hastalıklarla savaştığı yetmezmiş gibi, savaşlarda da kralları ve tanrıları için ölüyordu! Bütün bunlara karşı çıkan bilim insanları da yok değildi. Ama ne yazık ki din adamlarının cadı ya da dinsiz diye hedef gösterdiği bu insanlar ya canından oluyor ya da aforoz ediliyordu. Bunlardan İskenderiye'li Hypatia, matematik ve astronomi alanında dersler veren yunanlı kadın filozoftu. Ama din adamlarının "şeytan!" suçlamasına maaruz kalarak 8 Mart 415 yılında linç edilerek öldürülür!.. Robert Bruno, Dünya dönüyor dediği için 1600 yılında Engizisyon kararı ile yakılarak öldürülür! Galile ise aynı teori yüzünden idam edilmek üzere iken, saraydaki güçlü dostlukları sayesinde son anda kurtulur!.. Özellikle XVII. yüzyıl ortalarına kadar kiliseler ekonomi ve siyasi alanda öyle güçlendi ki, elde ettikleri otorite sayesinde krallığı bile denetler hale geldiler. Kral, papalık makamını çok yüklü bir ücret karşılığında satıyor; Papa'da kendi alt makamlarını (papaz, rahip)  ücret karşılığında satıyordu... Kral, para karşılığında papayı seçecek; aynı papa da kralı takdis edecekti. Durum böyle olunca her iki makam birbirine bağımlı oluyor ve iktidarı birlikte yönetiyorlardı. Din adamlarının gücü ilk olarak İngiltere'de "Püriten Devrimi" ile kırıldı. XVII. yüzyıl başından itibaren İngiltere'de gelişen bir orta sınıf burjuvazisi vardı. Otorite, papa, krallık ve saray aristokrasisinin elinde olduğu için, kapitalizm yeterince yol alamıyordu. Püritenler, kilisenin sadece tek otoritenin elinde olmasına karşı çıkarak, her cemaatin kendi kilisesi olması gerektiğini savunuyorlardı.Elindeki gücü kaybetmek istemeyen aristokrasi, krallık ve papalık ile püritenler arasında iç savaş çıktı. Püritenlerin başını General Oliwer Kronwell çektiği için, bu devrime "Kronwell Devrimi" de deniliyor. Bu iç savaş püritenlerin zaferi ile sonuçlanır. Kronwell ilk iş olarak kilisenin elinde bulunan çok büyük mal varlıklarına el koyarak güçlerini kırar ve yetkilerini kaldırır. Bu devrim, krallığın rahat bir nefes almasını sağladığı gibi, gelişmekte olan kapitalizmin önündeki engelleri de kaldırır. Bu devrim İngiltere'den sonra diğer Avrupa ülkelerinde de din adamlarının devlet üzerinde ki etkisini kırmıştır. Din adamlarının güç kaybetmesi ile bir nebze rahat nefes alan bilim, başta teknoloji olmak üzere her alanda gelişerek Avrupa'da sanayii devrimlerinin yolunu da açmış oluyordu. Artık bilimin ve bilim insanlarının üzerindeki baskılar yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. Çağın en büyük laneti olan salgın hastalıklara çare bulunması; bu hastalıkların bilindiği gibi şeytanın ve kötü ruhların bir cezalandırması olmadığını ispatlamış oluyordu. Michael Faraday, Marie Curie,Louis Pasteur, James Watt, İsaac Newton, Guiglielmo Marconi, Blaise Pascal ve Albert Einstein gibi bilim adamları; bilim ve teknolojide yaptıkları buluşları ile insanlığı huzura kavuştururken, din adamlarını kesin bir yenilgiye uğratmşlardır. Gelişen bilim ve teknoloji, dinin kilise sınırları içine hapsedilerek, sadece bireylerin kendi tercihlerine göre yaşadığı bir inanç olarak kalmasını sağlamıştır. Artık din, topluma dayatılan yaşam biçimi olmaktan çıkmıştır. Ortaçağ karanlığında cüzzam, veba, çiçek ve tüberküloz gibi salgın hastalıklarla yok olma tehlikesi yaşayan Avrupa toplumu, asırlar sonra ancak bilim sayesinde ayakta kalmayı başarabilmiştir. Zavallı halk yüz yıllar boyunca din şarlatanları tarafından arsızca aldatılmış, kara büyü gibi aldatmacalarla korkutulmuş... Olmayan bir dünyanın cenneti ile avutularak, bu dünyanın cehennemi yaşatılmıştır!..  (devam edecek)  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Ercan Arşivi