Muhalefetin Ahvali

1 Kasım seçimlerini geride bıraktık. Muhalefet partileri öyle ya da böyle bir sonuç aldı. Bu alınan sonuçlar (öyle görünüyor ki) bazı partilerin tabanlarında ve yönetim kademelerinde şaşkınlık(!) yarattı. Şaşkınlıklarını üzerlerinde çabucak atan partiler kendi içlerinde bir takım değerlendirmeler yapmaya başladılar. Bazı partilerde, parti içi muhalefet hareketlendi ve hatta bazılarında genel başkanlık için çalışmalar hız kazandı. Öyle görünüyor ki ana muhalefet partisi CHP’yi ve muhalefet partilerinden MHP’yi önümüzdeki günlerde hareketli günler bekliyor. HDP şimdilik durumundan memnun görünüyor. 7 Haziran seçimlerinde baraj sorununu fazlasıyla aşmış olan HDP, 1 Kasım tekrar seçimlerinde %10’un biraz üstüne demir attı. Sizlerin de bildiği gibi HDP diğer partilere göre farklı dinamikleri olan bir parti. Kendi içlerinde seçim sonuçlarını nasıl değerlendirirler ve yönetim kadrosu bununla ilgili nasıl bir inisiyatif alır henüz bilmiyoruz ama önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Bir diğer muhalefet partisi olan MHP, çok daha ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya. Tabanı ile aynı düşünmeyen bir genel başkana sahip. Öyle ki bunu seçim sonuçları gayet net biçimde gözler önüne koydu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisi adına tek karar verici olarak geliştirdiği söylemler, kendi tabanında karşılığını bulamadı ve milletvekili sayısını yarı yarıya düşürdü. 7 Haziran sonrası neden her şeye “HAYIR” dediğini, ya da nelere “HAYIR” dediğini, kendi kamuoyuna anlatabilmesi için gerekli süreyi bulamadı. MHP, hem 1 Kasım seçimlerinde aldığı oyla hem de bu oya karşılık gelen milletvekili sayısıyla sıkıntılı günlerden geçecek gibi görünüyor. Parti içi muhalefet cılız da olsa bir ses çıkaracak gibi. Kendi içlerinde özeleştirilerini yapsınlar ve kendilerince uygun bir çözüm bulsunlar bakalım, görelim. Gelelim CHP’ye. Hiç şüphe yok ki seçim yenilgileri sonrasında en hareketli parti CHP’dir. Kendi içinde her kurultay dönemi öncesinde çekişmelere sahne olan CHP, yandaş kanalların ve bu yandaş kanalların hazırladıkları içeriklerle, hiç şüphe yok ki tartışma programlarının ve Türkiye gündeminin en önemli konusu haline gelecek. CHP üzerinden bir velvele koparılacak ve diğer çok daha önemli konular gündeme gelemeyecek. CHP, hak etmediği eleştirilere de maruz kalacak elbette ve bu tartışmalar olağan genel kurulunu bitirinceye kadar da devam edecek. Bildiğiniz gibi, CHP, olağan genel kurul çalışmalarını başlattı. “Tekrar Seçim” öncesinde yarım kalan ilçe ve il kongrelerini tamamlayacak. Yeni kurultay delegelerini belirleyecek. (Parti içi muhalefetin Olağanüstü Kurultayı toplayabilmek için imza çalışmaları yaptığını belirtmek gerek. Olağan genel kurul öncesi bunu başarabilirlerse büyük sürpriz olur elbette.) Şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; CHP bir siyasi parti olarak, kurultaylarını ve seçimlerini, diğer tüm siyasi partilere göre daha demokratik biçimde gerçekleştiren tek parti konumundadır. Örgüt yapısı diğer tüm siyasi partilere göre de daha dinamiktir. Her seçim dönemi yeniden karılan kartlar, CHP örgütünde çok meşhurdur ve çok değişkenli bir denklemdir. CHP örgütleri en tecrübeli kongre ekiplerine sahiptir. Öyle ya da böyle bu süreci hakkaniyetle tamamlayacaktır. CHP bu kurultayının sonrasında çok daha demokratik bir yapı haline gelebilir. Aday belirleme yöntemleri, kota ve kontenjanlar konusunda ciddi adımlar atabilir. Hatta önümüzdeki günlerde göreceğiz ki, genel kurul gündemine tüzük değişikliği bile gelebilir. Yani şunu belirtmek isterim ki CHP, bu süreçten kazançlı çıkar. Beklentilerimi sıralayarak bitireyim bari. Tabandan tavana kadar etkinleştirilmesi gerekenleri şöyle sıralayabilirim. -CHP bir ideolojik temele hızla oturmalıdır. Kafasında ki soru işaretlerine ivedilikle cevap bulabilmelidir, zira kafa karışıklığını ben sezebiliyorum. -CHP yönetim kadrolarında liyakate göre görevlendirmeleri artık yapabilmelidir. -CHP yanlış aday tercihleri sebebiyle artık yenilmemelidir. -Aday olacak isimleri örgüt onayına sunacak yöntemlerden vazgeçmemelidir. -Halkta karşılığı olmayan isimleri yönetim kadrolarına taşımamalıdır. -Kişilerin değil, siyasetin ve iktidar olabilmenin yollarının tartışıldığı bir parti konumuna taşınmalıdır. -Bir öngörü hareketi haline dönüşebilmelidir. -Kadrolarını mutlaka yenilemeli ve gençleştirmelidir. Bunlar genel, klişe söylemlermiş gibi gelse de size, emin olun ki 3,5 yıl çok kısa bir süredir ve bunları gerçekleştiremeyen CHP iktidara çok uzaktır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Umut Salcan Arşivi