Biraz Sorumluluk Alın!

  Dünyamızdır aslında sorumlulukla düşünmemiz gereken. Ve yarınlarımıza bırakacağımız yaşanabilir bir ortamdır derdimiz. Sizin derdiniz bu değilse eğer, dert etmeniz gereken tam da budur. İnsan olmanın gereğidir ayrıca bu. Sosyal sorumluluk diye bir şey duymuşsunuzdur. Yaşanabilir bir dünya için, hükümetler, yerel yönetimler ve hatta sivil halk bir araya geliyorlar, ortak çözümler üretmeye çalışıyorlar. Sivil Toplum Örgütlerinin(STK) kurulmasının temelinde aslında bu yatar. Daha iyiye ulaşmak ve bu daha iyi olana inananları bir araya getirmekti ilk amaç. Bu bazen bir meslek onuru, bazen çalışma koşulları ve bazen de bir ideoloji olabilir. STK’lar, şimdi olan ve gelecekte olabilecek sorunları tespit etmek amacındadırlar. Çözüm üretmede de son derece başarılılar. Sağlıktan, çevreye, insan hakları ihlallerinden hayvanların korunmasına kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet göstermekteler. Hatta son zamanlarda güçlü şirketler de STK’ların bu faaliyetlerinden yararlanma ve kendi sorumluluklarını yerine getirme yolunu seçmiş bulunmaktalar. Şirketler, proje ortağı olarak olarak seçtiği STK’lar ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri’ne imza atmaya başladılar. Sosyal sorumluluk projelerinin sağladığı avantajları gören birçok kuruluş, kendine dernek ve/veya vakıflarını kurdu bile. Şirketlerdeki kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde asıl amaç, “toplumdan aldığını topluma geri vermek” olarak özetlenebilir. Toplum yararını gözetmek olarak dallandırılabilir hatta. Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerini hayata geçiren firmalar bu faaliyetleriyle aslında ürettikleri ürün ve ya hizmeti, pazara çok daha ekonomik koşullarda tanıtma fırsatını da bulmuş oluyorlar. Birçok firma biliyor ki, rakiplerinden ayrışmak istiyorsan, marka imajınla farklılaşırsın. Marka imajını nasıl farklılaştırırsın peki? Şöyle özetlemeye çalışayım. Şirketler sorumluluklarında ve projelerinde, toplumun sorunlarına çözüm arayan, toplumun duygularına hitap eden, toplumun değerlerine ters düşmeyen, o toplumun zekası ile dalga geçmeyen, hatta onu fazlasıyla önemseyen kampanyalar ve projeler ortaya koymak zorundalar. Eğer bir kuruluş isen, doğru projeler, senin sektörde ayırt edilmeni sağlar, hiç şüphe yok ki sana prestij kazandırır. Bakın ifade etmek isterim; “Marka İmajı, hedef kitlede oluşan duygusal ve estetik izlenimlerin toplamıdır aslında.” Parasal boyutuna gelinirse, Sosyal Sorumluluk Projeleri, halkla ilişkiler ve reklam kampanyalarına göre çok daha ekonomiktir. Uzun yıllar süreceği için de marka sadakati oluşmasına ciddi katkılar sağlar. Araştırma sonuçları gösteriyor ki; bilinçlenen tüketici, sosyal sorumluluk projeleri düzenleyen ve/veya destekleyen işletmeler lehine satın alma kararı alıyorlar. Üretim yapan bir işletmeniz mi var? Ürününüz mü var satmak istediğiniz? Sunduğunuz bir hizmetiniz mi var? Bence sosyal sorumluluk kervanına katılın. Ciddi bir kampanya ve proje yönetimi için destek veren bir ajansla irtibata geçin. Hem markanız kazansın, hem yaşanabilir bir dünya için çabalarınız ile içiniz rahat etsin. Haydi biraz sorumluluk alın…    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Umut Salcan Arşivi