Mehmet İletmiş
MAÇ CEZASI VE BİRKAÇ SÖZ…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Gaziantep son aylarda her spor karşılaşmasında trafik cezası yiyor. Kentin bir ucundan öbürüne ulaşmak neredeyse mümkün olmaktan çıkıyor.
Kentler spor karşılaşmalarının kendi şehirlerinde yapılmasını isterler aslında. O gün maçın oynanacağı stat ya da spor salonu çevresindeki küçük esnafından seyyar satıcısına herkes birkaç kuruş kazanacağı için sevinir idi.
Son aylarda terör tehdidi bahanesi ile stadyumun veya diğer spor salonlarının çevresindeki bütün yollar trafiğe kapanır oldu. Zaten birçok kavşakta da SOL’a dönüşler yasak olduğu için şehir içi ulaşım tamamen felç oluyor.
Gaziantepspor’un maçı olduğu gün lütfen trafiğe çıkmayın diyesi geliyor insanın. Kamil Ocak Stadyumu civarındaki bütün ana yollar trafiğe kapatılıyor. Hem de maçtan saatler öncesinde. Karşıyaka tarafından gelen tüm araçlar şehrin güneyine, Düztepe tarafından gelenler ise kuzeyine gidemez oluyor. Alternatif yol olarak kullanılan Gazi muhtar paşa bulvarında isi sola dönüşler yasak olduğundan Kim hangi yolu açık sanırsa oraya yöneliyor. İşte keşmekeş te tam burada başlıyor. Hiçbir kavşakta trafiği yönlendirecek bir polis bulundurulmuyor. Kim birkaç santimlik boşluk bulsa sokuyor aracının burnunu. Ve kilitleniyor trafik.
Bire canım yöneticiler zaten anayolları çöp kamyonları ile kapatıyorsunuz. Polis araçları ve polisler boşa çıkmıyor mu? Kullanılabilecek alternatif yollara yönlendirme yapacak, o kavşaklarda trafik akışını sağlayacak hiç mi polis kalmıyor. Ya da zabıtanın trafik bölümünün personeli ne işe gönderiliyor.
Şehrin merkezi bu keşmekeşi hemen her hafta çekmek zorunda bırakılırken Karataş mahallesindeki spor salonu çevresi bu sıkıntıdan nasibini almaz mı? Allah rızası için sizde bir maç günü şehre çıkın sayın yöneticiler. Şehrin doğusundan batısına, Kuzeyinden güneyine veya tam tersi yönlere nasıl gidilebilir gözlerinizle görün. Karataş spor salonu civarındaki insanların kendi evlerine nasıl ulaşabileceğini bir gözleyin.
Bir şehri yönetmek sadece masa başından olmaz hanımlar, beyler. Kent insanı kendi başına bırakılmaz. En azından trafik kaderine terk edilemez. Kaybedilen zaman, trafikte geçen zamanda tüketilen enerji milli servettir. Zaten sinir küpü olmuş insanlara yaşatılan bu keşmekeşin yüklediği stresin kavgaları ve kazaları kaçınılmaz kaldığını görün lütfen.
Ha, asıl önemli olan ve insanların sinirine ve gururuna dokunun şu çöp kamyonları ile yol kapatma işini de yeniden bir düşünün bakalım. Bu kentin polisinin ve belediyelerinin yüzlerce hizmet aracından faydalanmaya çalışın.
Tabi bu eleştirilerimizin dikkate alınacağını düşünmek istiyor insan. Eleştiri yaparken dikkat ederseniz çözümünü de birlikte söylüyorum.
Ersin aslan hastanesi kavşağı yeniden düzenlendi. Trafiğin o bölgede kilitlenmesinin önüne geçildi. Teşekkürler. Ama O kavşağa İnönü caddesinin doğu tarafından gelen ambulanslar için küçük bir geçit yapılabilir mi araştırılmalıdır.
Özdemir Bey caddesinde eski müftülük önündeki kavşaktaki trafik ışığı da o güzergâhı rahatlatmış durumda. Ama gel görelim Düztepe polis merkezinin önündeki kavşak hala bir çile olmaktan çıkarılamadı. Sabah saat 9 a kadar akşam ise 4 ten sonra lütfen oraya bir yetkiliniz gidin. Aşağı yukarı yüz bin nüfusun trafik akışının yaşandığı bu kavşaktan herhangi bir yöne doğru kaç dakikada gidebilirsiniz kendiniz görün.
Şimdi oturup kendi kendime düşünmeye başlıyorum. Daha bir hafta önce asfaltlanan yollarda kazılar yapılıyor. Güzelim asfalt delik deşik ediliyor. O çukurları kazan, kanalları açan kurumlar hangileri ise o işlerini bir hafta önce niye yapmazlar. Belediye meclisleri bir karar alıp hangi cadde asfaltlanacaksa o yere kazı yapması muhtemel kurumlara bir yazı yazılsa. Şu Cadde asfaltlanacaktır. Şu tarihe kadar varsa işinizi bitirin. Yoksa belediye asfalt döktükten sonra yapacağınız bir metrelik kazı için bile olsa o yolun tüm masrafını sizden alırım dese… Hakikaten hangi kurum o bedeli göze alır?
Belediyeler de her asfaltlanan yol için haftada bir yama yapma külfetinden kurtarılamaz mı?
Evet, birkaç eleştirimizi ve önerimizi birlikte dile getirdik. Gerisi sorumluların işi deyip vaz geçiyoruz. Bütün toplumun yaptığı gibi. Gerisinden bize ne?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.