Kilis IŞİD Füzelerine Alışacak mı ?  

  Kilis hemen her hafta Suriye’den yani IŞİD Terör Örgütünün konuşlandığı bölgeden atıldığı ileri sürülen füze, bomba vs silahların tehdidi ile korku dolu bir yaşam sürüyor. Bu durum hükümet kanadında o kadarda aciliyet arz etmiyor galiba çünkü hükümetin yaklaşımına bakınca, oradaki halka, IŞİD bombaları ile yaşama alışın gibisinden bir anlayış sanki dikta edilmek isteniyor. Atılan füzeler, bazen bir okul bahçesine, bazen bir binanın önüne, bazen de bir meydana düşebiliyor. Bu sırada hiçbir şeyden habersiz Kilisli yurttaşlardan ölenler, yaralanalar, hatta sakat kalanlar da oluyor. Ve bu canlar adeta kim vurduya gidiyor. Sorumlu olan iktidar da çıt yok. Kilisliler böyle yaşamaya sanki alıştırılıyor gibi… Düşünün siz karşı tarafta PYD ya da Esat güçleri yada iktidar kanadında kabul görmeyen başka bir güç olsaydı AKP iktidarı aynı şekilde bekler miydi? Sonuç ta hükümet Kilis’te kendi halkının güvenliğini sağlayamıyor. Sadece bu mu; Yurtlarda tecavüze uğrayan çocukların güvenliğini de sağlayamıyor. Düşünün siz şu olayı, küçük yaşta çocukların uğradığı o iğrenç durumu. Gerçekten bir insanlık ayıbı,  insanlık suçu ve kahreden durum. Sadece bu mu; Ekonomi de durum ne sizce, bana göre çuvallamış durumda. Bakın siz şu piyasalara Bıçak kemiğe dayandı, intiharların arkası gelmiyor, icra dairelerinde dosyalar dağlar gibi çoğaldı. Sanayici, bankacı, esnaf herkes tedirgin. Ekonomik kriz, insanların üzerinde bir karabasan gibi çökmüş. Altta kalanlar inim inim inliyor. İktidar kanadında ise bu sorunları çözmek için tık yok. Ya ne var, olayların üzerini örtme gayreti var, muhalif sesleri gözaltına almak ve susturmak gibi bir çaba ve gayret var. Çünkü yaşanan bunca olumsuzluklardan dolayı iktidar kanadında ne bir sorumluluk alan, nede bir istifa eden var. Halka alışın demek gibi, kör ve yoz bir anlayış adeta sevdirilmeye çalışılıyor. İleri demokrasi vaadiyle iktidar koltuğuna otaranlar bu ülkenin başkenti Ankara’nın göbeğinde barış isteyen yurttaşlara yönelik saldırılara adeta seyirci kalıyorlar. Hatta bu insanları koruyamayarak, onları canlı bombalara yem edercesine güvenlik zafiyetleri ortaya çıktı. Sadece barış isteyen bu silahsız insanların sokaklarda hayatları karartıldı halende devam ediyor, ama iktidar bundan da bir sorumluluk almadı. Alışın anlayışını sürdürdü. Düşünün bugün Avrupa’nın birçok ülkesi “Türkiye’ye gitmeyin” diye kendi yurttaşlarını uyarıyor, bölgemizi kırmızı nokta ilan ediyor. İnsanlar ısmarlama talimatlar ve uyduruk suçlamalar ile adeta yargısız infaz edilerek gözaltına alınıp, tutuklanıyor. Tüm bu olanlara baktığımızda siz hala adaletten, güvenden, huzurdan bahsedecek misiniz? Ve bu sorunları çözmek yerine insanların gözünün içine baka baka halının altına süpürmeye devam edecek misiniz? Peki, bu nereye kadar devam edecek. Güneş balçıkla sıvanır mı hiç? Sizi o koltuğa bu kadar bağlı kılan, nedir acaba? Yoksa bir şeylerden mi korkuyorsunuz? Zaman içerisinde bunu da göreceğiz… Doğuda her gün gelen şehit haberleri, sivil ölümler yürek burkuyor, insan bu ölümler karşısında huzur bulamıyor, rahat edemiyor. Ama ateş düştüğü yeri daha çok yakıyor. Bir iktidar uğruna, koltuk uğruna yada başka bir niyet uğuruna bunca ölümlere, hangi vicdan susar, seyirci kalır tasvip eder ki… 7 Haziran’a kadar olmayan bu kin ve ölümler, şimdi bu yurttaşlara neden yaşatılıyor. Kimin ve neyin kuyruğuna basıldı da iş bu kadar çığırında çıktı. Bu kadar acımasızlık olabilir mi. Ocaklar sönüyor ocaklar. Ama birileri halen daha çok ölümden daha çok can yakmaktan bahsedebiliyor. Bu kadarda olmaz. Allahtan korkun yeter… Bizler bu ülkede herkes ile barış içinde yaşamak istiyoruz…      

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi