Dokunulmazlıklar

  Aylardır dövülen topraklar kan ağlıyor. Cizre, Sur, Bağlar, Nusaybin, Silvan...Her gün bir şehir, bazen bir kaçı birden kapatılıp günlerce yakılıp yıkılıyor. Yasaklar, yıkımlar katliamlar dinmiyor. Yakıp yıkılanın, insansızlaştırılanın, anı ve belleğiyle yerle bir edilenin peşini de bırakmıyorlar. Kan ve gözyaşına boğulmuş olan yerleri, kamulaştırma adına esasta hükümetleştiriyorlar, devletleştiriyorlar. Çocuk, yaşlı, kadın erkek, genç... Saltanat kayığı uğruna ölümler artıyor, hayatlar zehir ediliyor. Bir yandan Kürt gençleri, diğer yandan Türk, Laz, Çerkes, Arap... Alevi, Sünni yoksul halk çocukları hayatlarından oluyor. Sıra sıra tabutlar, sıra sıra cenazeler... Kanla beslenen bir politik atmosfer içindeyiz. İktidardakiler yeni bir yol, yeni bir arayış yerine demokratik olan her şeyi silip süpürecek bir hesapla ilerlemek istiyorlar. Diyalog yolları hepten kapatılıyor. ‘Çözüm’ sözcüğü adeta yasaklanmış bulunuyor. Ne diyalog, ne müzakere, ne çözüm... HDP topun ağzında. 7 Haziran’da yüzde 13 oy alan, 80 vekil çıkaran, milyonlarca Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkes, Ermeni, Rum... Sünni, Alevi, Hristiyan... Her dilden, her halktan, inanç ve kültürden Türkiye halklarından destek almış olan, demokratik bir Türkiye özlemi içindeki milyonlar için bir çözüm yolu arayan HDP de topun ağzında. Dokunulmazlıklar konusunda süregelen tartışma bir kez daha “Alavere dalavere Kürt Memet nöbete” deyişini doğruladı. Ne yolsuzluk, ne hırsızlık... Onlara dokunulamıyor. Barış, eşitlik, özgürlük, kardeşlik diyenler tehlikeli sayılıyor. Kürt sorunu, demokratik çözüm diyenler düşman ilan ediliyor. HDP’li vekiller, “Kürsü dokunulmazlığı yani ifade özgürlüğü hariç tüm dokunulmazlıklar kaldırılsın” dediler. Ancak Kürtlere yönelik saldırı bir kez daha tüm devlet partilerini bir araya getirmiş oldu. Varsa yoksa savaş... Savaşla hakim, savaşla kadim olmak istiyorlar. Kürtleri ezerek, taleplerini yok sayarak hakim olmak istiyorlar. Kürtlerin parlamentodaki varlığına bile tahammül gösterilmiyor. Onca hırsızlık, onca yolsuzluk, onca tecavüz, onca rüşvet, rant paylaşımı, onca haksızlık, zulüm yok sayılıyor, Kürtlere saldırıyla tüm pislikler örtülmek isteniyor. Kürtlere ne kadar saldırılırsa, gerçekler o kadar karartılabilir oluyor. Dokunulmazlıkları kaldırıp, diyalog, müzakere, demokratik çözüm diyen bir kaç Kürt vekili ibreti alem için cezalandırmanın peşine düşmüş görünüyorlar. Bunun nasıl bir kaos, nasıl bir altüst oluş yaratacağını bile bile yapıyorlar. Bilmeyen Kılıçdaroğlu gibi politikacılar... Saray hesabını yapmış olarak ilerliyor. Onlar, Kürtlere yönelik şiddetin, baskı ve yıkımın, kan ve gözyaşının, diğer tarafta yekpare bir Türklük yarattığını, Türk İslam sentezci, Saray sevdalısı bir güç yarattığını düşünüyorlar. Bu hesabın, MHP’yi hepten uysal bir Saray bekçisi haline getirirken, CHP’yi de Deniz Baykal çizgisine getirdiğini gördükçe Kürtlere saldırıların dozunu daha da arttırıyorlar. Kürtler ve demokratik mücadeleler namına ne varsa ‘bölücülük ve terörizm’ saymakla MHP’yi de CHP’yi de hizaya getirmiş oluyor. Artık el birliğiyle demokratik mücadeleyi, seçimleri, parlamentoyu hepten ortadan kaldırıp, Kürtleri başka bir kulvara sürüklemenin hesabını yapıyorlar. Kürtleri parlamentodan silecek hesapların, nasıl daha büyük sorunlara neden olacağını bildikleri halde bunu yapıyorlar. Erdoğan ve Baykal çizgisi berraklık kazanıyor. “Ya baş eğecekler, ya baş verecekler” diyerek avazı çıktığı kadar bağıran, başkan olmak için her türlü hesabı göze alan Erdoğan, kendi politikalarına esir olmuş bir muhalefetin varlığından dolayı daha da mutlu oluyor. Konu Kürt sorunu olunca, ordu, yargı, yasama, yürütme hepten ‘sağlam’ tutum alıyor... Medya yandaşıyla, ana akım medyasıyla, Cemaatçısı ve kimi solda görünen ulusalcı, şoven kesimiyle Saray’ın arkasına dizilmiş durumda. Konu Kürt sorunu, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlükleri, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürtlerin tam hak eşitliğine sahip oldukları demokratik bir Türkiye olunca, AKP ve Saray muhalefeti balon gibi bir bir sönüyor. Ancak bu hesabın da balon gibi söneceğini görececeğiz. Tarih bunu da yazacak. Demokrasi ve özgürlük kazanacak!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ender İmrek Arşivi