Rakamlarla, istatistiklerle konuşmak doğruları söylemek gibi görünse de, bu kural her zaman doğru olmayabilir. İstatistik bazen doğruları çarpıtmak için de kullanılabilinir. Diğer bilim alanları için de benzer sorunlar vardır. Ülkemizde en temel istatistik alanlarından biri olması gereken sağlık alanında da bu konuda ciddi sıkıntılar yaşamaktayız. Ülkede temel gelişmişlik göstergesi olan, bebek ölüm hızı, Beş yılda bir yapılan TNSA (Türkiye , Nüfus ve Sağlık Araştırması) verileriyle , belediyelerin tutuğu bebek ölümleri sayısı arasında farklılıklar bulunuyor. Bulaşıcı hastalık istatistikleri yeterince doğru tutulmuyor. Sağlık Bakanlığı bu konuda yeterince titiz davranmıyor. En popüler konulardan biri olan, 1986’daki Çernobil Nükleer kazasından sonra, ülkemizde kanser olgularında artış olup, olmadığı konusuydu. Sağlık Bakanlığı Kanser istatistiklerini tam olarak tutmadığı için, bu konuda halkı bilgilendirici açıklamalar yapamadı. Hala bu konuda doyurucu açıklamalar yapılmıyor. O yıllarda çay ve fındıkta radyasyon tehlikesi bulunuyordu. Çaydan sorumlu bakan Cahit Aral kameraların önünde çay içerek, herhangi bir tehlike olmadığı konusunda halkı inandırmaya çalışıyordu. Günümüzde kanser olgularında, ciddi artışlar olduğu konusunda herkes hemfikir, ama istatistikler yine kamuoyu ile tam olarak paylaşılmıyor. Pek çok hastalık gibi kanserde de çevresel ve genetik etkilenmeler var. Önemli olan çevresel etkileri ortadan kaldırıp, sağlıklı bir çevrede kanser hastalarının sayısını azaltmak olacaktır. Bu nedenle bölgelere göre, yaşlara göre, beslenme alışkanlıklarına kanser olgularının dağılımını ortaya koymak çok önemlidir. Benzer bir durum trafik kazası istatistiklerinde yaşanmaktadır. Her Karayolları genel müdürlüğü, bayram tatilleri öncesinde, karayollarında en çok kazaların olduğu yerleri istatistiksel veriler dayanarak ortaya koymaktadır. Bu uyarılara rağmen, yine o yerlerde kazalar olmaktadır. Demek ki sürücüler uyarıları dikkate almıyor. Karayolları ve Emniyet kara noktalar denen bu noktalarda yeterince tedbir almıyor. Böylece istatistik yapmak da beyhude bir iş olmuş oluyor. Günümüz iktidarı, vatandaşı doğru bilgilendirme, istatistikleri doğru yapma ve yayınlama konusunda sınıfta kalmıştır. Son oniki yılda bu konuda daha da geriye gitmiş bulunuyoruz. Hükümet ekonomiden, sağlığa, iş kazalarına kadar pek çok istatistik verisini açıklamak konusunda kendini zorunlu hissetmiyor. İstediği gibi davranıyor. Bu şekilde gerçeklerin görünmeyeceğini sanılıyor. Oysa “Güneş balçıkla sıvanmaz”. Gerçekler gün gelir suratınıza çarpar.