Arif Nacaroğlu
H-faktörü
Arif Nacaroğlu
anacaroglu@evrensel.net
Google çıktı, insanın gizlisi saklısı kalmadı. Kimi merak ediyorsan yazıyorsun ismini, bir tuşla dedesinin bacanağına bile ulaşabiliyorsun. Nerede doğmuş, ne okumuş, ne yemiş, ne içmiş, tipi nasıl. Google deposu insanları gruplamış. “Sanatçılar” yazıyorsun, Abidin’den Zakkum’a ne kadar müzisyen varsa yedi göbek bilgileriyle dökülüyor. Her kim yaptıysa Türkçe “sanatçı” yazınca sadece şarkıcı, türkücüler. Ressam, heykeltıraş ve diğerleri için “ressam”, “heykeltıraş” yazmak gerekiyor. Olsun.
Merak edip baktım, bir zamanlar Türkiye’nin en iyi, dünyanın iyi üniversitelerinden sayılan Boğaziçi Üniversitesinin rektörlüğüne atanan fizikçi hoca hangi meziyeti ile bu göreve getirildi diye. Naci Hoca akademik olarak fena sayılmaz.
Google, üniversite hocalarını da bir çuvala koyup, neleri var neleri yoksa ortaya dökmüş. Bir de h-faktörü diye bir ölçü koymuş. Akademik yaşamı süresince yaptığı bilimsel çalışmaları bilimsel dergilerde yayımlayan hocaların yayın sayıları önemli. Bu ülkede birkaç yayın ile nerelere gelmiş akademisyenleri görünce Naci İnci fena sayılmaz. Google yayın sayılarını ve yayınları sıralarken bir ölçü daha koymuş, bu yayınları kaç kişi okuyup, kendi çalışmalarında faydalanmış. Yani yayınlar işe yaramış mı yoksa yazandan başkasının okumadığı makaleler olarak orada duruyor mu? “Atıf sayısı” olarak değerlendirilen bu ölçü de önemli.
H-faktörü hesabı biraz karışık. Yaptığın herhangi bir yayını okuyup, kendi çalışmasında kullanan araştırmacı sayısı h-faktörünü belirliyor. Daha çok yayın yaptıkça, daha çok atıf alman gerekiyor h-faktörünün yükselmesi için. Örneğin 10 yayın yapıp, her yayınını sadece 1 kişi okumuşsa h-faktörün 1, 2 kişi okumuşsa 2 oluyor. 10 yayının her birini en az 10 kişi okumuşsa h-faktörün 10 oluyor.
Naci Hoca’nın h-faktörü 14. Yayınlarını 596 kişi okuyup kendi çalışmalarında kullanmış. Sıfır (“0”) atıfla, (Yani kendi yazdığını kendinden başka kimsenin okumadığı) rektör atanan en üst akademik unvanlı hocalarla kıyaslanınca iyi. Gerçi bölümünde h-faktörü 210, atıf sayısı 21 bin 157 olan hocalar da var ama çalıştığı konu göz önüne alınırsa Naci Hoca da iyi. Fizik, elektronik, haberleşme bilimlerine yaptığı bilimsel ve teknolojik katkıları da iyi. Bazı uygulamalarına patent almış.
İnsan sormadan edemiyor. Daha 21 yaşında, milyoner bir iş adamı değil, orta halli bir akademisyen olmaya karar vermiş, 36 yıldır optik, fiber, elektronik, fizik problemleri ile mutlu olmuş, işi sayesinde dünyayı tanımış ve dünya tarafından tanınmış bir üniversite hocası, hem daha yaş haddinden emekliliğine 10 yıl varken, nasıl ve neden bir siyasi partinin, üniversitesini, hem de kendi üniversitesini kalitesizleştirme görevini üstlenir? Bilimle uğraşmak varken neden betonla, şantiyeyle, diğer hocalarla uğraşır? Neden h-faktörü 26, atıf sayısı 5 bin 815 olan Barlas Hoca’yı dışarı atar? Neden bilimin sağladığı bağımsızlığını kayyumluğa feda eder?
Anlamak hem güç, hem kolay.
*İktidarın Basın İlan Kurumu marifetiyle susturmaya çalıştığı, temelleri 46 yıl önce “Can düşmanımız faşizme karşı tek yumruk olalım” başlığıyla atılan, 27 yaşındaki genç gazetemiz (evrensel) 11 Aralık 2022 Pazar günü saat 15.00’te Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezinde hepimizin desteği ile “yenilmeyeceğini” gösterecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.