Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Fidel Bedence Aramızdan Ayrıldı…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Küba Devriminin Önderi Fidel Kastro geçen cumartesi günü bedence aramızdan ayrıldı. 26 Temmuz 1953’te, kendisinin ve Raul’un da dahil olduğu 135 yoldaşıyla birlikte, Batista’nın Moncada Kışlası’na saldırmıştır. Böylece de, onun hain sömürü düzenini ve arkasındaki Yanki Emperyalizmini alaşağı ederek ülkesini özgürleştirme savaşını başlatmıştır.
Bilindiği gibi, bu baskın zaferle sonuçlanmamış. Tersine, yoldaşlarının büyük bölümünün hayatını yitirmesine, Batista’nın emriyle infaz edilerek katledilmesine ve geri kalanlarının da tutsak düşmesine yol açmıştır. Fidel de tutsaklar arasındadır. Günlerce süren mücadele ve yorgunluktan dolayı bitap düşüp uykuya dalan Fidel, kendilerini arayan Batista Ordusu’nun askerleri tarafından bulunuyor. Askeri timin başındaki genç subayın temiz kalpli oluşu ve Batista zulmünü de somutça bilişi yüzünden, yakalandığı anda hemen infaz edilmez. Tutsak alınır ve kışlaya götürülür. O sayede yani hasbelkader hayatta kalır. Yoksa, Fidel gibi yenilginin kesinleşmesi sonrası kaçabilen 34 yoldaşı, bulundukları yerde hemen infaz edilmiştir. 1955 sonrası afla salıverildikten sonra, geriye kalan yoldaşları ve aralarına yeni katılan yoldaşlarıyla birlikte yeniden Meksika’ya geçerek savaş hazırlıklarına girişmiştir. 2 yıl süren bir savaş hazırlık eğitimi sonrasında, Küba’ya “Granma” adlı eski bir tekneyle dönmüş ve kaldığı yerden savaşına devam etmiştir. Kahraman Gerilla Che de, Meksika’daki bu eğitim sürecinde dahil olmuştur savaşçılar arasına. Şanssızlıklar bu devrim savaşçılarının peşini bırakmamıştır bu kez de. 82 savaşçının, Oriente Eyaleti’nin Las Coloradas Sahilinden karaya çıkıp savaşa tutuşacağı haberini ajanları vasıtasıyla almış olan Batista, askerleriyle birlikte orada pusuya yatmıştır. Sahile ayak basan savaşçılar bir anda ateş çemberi içine alınırlar, kurşun yağmuruna tutulurlar. 82 savaşçıdan yalnızca 13 kişi hayatta kalmayı başarıp pusudan kurtulabilir. Tabiî birer, ikişer, üçer, beşer kişilik sayılar halinde kurtulunmuştur. Fidel, bu hezimet boyutundaki yenilgiden bile asla etkilenmez. İnancı ve kararlılığı asla sarsılmaz. Sağ kurtulan bu 13 kişiyi toplayıp bir araya getirir. Onlarla birlikte Sierra Maestra Dağları’na çekilerek oradan savaşlarını başlatırlar.
Fidel, halkın özlem ve taleplerini, hislerini, ruhiyatını çok iyi kavradığı için, onlara en uygun düşecek çözüm yollarını bulur ve gösterir, bölgedeki insanlara. Bilgisi, cesaret ve kararlılığı, fedakârlığı etkiler, yoksul Küba insanını. Ve günbegün Fidel’in etrafında toplanıp ordulaşırlar. “Patria o muerte!”. “Ya özgür vatan ya ölüm!” Hatırlanacaktır, bu slogan bizim Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın da şiarıydı. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları nasıl dile getiriyorlardı bu şiarı?“Ya istiklal ya ölüm!”. İki yıl süren bir savaş sonunda da, 1 Ocak 1959’da, ülkenin en doğusundan en batısında bulunan Havana’ya kadar gelip başkenti ele geçirirler ve ABD işbirlikçisi Batista Diktatörlüğünü yerle bir ederler. Devrimden sonra Küba’ya başta domuzlar körfezi çıkarması olmak üzere, kezlerce ABD saldırısı olmuş, hepsi de püskürtülmüştür. ABD Fidel Kastro’ya karşı tam 638 kez suikast düzenlemiş ama hiçbiri de başarıya ulaşamamış, planları suya düşmüştür.
Küba yıllardan beri ABD ve diğer emperyalist ülkelerin ambargosu altındadır. Bu ambargolara karşı Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerden yardım alan Küba özellikle sağlık alanında kendini çok geliştirmiştir. 1990 yılında sosyalist blokun dağılmasından sonra yardımlar kesilmiştir. Bu nedenle ilaç dahil pek çok ihtiyaç maddesinin temininde büyük güçlükler yaşanmıştır. Tüm bunlara rağmen Küba başta Venezuella olmak üzere pek çok Latin Amerika ve Afrika ülkesine özellikle doktor, başta olmak üzere tıbbi destek vermiştir. Küba Birleşmiş Milletler verilerine göre en az parayla vatandaşlarını en uzun süre yaşatan ülkedir. Bu nedenle Küba’nın sağlık alanındaki uygulamaları diğer ülkeler için model olarak gösterilmektedir. Küba da sağlık hizmetlerinin temel özelliği parasız ve hemen ulaşılabilir olmasıdır. Küba’da tıp araştırmaları uluslar arası ilaç tekellerinin baskısından uzak Küba hükümetinin desteğiyle yapılmaktadır. Küba’da özellikle kanser aşıları alanında son yıllarda hızlı gelişmeler olmuştur. Küba tüm dünya halkları için bu çalışmaları yapmaktadır. AB-D emperyalistleri tüm dünyayı kana bularken, Küba gibi küçük bir sosyalist ülke insan sağlığı için yaptığı çalışmalarla tüm dünya halklarının sevgisini kazanmaktadır.
İşte böyle bir ülkenin kurucusudur Fidel Kastro . Bedence aramızdan ayrılması onun ideallerinin bitmesi anlamına gelmiyor. Aksine Fideli ve Küba devrimini bir kez görmemizi ve dünyamıza kazandırdıklarını kafamıza yerleştirmemize neden oluyor.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.