Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Enerji ve kan

  Dünya değişiyor. Sanayileşmiş ülkeler özellikle enerji yoğun ve çevre kirliliği sonuçlu üretim biçimlerini enerji zengini yoksul ülkelere kaydırıyorlar. Sanayi devi Avrupa ülkeleri artık demir, çelik üretimlerini yoksul Güney Amerika ülkelerinde, çimento üretimlerini yakıp yıkarak oluşturdukları pazarlara yakın Türkiye gibi ülkelerde yapıyorlar. Kendi ülkelerindeki üretimi de yüksek eğitimli insan gerektiren bilgi yoğun teknolojilere, bilgisayar yazılımlarına, haberleşme teknolojilerine ve finans yönetimine devşiriyorlar. Böylece bir taşla üç, beş kuş birden vuruyorlar. Hem gittikleri ülkenin elektriğini, suyunu, kömürünü tüketiyorlar, hem bacalarından çıkan zehirli gazları, külleri o ülkenin insanlarının kafalarına boşaltıyorlar, hem de “Yabancı yatırım getirdik” diye caka satıp, çiçekli taçlarla karşılanıyorlar. Hedef ülkelerin kafasız (ya da kafalı) siyasetçileri de halklarına “İş alanı yaratıyoruz. Sanayileşiyoruz” diye yutturuyorlar, moda deyimle halklarını “Algı” yaratıp, yönetiyorlar. Durum böyle olunca tarihin çöp sepetine çoktan atılmış “Enerji tüketimi refah seviyesinin göstergesidir” cümlesi, olayı derinlemesine analiz etme kapasitesinden yoksun siyasetçilerin elinde siyasi bir aldatmacadan öte bir anlam taşımıyor. Enerjiyi kullananlardan çok üreten ve yönetenlerin sesinin duyulduğu Dünya Enerji Kongresi de kendi kendine sürüp gidiyor. Esasen insan için varolan enerjinin tartışıldığı Dünya Enerji Kongresinin içerisinde “insan” yok. Her şey sadece sayılara boğulmuş, kâr, zarar hesapları ile sınırlanmış. Savaşlar ve  ölümlerle sonuçlanmış politikaların, insanlığı ve dünyayı yok edecek kirliliklerin gündeme gelmemesi için, “Başka bir dünya mümkün” deme tehlikesi olanlar, meslek odaları, enerji alanında çalışanlar, halkı temsil eden kurumlar dışlanmış ve meydan şirket temsilcilerine ve onların kendi aralarındaki savaşlara kalmış. Oysa Kongrenin tanıtım girişinde “Dünya Enerji Liderleri, Geleceğin Enerji Liderleri gibi özel oturumlarla dünyanın her yerinden gelen ve ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde sürdürülebilir enerji sunmak için seçenekler arayan enerji bakanları, iş, finans ve akademi dünyasının liderleri arasında diyalog oluşturulmasını sağlayacak.” denilmişti. Daha önce buna benzer 22 dünya kongresi yapıldı. Bu kongrelere rağmen veya kongreler nedeniyle bugün enerji üreten ülke haklarının yaşadığı yoksulluk, katliamlar, göçler ortada. 23’üncü Kongrenin de sonuçları bu günden belli. Enerjinin olduğu yerde ne yazık ki, içi boşaltılmış halk, kirli siyaset, kanlı siyaset var. Ve sermayenin egemen olduğu kirli kapitalist düzen yok olmadıkça bu kanlı yaşam devam edecek.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi