Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Ekim Devrimi 100 yaşında…

    Rusya’da Lenin önderliğindeki Bolşevik Partisinin yaptığı devrimin üzerinden, 7 Kasım itibarıyla tam 100 yıl geçti. İnsanlık tarihinin önemli aşamalarından biridir Ekim Devrimi. Etkileri tüm dünyayı sarmıştır. O yıların deyimiyle İşçi –Köylü iktidarıdır Ekim Devrimi. Yetki İşçi- Köylü Sovyetlerine denmiştir. Bu nedenle devrim sonrası kurulan cumhuriyete de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği denmiştir.  Tarihçiler Ekim devrimini hazırlayan şartlar arasında Çanakkale Zaferimizi de yazarlar. Çanakkale de Yedi düvel Emperyalistlerin yenilmesi, müttefikleri olan Rus Çarlığını da zor duruma düşürmüştür.  Mustafa Kemal Atatürk Önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızda da, ülke olarak en yakın dostumuz ve destekçimiz Lenin’in ülkesi Sovyetler Birliği olmuştur. Ekim devriminin önceli olan, Burjuva devriminin en önemli örneği sayılan 1789 Fransız Devriminin temel sloganı  “Eşitlik, Özgürlük, Kardeşlik” idi. Burjuvazi yani sermaye sınıfı, işçi ve köylülerin yardımıyla sırtını Kiliseye dayayan derebeyi sınıflarını devirmişti. Bu devrimin en temel özelliği, Laiklik idi. Devlet yönetiminde ve hayatın her alanında etkin olan dinin ve din adamlarının egemenliğine son veriliyordu. Din ve vicdan özgürlüğü kavramı, toplum hayatına giriyordu. Ekim devrimi, tüm dünyada İşçi Sınıfı ve Köylüler açısından önemli sonuçlar yarattı. Çin, Kore, Vietnam gibi pek çok ülkede de İşçi ve Köylü sınıflarının iktidara geldiği devrimler oldu. Devrim olmayan ülkelerde ise İşçi Sınıfı ve Köylülere çok önemli haklar verildi. Sosyal Güvenlik, Parasız Sağlık ve Eğitim Hizmetleri halka sunulmaya başlandı. İşçi sınıfın haklarını savunan güçlü partiler ve sendikalar ortaya çıktı.  Ülkemizde ise İşçi Sınıfına toplu sözleşmeli grevli sendika hakkı ancak 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra yapılan 1961 anayasasıyla verilebildi. 1970’li yıllarda Dünya nüfusunun yarıya yakını sosyalist ülkelerde yaşıyordu. Sosyalist ülkeler arasında bir birlikteliğin olmaması, Lenin’in başlangıçta koyduğu ilkelerin uygulanmaması nedeniyle Sovyetler Birliğinde Sosyalist yönetim çöktü ve Sovyetler Birliği 1991’de resmen dağıldı. Bu tarihten sonra tüm dünyada hayat işçi ve köylüler için daha zor duruma geldi. Tüm dünya ülkelerinde özelleştirmeler hızla artı. Sendikalar güçsüz hale getirildi. Sosyal Güvenlik düzenleri bozularak sağlık paralı hale getirildi. ABD ve AB emperyalist ülkeleri 100 yıl önce olduğu bölgemizi ve dünyanın diğer bölgelerini kan gölü haline getirmeye başladılar. 1945’lerden beri geliştirdikleri yeşil kuşak projesi çerçevesinde destekledikleri Ortaçağcı grupların ve Partilerin iktidara gelmesini sağladılar. İnsan onuruna yaraşır bir toplumsal düzen yerine Ortaçağcı dayatmalara sahip çıktılar. İnsanlık,  ikiyüzbin yıl boyunca ağa, maraba, bezirgân, işveren, alt-üst ilişkisi bilmeden sınıfsız bir toplumda yaşamıştır. Son yedi-sekiz bin yıllık sınıflı toplum düzeni insanı birbirine düşüren düzendir. İnsanlığın bu kadar acı çekmesine neden olan yaşadığımız, emperyalizm çağıdır. Emperyalistlerin korkulu rüyası olan Ekim Devrimi, işçi sınıfı iktidarında yaşanan insanlığı, insan onuruna yakışır olan düzeni tüm insanlığa ve dünyaya göstermiştir.   ercankosmanoglu@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi