İrfan Başbuğ

İrfan Başbuğ

Covid 19 Saldırısı ve maskesizlik

Kıymetli yeni çizgi okurları, bundan böyle bu sütunlarda haftada bir sizlerle olmaya özen göstereceğim. Ekonomi, siyaset ve güncel bazı olaylarla ilgili değerlendirmelerimi sizlerle paylaşacağım. Şimdiden iyi okumlar diliyorum.

   Dünyada var olan Covid 19 salgını geçtiğimiz yıl Mart ayından itibaren (1 yıl dolmak üzere) ülkemizde de kendisini göstermiştir.

İsterseniz gelin salgının adını değiştirelim, biz buna SALDIRI diyelim. Burada düşman kim?  '' VİRÜS''.

    

     Uluslararası savaşlarda ne yapılır? Taraflar kendilerince strateji geliştirip, düşmanın olduğu cephelere plan dahilinde baskınlar düzenlerler. Birbirlerini yenmeye çalışırlar. Burada dikkat edilecek husus şu; taraflar birbirlerinin yerlerini biliyor ve genellikle bilinçli

davranıyor, kaybediyor veya kazanıyorlar.

     Oysa Covid 19  SALDIRIsında düşmanın nerede olduğunu bilemiyoruz. Göremiyoruz. Ancak tahmin ediyoruz. Nedir bu? Kalabalık; ortamlar, hijyenik olmayan yiyecekler, dolaşımdaki paralar, toplantılar, düğünler, cenaze törenler AVM'ler, Kongreler vb.

     Başlangıçta bütün dünya gibi ülkemizde de bocalama oldu. Ne yapacağımız bilemedik. Açıkçası hükümet de bilemedi ne yapacağını.

Önce maskeyi bedava verelim denildi, postaneler dağıtsın, eczaneler dağıtsın derken parayla satılsın denildi.

      Şimdilerde 50 tanesi 10 TL. (tanesi 20 kuruş) kadar düşen bir maske fiyatı, başlangıçta 1 TL. idi. Bu arada maske üreticileri ve aracılar çok fazla para kazandılar. Yani böylesine bir SALDIRIda dahi fırsatçılık yapıldı. Buna kamu otoritesi izin vermemeliydi.

     Gelelim hastalığın seyrindeki uygulamalara; 2020 Nisan ayında 1 hasta için İsveç'lere özel ambulans uçak gönderildiği hala hafızalarımızdadır.

Yurt dışından gelenler 14 gün devletçe temin edilen yurtlarda karantinaya tabi tutulmuştu. Zaman ilerledikçe hasta sayısı artmış, hastanelerde yer bulunmamaya başladığında, hastaların bir kısmı maalesef evlerine gönderildiler. Bir anlamda kaderleriyle baş başa bırakıldılar.

    

     O günlerden bu günlere gelindiğinde, 24 Şubat 2021 itibariyle 2,6 milyon insanımız hastalanmış, 2,5 milyon hasta iyileşmiştir. 28.285 vatandaşımız da maalesef hayatını kaybetmiştir.

     Burada sorgulanması gereken en önemli husus; Almanya ve Yeni Zelanda'daki gibi uzun süreli tam kapanmalar sağlayabilseydik, hastalık ve ölüm sayılarını azaltabilir miydik?

Elbette evet.

Üzülerek ifade etmek isterim ki, ülkemizin ekonomik gücü buna elvermediği için bu kapanma sağlanamadı.

     SALDIRI’nın ne kadar devam edeceği hususunda çok çeşitli görüşler var. Bilindiği üzere aşı çalışmaları devam etmektedir. Sağlık Bakanı tarafından100 milyon doz aşının Nisan ayı sonuna kadar ülkemize geleceği açıklanmıştı. Umarım bir aksilik olmaz, bu aşılar zamanında gelir ve uygulanır.

Bununla beraber toplumumuzun önemli bir bölümü direnç kazanacaktır.

      Biz yine de tedbiri elden bırakmayalım, maske-mesafe-temizliğe dikkat edelim. 

Sakın ha, salonları da lebaleb doldurmayalım. www.yenicizgigazetehaber.com

     

     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Başbuğ Arşivi