Bu kadarı da olmaz!

Gerçek demokrasilerin uygulandığı ülkelerde doğal olarak halk da, seçmen de bilinçlidir. Seçimlere şenlik havasında girilir, seçmenler, partiler ne maddi, ne de manevi yönden bizimki gibi yıpranırlar. Adaylar, halkın en çok izlediği kanallarda karşılıklı oturur, tartışır, seçim genelgelerini ve yapacaklarını anlatırlar. Bizdeki gibi elektrikler kesilmez, hile, üç kâğıt bakanlıkları kurulmaz. 12 Eylül faşist darbecileri Kürtler, sosyalistler, dindarlar, yoksullar, köylüler meclise girmesin diye önümüze koyduğu % 10 barajı yetmezmiş gibi, şu sıra HDP binalarına saldırıyorlar. HDP için gece gündüz demeden çalışan üniversite öğrencileri ve köylüler polis ve jandarma tarafından her an rahatsız ediliyor, karakollara çağrılarak çalışmalarının önüne bir baraj da bunlar dikiyor. Yasal olarak faaliyet gösteren bir siyasi parti için bunlar normal karşılanır şeyler değil. Kilis’te seçmen bu tür olaylardan oldukça rahatsız. Bir arkadaşımın, Fuat Avni'nin bu konu hakkındaki birinin yetkililere dayattığı talimatnamesini oku, deyince, tüm yazılanlara gerçekten inandım. Şimdiye kadar hangi köye gittiysek, o köyün yollarının, alt yapısının olmadığına tanık olduk. Bu köylere şimdiye değin el atmayan malum iktidar, her köye istisnasız bir iş makinesi göndermiş, bu makineler de mehter takımı gibi bir adım ileri, iki adım geri yerinde sayıp duruyor. Verilen mesaj, bana oy verirseniz yolları, alt yapıyı tamamlar yoksa da makinemi geri götürürüm tarzında. Kilis'in milletvekilleri, belediye başkanı malum partiden olmasına karşın Antakya, Kilis yolu resmen yamalı bohça gibi. Bir bölüm yolda ise beyaz tozdan göz gözü görmüyor. Köylerin gerçekliğini yazmama gerek bile yok. Bu iktidar, 12 yıl boyunca seçmeni kendine göbekten bağlamak için sürekli bizim vergilerimizle onları beslemiş ve iğrenç kişiliklerin oluşmasına neden olmuş. Bir köyde dolaşırken, bir kadın, " Bize kum verin." derken  bir çocuk :" AKP'nin Kilis milletvekili adayı bize para verdi. Siz ne vereceksiniz? " demez mi? Hilekârlıklar ile halktan oy toplayanlar bu halka nasıl hizmet verebilir. Van’da yüzlerce insanın seçim sandıkları Tokat'ın Niksar ilçesinde gösteriliyor. Unutmayın ki Saddam da, Beşar Esat da, Kenan Evren de, Hitler de, bu yollarla oylarını çok yüksek gösterebilmiştir. Çünkü tüm olanaklar ellerinde, subaşlarında adamları nöbet tutuyordu. Öyle bir gün geldi ki ne nöbetçileri, ne de kendileri kaldı. Kimi çukurda, kimi kendini katlederek, kimi de yıllarca ot gibi yatağa mahkûm olarak çakılıp kaldılar. Düşündüğünüz planları erteleyin, elinizde salladığınız kutsal kitapta da hırsızlık suçtur, günahtır. Herkes özgürce oyunu kullansın ve oylar dürüstçe sayılsın. Hiçbir dinde, felsefede, ahlakta hırsızlık doğal karşılanmaz, karşılanmamalıdır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Atiye Okay Arşivi