Biricik kızım için!

Bin bir emekle büyüttüğümüz, okuttuğumuz,  üniversite son sınıfa kadar gelen cıvıl cıvıl, pırıl pırıl aydınlık, çağdaş yüzlü, yardımsever, kınalı kuzumuzu, üniversite öğrencimizi maalesef kaybettik. Yastayız dostlar. Çünkü bir tanemizi kaybettik. Bizim gibi nice bir tanelerini kaybedenlere de sabır diliyorum. Hayalleri büyüktü kızımın, mezun olduktan sonra iş kurup bizlere bakacaktı. İşte o zaman “Artık sen çalışmayacaksın ben çalışıp size bakacağım. Senin çalıştığın yeter çilekeş babişim” demişti. Kızımın hayalleri gerçekleşmedi. Bizi yalnız bırakıp, terk edip gitti, hem de bir daha geri dönmemeye… Kızım boş zamanlarında Mersin’de haber için koşturur, sosyal faaliyetlere katılırdı, hayır için yani yardıma dönük olan faaliyetlere özellikle katılırdı destek sunardı. Aynı zamanda kendine güvenen, korkusuz biriydi. İnat ta yapısı vardı. Gaziantep’e geldiğinde gazetenin haber, dizgi, tahsilat gibi her işine koşturur yardım ederdi. Feray için; gittiği yerlerde zaman zaman beni arayanlarda olurdu “çok saygılı, efendi, girişken” bir evlat yetiştirmişsin tebrik ederiz” diye iltifat edenler de olurdu. Ama onun hiç haberi bile yoktu bu iltifatlardan. Her şeye rağmen kızıma bir zarar gelmesin, cahillik yapmasın, diye yine de gözüm hep üzerindeydi. Tasarrufluydu bize çok fazla yük olmamak için parası olmadığında bile benle değil annesiyle paylaşırdı. Bana söylemezdi, daha fazla yük olmayayım diye… Tatil dönüşlerinde onu genelde Mersin’e biz götürürdük. Hem ona arkadaşlık ederdik, hem de yalnızlığını paylaşırdık. Birlikte yolculuk etmemiz çok hoşuna giderdi, yanında olduğumuz için sevinirdi de… Vefatından bir hafta öncesine amcasının kızının düğününe katılmış gelinliğin ucunda tutmuş, sağdıcı olmuştu. Amcakızının gelin olmasına çok sevinmişti, mutlu olmuştu. Kızım da bir gün böyle gelin olup gidecekti, onun yokluğuna nasıl dayanırım diye kendi kendime düşündüm içimden. Amcasının kızı Derya gelin oldu gitti, kızım ise bir hafta sonra tabutuyla geldi. Ağıtlarla, gözyaşlarıyla o biricik kızımı toprağa verdik… Nur içinde yatsın, ışıklar yoldaşı olsun… O gün (19 Eylül 2017) Mersin’den akşam saatlerinde kara haber gelmişti. İlk önce arayanlar polis, sivil kim olduğunu bilmediğimiz kişiler aradı acil gelin diye. Trafik kazası dediler. Mersin’e gece 01.20’de ulaştık. Hastanelerde kızımı arıyoruz yok, ne kayıt var ne kendisi, poliste açıklama yapmıyor. Gece 03.00’da ancak haber alabildik. Adana’da Adli Tıpta Morgda olduğunu öğrenebildik. O an yıkıldı, bir parçamız gitmişti. 20 Eylül saat 11.00’da morgda kızımın cenazesini alıp Gaziantep’te Asri Mezarlıkta toprağa verdik. Kızım için yol ettiğim Mersin’de, bu sefer tabutla, ağıtlarla, gözyaşlarıyla dönüyorduk. Çevrede eş, dost, akraba, yoldaş, kızımın Gaziantep’te ve Mersin’de okul arkadaşları öğretmenleri ölüm haberini duyan kim varsa o gün cenazeye gelmişti. Sonradan görüntülere baktım o gün camide büyük bir kalabalık birikmiş. Tanıyanlar melek gibi bir kızdı, yiğit bir kızdı diyordu. Ama o şimdi aramızda yok sonsuzluğa uğurladık. Düşünüyorum da ona olan güvenden kaynaklı bizimde hatamız ve eksiğimiz olmuş, yani onu yeterince koruyamamanın üzüntüsünü, acısını hep üzerimizden hissediyorum. Bunca emeğe, ilgiye, çabaya rağmen sonunda onu kaybettik. Belki kızım yaralıyken orada olsaydık ya da yetişebilseydik, bugün belkide aramızdaydı. Ama yetişemedik. Mersin’in yolları o gece uzadı, uzadı, uzadı… Yine de ben kızımdan özür diliyorum onu koruyamadığım için, yaşatamadığım için… Affet beni kızım… Çevreme bakıyorum da, kızlar babalarına daha mı yakın, daha mı ilgili ne. Çünkü erkek çocuğa rağmen kız çocukları babalarına karşı daha başka sorumlu ve ilgili olduklarını gözlemliyorum. Kuşkusuz erkek çocuklarında hakkı inkâr edilmez, ama kız çocuklar bence daha başka oluyor babaya ve anneye karşı. İşte bu yüzden acısı büyük oldu. Bir baba olarak yazacak, söyleyecek çok şeyim var kızım, ancak bu kadarını toparlayıp aktarabildim. Yoksa seni anlatmam sayfalara sığmaz kızım, canım, ciğerim benim. Hoşça kal güler yüzlü, samimi, sevgi ve hoşgörü dolu kızım. Nur içinde yat kızım, ışıklar yoldaşın olsun kızım… Seni hiç mi hiç unutmayacağız… Hoşça kal… NOT; Kızımın cenazesine bizzat katılarak, telefon açarak, mesaj yollayarak, cenaze töreninde ve sonrasında acımızı paylaşan tüm arkadaş, dost, akraba ve meslektaşlarıma, yoldaşlara, kızımızın okul arkadaşlarına ve öğretmenlerine, akraba ve aile fertlerimize teşekkür ederiz              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi