Bu köşede " yapılan iyi şeyleri alkışlayacağız " sözümüzü tutuyor ve belli bir kültürel birikime ve bu gün orta yaş gurubundaki Gazianteplilerin birçok hatırasına sahip Turizm Parkına bir hançer gibi saplanan AVM (Alış veriş merkezi) binasının Büyükşehir Belediyesince yıktırılmasını ve yerinin yeşil alan olarak kullanılacağı sözünün verilişini cidden ayakta alkışlıyorum. Gaziantep'in ilk AVM. si olarak yapıldığı zaman bir çok sivil toplum örgütü ve toplumsal duyarlılık sahibi kesimce karşı çıkılan bu binanın, Düğmeci, Karagöz ve Alaybey mahallelerinin hava sirkülasyonunu kestiği ve bu bölgenin boğulacağı uyarısında bulunan onca tepkiye rağmen neredeyse bir inat uğruna yapılmış olması bir çoğumuzun içinde halen birer yara gibi duruyordu. Ancak Büyükşehir Belediyesi ve mülk sahipleri ile varılan anlaşma sonucunda, yerine eşdeğer bir arazinin verilerek yıkılacağı sözünü o gün bu gün izler olmuştum. Ve nihayet verilen söz tutuldu, bina 14 Şubatta yıkılmaya başlandı. Yerinin yeşil alan olarak kullanılacağı sözü de tutulur inşallah. Tabi bu arada Mart 2014 seçimleri sırasında Sayın Fatma ŞAHİN 'in vermiş olduğu iki söz daha var. Bunlardan birisi Fıstık Araştırma Enstitüsünün arazisinin festival alanı olarak düzenleneceği ve buranında gerçek sahipleri olan Gazianteplilerin hizmetine sunulacağı. İkinci sözü ise Kamil Ocak stadyumunun yerinin Yüzüncü Yıl Parkına katılarak büyük bir kent meydanı oluşturulacağı vaadidir. İşte tamda bu noktada ben biraz kuşkuya düştüm. Turizm parkının yeniden Gazianteplilere kazandırılması acaba bir yanlışın örtüsü mü olacak. Yani dostlar Kamil Ocak Stadyumunun ve bitişik alanların verilen söz tutulmayarak Şehir rantına kurban edilmesi bu alan sayesinde gözden mi kaçırılacak. Bekleyecek, görecek ve değerlendireceğiz. Umarım benimki sadece bir kuşku olarak kalır ve sayın Şahin sözünü tutarak bizden tekrar alkış alır ve tüm kentten büyük bir taktir toplar. XXX Başka bir konu; Gaziantep eğitim seviyesi bakımından Türkiye'nin en geri illerinden biri olma özelliğini korumaya devam ediyor. Bu gün gazetemizde haber olarak yer alan bir skandaldan söz etmek istiyorum. Eğitim - Sen defalarca gerek basın bültenleri ve gerekse kitlesel basın açıklamaları ile gündeme taşıdığı "Kadrolaşma" iddialarında sonuna kadar haklı çıktı. Milli Eğitimde oynanan oyunların kaliteyi daha da düşürecek ve çalışma barışını bozacak derken ve hazırlanan yönetmeliklerin fütursuz bir kadrolaşmaya zemin hazırlayacak derken yerden göğe haklı oldukları çıktı ortaya. Eğitim - Sen yöneticilerini bu öngörüleri ve uyarıları nedeniyle yürekten kutluyorum. Bu arada sağdan soldan bize ulaşan bir sürü "atamadan" birkaç örnek vermek istiyorum. Ben sadece okul isimlerini vereceğim ve gerisinin ilgililer ve sorumlular tarafından araştırılarak gereğinin yapılmasını veya kamuoyunu tatmin edecek açıklamalarını bekleyeceğim. Dr. Sadık Ahmet İlk Okulu müdürünün kendisine yardımcı olarak, Emine- Fevzi Uslu ilkokulunun müdürünün eşini atamasına aynı şekilde karşılık bulduğunu görüyoruz bu atamalardan birisinde. Dokuz yol köyü ilkokulunun müdürünün kendisine yardımcı olarak eşini atadığını duyuyoruz. Kendi kardeşini ya da yeğenini kendisine " müdür yardımcısı " atayanlar, kıdem, puan ve liyakat sistemini toptan yok sayarak sadece yandaş bir sendikanın üyelerinden yönetici atayanların sayısı bile belirsiz diye çalınıyor kulağımıza. Sadece bu birkaç örnek bile eğitimde niye son sıralarda olduğumuzu açıklamaya ve fütursuz bir kadrolaşma yöntemini göstermeye yeter de artar bile. İlgilileri ve sorumluları sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyorum. Tabi ki bu ilgili ve sorumlu görevi kötüye kullanmaktan hükümlü olanlar olmamalı... XXX Şu CeHaPe konusu; Geçtiğimiz günlerde bu partinin il ve ilçe yönetimleri ile Milletvekili aday adaylığı düşünen kırka yakın ismi bir araya gelerek " Ön seçim " şartını imzalayıp genel merkezlerine gönderdiğini, aksi halde kimsenin adaylık başvurusu yapmayacağı duyurulmuştu. Ancak Parti sözcüsü tarafından yapılan açıklamada Gaziantep'in merkez yoklaması ile aday belirlenecek illerin içinde yer alması bakalım ne sonuç doğuracak. Bu kararın gerek partisi için emek vermiş bir sürü aday adayı ve gerekse parti tabanı tarafından nasıl karşılanacağı, umudun ve heyecanın oluşup oluşmayacağını hep birlikte göreceğiz. Kendisi sosyal demokrat, uygulamaları ise tepeden inme bir partinin başarılı olmasını beklemek ne kadar akılcı bir yaklaşım olur. Hani bir zamanlar Muktedir tarafından kullanılan bir söz vardı "Allah CeHaPe yönetiminden razı olsun, biz onların sayesinde iktidarız" diye. Görünen o ki adam boşuna söylememiş. Zira karşısında iktidarı hedefleyen değil, muhalefete fit görünen bir parti var. Haydi hayırlısı...