Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Beslenme sorunumuz…

  Son yıllarda gıda fiyatlarındaki hızlı artış, beslenme sorunlarımızı gündeme getirdi.  Özellikle Et, süt ve yumurta fiyatlarına yapılan zamlar, çocuklarda başta olmak üzere beslenme sorunlarımızı artıracaktır. Aslına bakarsak son yıllarda ülkemizde şişmanlık (obezite) önemli bir sorun olmaya başlamıştı. Türkiye Nüfus ve sağlık araştırmasına göre 2013 yılında tüm nüfusta obez oranı(aşırı şişman) %19,9 iken. Kadınların %24,5 i, Erkeklerin %15,3 ü obez. Çocukların yüzde onu obez,  öte yandan da yüzde onunun boyu yaşına göre kısa. Bu çocuklara bodur çocuklar da deniyor.  Yaşına göre kısa olmak çocuklarda kronik(süregen) beslenme yetersizliğinin göstergesi olarak kabul ediliyor. Ülkemizde bir yandan şişmanlık artarken, öbür yandan beslenme yetersizliğinin olması tam bir çelişki. Beslenme yetersizliği esas olarak hayvansal proteinler dediğimiz et, süt ve yumurtanın yeteri miktarda alınmamasından kaynaklanıyor. Halkımız ekmeğe ve tahıl kaynaklı besinlerle karnını doyurmaya çalışıyor. Biz çocuk doktorları yaşamın ilk yıllarında çocukların mutlaka hayvansal proteinlerden zengin besinlerle beslenmesini istiyoruz. Bu yıllarda yeterinde hayvansal protein almayan çocukların beyin ve zekâ gelişimleri de yeterli olmuyor. Bu çocuklarda kansızlık ortaya çıkıyor. Bu çocukların bağışıklık düzeninde yetersizlikler meydana geliyor. Vücudun mikroplarla savaşması da zor oluyor. Üzerinde en çok konuşulan konu kırmızı et tüketimidir. Bu konuda en son verilere göre kişibaşı yıllık kırmızı et tüketimi 15 kg olarak belitrtilmektedir(1). Buna göre kişi başı günde 40 gr et tüketilmiş oluyor ki, gerçek hayat pek bunu doğrulamıyor. Amasya’da yapılan bir bilimsel çalışmada kişi başı et tüketimi 4,09 kg olarak bulunmuştur. Buna göre de kişi başı yıllık et tüketimi 11 gramdır. Bu rakam daha doğrudur. Aslında iki oranı yan yana getirir  isek toplumun az bir kesimi çok miktarda et yerken, çok büyük bir çoğunluğu çok az et tüketmektedir. Benzer bir durum süt ve süt ürünleriyle, yumurta tüketimi için de söylenebilir. Gelirin paylaşımında ciddi adaletsizlikler olan bir ülkede yaşıyoruz. Pahalılık halkımızın beslenmesini bozuyor. Toplumun yalnızca küçük bir kısmı ise bundan etkilenmiyor. Son bir yılda çok belirgin hale gelen, gıda fiyatlarındaki artış, tarım ve hayvancılığı önemsemeyen, şeker fabrikalarını özelleştiren, et balık kurumunu ve süt endüstrisi kurumu gibi kamu iktisadi kuruluşlarını satan anlayışın sonucudur. Beslenme yetersizliği ülkemizin en önemli sorunlarından biri durumundadır. Bu sorun ülkenin geleceği olan çocukların sağlığını derinden etkileyecektir. Bu nedenle vatandaş olarak sorunu görmek ve sorunun çözümü için çaba içinde olmak zorundayız.   1.https://www.haberler.com/yilda-1-milyon-173-bin-ton-kirmizi-et-uretiyoruz-9606533-haberi/) 2.Halil KIZILASLAN ve ark. Amasya İli Merkez İlçedeki Hanehalkının Kırmızı Et Tüketim Alışkanlıkları ve Kırmızı Et Tüketimini Etkileyen Faktörler Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi 2013            

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi