BEKİR ŞAHİN

Basın ve yerel yönetimler

Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon her sektör gibi basın sektörünü de olumsuz etkilemeye devam ediyor. Ancak, yandaş değilseniz.

Bu tespit bir kenarda dursun, son yıllarda yerel yönetimler ve Belediyeler, hatta bazı holding gibi kimi şirketlerin tanıtım içerikli açıklama türü haberleri son yıllarda çok fazla olması oldukça dikkat çekiyor.

Bu zihniyet aslında maddi anlamda medyayı zora sokup, mahtaç hale getirip, özgür basın yerine bağımlı, yandaş, sırf reklam içerikli basın yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmiyor. Böylece halkın haber alma özgürlüğü de bir anlamda engellenmiş olur. Bir diğer sıkıntı ise piyasaların gözü, kulağı ve sesi olan Medyanın emeği hiçe sayılmakta.

Düşünebiliyor musunuz özellikle Gaziantep başta olmak üzere diğer bazı şehirlerde gerek belediyeler, gerekse özel şirketler kimi kurum ve kuruluşlar, tanıtıma yönelik, diğer adıyla fuar, açılış vb etkinlik gibi tamamen reklama yönelik durumlarda, tek gelir kaynağı reklam olan basını, adeta yok saydığını gözlemliyoruz. Ne yapıyorlar, haber adı altında tanıtım ve reklamlarını özelliklede yerel basın yolu ile kamuoyu ile paylaşmaktalar. Ama aynı şeyi ulusal medya organlarına yaptıramazlar, buna rağmen reklam olunca büyük pastayıda oralarla paylaşırlar. 

Örneğin bir fuar açıldığında o fuarı düzenleyen yerel yönetim kendi reklamını yapıyor, orada stand açan esnaf ürünlerini satıyor parasını kazanıyor, birçoğu ürün satışları için müşteri ile milyarlarca anlaşma yapabiliyor, çarşıdaki pazardaki otel ve diğer esnaf herkes kazanıyor, ama burada kazanmayan, bu işin lokomotifi durumunda olan dijtal ve kağıt baskılı gazeteler, radyolar, tv ler yani bu işin haberini yaparak tanıtan kamuoyu ile paylaşan Basın, verdiği bu önemli hizmetinden dolayı tek kuruş maddi kazancı yok.

Üzücü…

Eğer bağımsız, özgür bir basın istiyorsanız, hele hele yaşanan şu hayat pahalılığında, her şeyin yüzde yüzlerin üzerinde zamlandığı bir durumda, kamu hizmeti veren Medyanın ayakta kalma mücadelesi verdiğini unutmayın.  

Dile getirdiğim basının ortak sorunu, umarım şehri yöneten yerel yöneticiler, özelde belediye başkanları dahil, özel sektör kurum ve kuruluş yöneticilerinin kulaklarını çınlatmıştır. 

Belki böyle durumlarda kimi 3-5 yandaşa destek vermiş olabilirsiniz, ama yerelde veya bölgede bu işi yapan, diğer medyanın varlığını, onlarında ekmeğini bu sektörde kazandığını, aynı işi yaptıklarını unutmayın derim. Mesleğini dürstçe, onurlu şekilde, eğilmeden her tür zorluğa ve sıkıntıya rağmen yapan bizim gibi bir elin parmağı kadar kalan yerel Basın mensupları, her dönemde aynı dik duruşu sergilemeye devam edecektir. 

Çünkü Çağdaş dünya, bugün ulaştığı çizgiyi, zaman içinde ortaya çıkan farklı görüşlerin tartışılmasına, toplumları etkilemesine ve sonunda varılan uzlaşmaya borçludur.

TGC Temsilcisi olarak, bölgemizdeki basın yayın kuruluşlarının ortak sorununu dile getirmeyi kendime görev saydım ve zaman zaman sektörün sorunlarını paylaşmaya devam edeceğim.

Sosyal medya yasasi olarak bilinen Basin Kanunu ile getirilen yeni yaptırımar her ne kadar bizleri maddi ve manevi büyük sıkıntılara, zorluklara soksada özgür yayın yapmakta önümüzde engel olarak her seferinde çıksada gücümüz yettiğince mesleğimizi onurlu şekilde yapmaya kararlı olduğumuzu da vurgulamak isterim.

Bu arada gözlemlediğim bir başka sorun ise, basın mensubuna ya da bu alanda örgütlü olan kitlelerin temsilcilerine, başkanlarına randevu vermeyen yerel yöneticileri, belediye başkanlarını da gerektiğinde buradan ve gittiğimiz her yerde dile getireceğim. Basın mensubunun ulaşamadığı bir yetkiliye vatandaşın ulaşıp, derdini nasıl anlatabilir, varın siz hesap edin.

Bu yazımı, Atatürk’ün basın özgürlüğü ile ilgili bir sözünü paylaşarak sonlandırmak istedim. 

“Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir” (1922)  www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ