Bekir Şahin
Aleviler ve cami, sanayi kentinde sendikasız olmak
Yayınlanma:
Güncelleme:
Cami-Cem evi projesine yönelik son günlerde hükümetin adeta gündemi değiştirme uğruna Cem Vakfı kanalı ile başlattığı girişim şu sıra çok tartışılıyor. Hükümet bu tartışmalar ile aslında kendi Alevi sinide yaratma peşinde…
Alevilerin çoğu bu projeye haklı olarak karşı çıkıyor. Kimisi samimi bulmuyor kimisi ise bunun bir Alevileri asimile etmeye yönelik proje olduğuna inanıyor. Çünkü karşı çıkanların düşünceleri bu projeye yansıtılmadı. Cem evini ibadet hane olarak kabul etmeyen bir anlayıştan, iktidardan siz nasıl cami cem evi yan yana projesini kabul edebilirsiniz. Zaten ezelden beri Alevileri Sünnileştirme politikası güdülmüyor mu ülkede Alevi köyüne cami yapılarak, yapılmak istenen ortada değil mi? Caminin arsasını, elektriğini, suyunu, ücretsiz veren bu devlet, Cem evi için ne yapıyor. Alevilerin kendi parası ile yaptırdıkları yapacakları binalara hem izin verilmiyor, hem de cem evinin hiçbir giderini karşılamayan bu devletin başındaki iktidarın cami-cem evi projesi sizce ne kadar samimi olabilir. Şu sıra imam hatip okullarına öğrencileri yönlendirmek için yemek ve servis ücreti devlet tarafından karşılanacak diye afişler bile asılıyor. Peki, diğer okullar için devlet aynı yakınlığı niçin göstermiyor.
Düşünün, şu birkaç örnek bile bu ülkede size Cami-Cemevi projesinin samimi olmadığını gözler önüne sermeye yetiyor.
Unutmadan, bu konuda yurt genelinde birçok Alevi Kültür Derneği Başkanı açıklama yaparken Av Yılmaz Demirdelen’in halen bir açıklama yapmaması doğrusu dikkatimi çekti.
XXX
Gaziantep’te TİV Türk Muayene İstasyonunda çalışan ancak sendikalı olan 2 işçi işten çıkartıldı. İşverene iş disiplinini gerekçe gösterirken işçiler ise tek suçlarının sendikalı oldukları için böyle bir kıyama maruz kaldıklarını söylüyor. Hani bu hükümet işçinin sendikal hakkını güvence altına almış örgütlenmenin önünü açmıştı. Bakın Organize sanayi bölgesinde çalışanların yüzde 90’ı sendikasız. Sıkıysa sendikalı olsunlar. Yani o yasal sendikal haklarını kullanabilsinler. Kendini sabah kapının önünde bulurlar vallahi. İşçi emekçi bu ülkede hep sahipsiz. Fakat işçilerin kurtuluşu bana göre kendi ellerinde, yani örgütlenerek güçlenip hak arayışlarını sürdürmeliler.
Türkiye’de sanayi kenti olarak bilinen Gaziantep’te OSB Başkanı Nakıpoğlu’nun fabrikaları dahil, Gülsan, Naksan, Kaplan kardeşler, Beşler, Altunkaya, Gürteks gibi sanayi kuruluşları birer holding olmalarına rağmen sendikalı işçileri maalesef yoktur. Gıda, tekstil ve lastik gibi sektörlerin yoğunluklu olduğu sanayide, sadece tekstil sektörünün yüzde 5’i sendikalı. Bu oran hem çok komik, hem utanç verici bir durdum.
Peki bunun sorumlusu kim elbette başta hükümetler. Sonra her ay sonunda ihracatlarını övünerek açıklayan işveren temsilcileridir. Çünkü ihracatı artırmaya dönük üretimi yapan işçi sendikalı değil. Avrupa’da nerdeyse sendikalı olmayan işçiye iş verilmezken, Türkiye’de tam tersi sendikalı işçiye iş verilmez duruma gelinmiş. Böyle bir çelişki ve aykırılığın, haksızlın, hukuksuzluğun yaşandığı bir yerde, hangi adaletten, adil paylaşımdan söz edilebilinir ki.
Tarım arazilerini fabrika dikilerek katleden anlayış çevreye karı çalışanına karşı duyarlı olabilir mi. OSB’de 5. ve 6. bölgeleri açmayla övünenler artık bu ayıptan da kurtulmalıdırlar. Sanayi için tarım arazilerini kullanmak vazgeçmeliler, sendikasız işçi çalıştırma alışkanlığına bir son vermeliler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.