Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Ahmet Lütfü Dağlar ve Düziçi Köy Enstitüsü…

Köy Enstitüleri ülkemizin en büyük eğitim atılımıdır. Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olarak , İsmail Hakkı Tonguç İlköğretim Genel Müdürü olarak bu atılımın mimarları olarak kabul edilirler.   İsmail Hakkı Tonguç’un en çok güvendiği müdürlerden birisidir Ahmet Lütfü Dağlar. Düziçi Köy Enstitüsünün kurucu müdürü Ahmet Lütfü Dağlar’ın memleketim Düziçi’ne katkıları büyüktür. Düziçi esas olarak ovanın adıdır. Köy Enstitüsü de adını ovadan almaktadır. Aslında Düziçi’nde Haruniye ve Hacılar(Yeniköy) olmak üzere yan yana iki kasaba ve belediyelik var idi. Tarihi olarak esas yerleşim yeri olarak Haruniye bilinir. Haruniye adı da kasabanın hemen üstündeki Harun-ur Reşit kalesinden gelir. Düziçi Köy Enstitüsü, Köy Enstitülerinin kuruluş tarihi olan 17 Nisan 1940 tarihinden kısa bir sonra hemen açılır. Kurucu müdür olarak atanan Ahmet Lütfü Dağlar, Almanlardan kalan eski kolej binasının onarımına 13 Nisan 1940 günü başlanır. Eğitmen kursu öğrencileri ve köylülerin bilek gücüyle 24 Nisan tarihinde binanın bir kısmı kullanılır hale getirilir. r. Alman binasını tam olarak kullanılır hale getirdikten sonra, Düziçi Köy Enstitülülerinin binalarının yapımına girişilir. Başta Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü bina olmak üzere okul binaları, yatakhaneler, yemekhane, lojmanlar, ahırlar, sinema salonu, amfi tiyatro gibi yapılar hızla yapılır. Babam Mehmet Küçükosmanoğlu 1945-1950 yıllarında Düziçi Köy Enstitüsünde okumuştur. Bizlere bu binaları nasıl yaptıklarını çok anlatmıştır. Kolay değildir bu binaları yapmak. Şimdi bile çoğu ayakta olan binalarımız, özellikle 1980’den sonra Öğretmen Okullarının kaldırılmasıyla birlikte kullanılmadığı için, kaderine terkedilmiştir. Yalnızca bir bina müze olarak korunmaktadır. Düziçi Köy Enstitüsünde on bin dönüm arazi üzerine tarım, hayvancılık yapılarak öğrencilere tarımsal üretim ve hayvancılık alanında teorik ve pratik eğitim de verilmiştir. Köy Enstitülerinin kuruluş kanununda, Köy Enstitülerinin bir amacının da kamunun miri arazilerine sahip çıkmak olduğu yazılmıştır. Bu nedenle de Düziçi Köy Enstitüsü ve A. Lütfü Dağlar kamu arazilerine sahip çıkıp bunu okul için kullanılır duruma getirince, ağalar bu duruma karşı gelirler.  O yıllarda ağalarla, Köy Enstitüsünün arası hiç iyi olmamıştır. Ülkemizde toprak meselesi hep bilinmezlikten gelinir ama gerçek şudur; 1864 yılına kadar azınlıklar dışında kimseye özel tapu verilmez. Toprak Beytülmalin (Allahın) sayılır. Cumhuriyet’in ilk yılları hep bu kamu arazilerinin paylaşılmasıyla geçmiştir. Ağalar kendi işlemedikleri, siyasi nüfuzlarıyla kendilerinin olmayan toprakları sahiplenirler. Orhan Kemal Çukurova’yı anlatan romanlarında hep bu konuyu işlemiştir. 1945 yılından sonra ABD emperyalizmin ülkemiz üzerinde nüfuzunu artırması sonucunda ve kırsal alanda, tam bir toprak reformu yapılamadığı için ağaların, tefeci-bezirgân sermayenin baskıları sonucunda İsmet İnönü, Hasan Ali Yüceli bakanlık görevinden alır. Köy Enstitülerine karşı bir kişi olan Şemsettin Sami Sirer Milli Eğitim Bakanı yapılır. Köy Enstitülerini 1950’de Adnan Menderes Hükümeti kapatır. Hasan Ali Yücelin ardından İsmail Hakkı Tonguç ve tüm Köy Enstitüsü müdürleri görevlerinden alınır. A. Lütfü Dağlar da İzmir Kestel Ortaokuluna müdür olarak atanır. Babam Lütfü Dağlar’dan çok söz ederdi. Düziçi’nde o yıllarda pek çok çocuğa Lütfü adı verilmiş. Yıllar sonra, babamın da teşvikiyle, Tıp Fakültesi son sınıfta 1985 yılında A.Lütfü Dağlar ve eşini,  İzmir Alsancak’taki evlerinde ziyaret etmiştim. Çok cana yakın insanlardı, beni son derece güzel ağırlamışlardı. Düziçi Köy Enstitüsü ülkemizde binaları en çok ayakta kalan Köy Enstitüsü olarakk kabul edilmektedir. A. Lütfü Dağlar bitmez, tükenmez enerjisiyle, ülkemizde bilimsel, laik eğitimi geliştiren eğitim neferlerimizden birisidir. Onun ve onun gibilerin sayesinde ülkemizde onbinlerce öğretmen yetiştirilmiş, yetişen o öğretmenler de yüzbinlerce, öğretmen, doktor, mühendis yetiştirmiştir. Köy Enstitülerin kuruluşunun 79. Yılında A.Lütfü Dağlar’ı , İsmail Hakkı Tonguç’u ve Hasan Ali Yüceli saygıyla anıyorum.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi