Mehmet İletmiş
78 MİLYON KARDEŞİZ, ÖYLEMİ…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bu gün yine gazetelerin kimi haber ve yorumlarından hareketle yazmak istedim. Bazı yazıları okurken inanın ben kendimi tanıyamıyorum veya yaşadığım ülke insanı hakkında hiçbir bilgi sahibi değilim gibi düşünmeye başlıyorum.
Besleme basın dışında birçok gazetede ve televizyonda bir haber yayınlandı. Erzurum da HDP ye ait aracın içindeki şoförle birlikte ateşe verilmesi olayının sanığına verilen cezada “hafifletici sebep” olarak yazılan gerekçe aklı başında olan her insanı çileden çıkaracak kadar ciddi bir durumdur. Ne diyor mahkeme, “Müdahilin taraftarı olduğu anlaşılan HDP nin, terör örgütü PKK ya destek veren bir parti olması sebebiyle diğer seçmenler tarafından bu partiye soğuk bakıldığı açıktır.”
Gel bunu anla bakalım. Yani bir başka şahısta çıkıp AKePe otobüsünü yaksa ve ben bu partiye soğuk bakıyorum diyerek cezada indirim alabilir mi acaba?
Kentimizin milletvekillerinden AKePe’li Sayın Abdulkadir yüksel bir gazeteye yaptığı ziyarette kulağa çok hoş gelen açıklamalar yapmış. Gazete bu ziyareti manşetine “Kardeşliğin Başkentiyiz” diyerek taşımış ve ilk sayfanın yarısını bu ifadeye ayırmış. Sayın vekil özetle; Bazı doğu illerinde terörle mücadelede yürütülen operasyonların devam ettiğine vurgu yaparak, “78 milyon insanımız tek yürek, tek vücut birlikteyiz. Özellikle Gaziantep Türkiye’nin her yerinden insanın bir arada yaşadığı ve kardeşliğin en güzel örneğinin yaşandığı bir kent. Bu nedenle Gaziantep’i kardeşliğin başkenti olarak gösterebiliriz. Bu nedenle bütün illerimizin Gaziantep’i kardeşçe yaşama adına örnek alması gerekir” demiş.
Dostlar, işte ben böyle sözlere ifrit oluyorum. Yahu birader madem 78 milyon tek yürek, tek vücut, siz kendi seçmeninizin dışındaki herkesi niye hasım olarak görüyorsunuz. Kaldı ki bu kesim de toplamda bu ülke nüfusunun yarısı. Ya siz bu tür laflar ederken sayıyı 39 milyon olarak tespit edin ya da bizleri hasım olarak görmekten vaz geçin.
Ülke nüfusunun % 20 sini oluşturan Kürtleri, % 10 undan fazlası olan Alevileri, bilmem kaçını oluşturan solcuları, sosyalistleri ve hele de gayrimüslimleri hiçbir zaman kardeş olarak görmediğinizi yaptığınız uygulamalardan, sarf ettiğiniz veciz sözlerden ve yarattığınız savaş ile açtığınız davalardan anlamıyor muyuz?
Fiili liderinizi Allah’ın bir lütfu olarak tanımlarken, O’na dokunmanın bile ibadet olduğunu bu halka yutturmaya çalışırken, tek cümlelik eleştirileri bile onlarca dava ile karşılarken bu kesimi 78 milyondan niye ayrı tutmuyorsunuz?
Bitli pirinç, kurlu makarna ve çamur karışımı kömür yardımlarını yaparken bile kendi seçmeninizin dışındakileri yok sayarken hamasi laflarda niye kardeş ilan ediyorsunuz? Sizlerin “vatandaşlarım” diye başladığınız her sözde ben aslında kendi seçmeninizden söz ettiğinizi anlıyorum. Zira fiili liderinizin, onun vekilinin ve siz parmak kaldırmakla görevli olarak gördüklerimin hemen hepsi uygulamalarınız ile bizlere bunu defalarca göstermediniz mi?
Söylediğiniz her sözde rencide edip dışladığınız kesimleri kardeşiniz olarak görmediğinizi, bölgeleri ve hatta şehirleri bile kendinize göre parsellediğinizi, daha ötesi Gaziantep’in kent merkezinin doğusu ile batısını bile ayrı tanımladığınızı inkâr edebilir misiniz? ( Doğu hizmeti kapsamına alınan Gaziantep’in Sarıgüllük, İbrahimli, Binevler ve Karataş gibi bölgelerinin bu kapsamda sayılmadığı söyleniyor)
Yani sözün kısası uygulamalarınızı düzeltmeyeceğiniz gün gibi ortada. Bari söylemlerinize dikkat edin. Bizi kardeşiniz olarak ilan etmeye devam edecekseniz, yarın mirasta da biz hak sahipliği talep edebiliriz. O açıdan dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Yani sizlerin faydalandığı kamu kaynaklarından, size göre işleyen adalet hizmetlerinden, işe girebilmekten tutunda tayin ve terfilerden askere alınmalara kadar sizlerin faydalandığı ayrıcalıklardan bizde yararlanmak isteyebiliriz, haberiniz ola.
Ha, Sayın vekil. Çöplerden ekmek toplayanları çok görmüştük bu ülkede. Ben dün sabah daha başka bir duruma şahit oldum. Anlatayım. Sabah okula giden bir öğrenciye rastladım. Muhtemelen ortaokul öğrencisi. Sırtında okul çantası ve bir elinde bir poşet vardı. Belli etmeden baktım. Anasının evde yaptığı yufka ekmek kırıntılarını koyduğu bu poşetten avucunu doldurup, yiyerek gidiyordu okuluna.
Yani sizin bu 78 milyonluk kardeşinizden birisiydi bu öğrenci. Kırıntı ekmekle karnını doyurmaya çalışarak okumaya gidiyordu. Belki de aklında öğle vakti ne yiyeceği sorusu vardı. Ben sadece üzülebildim bu duruma.
O’nu o halde yaşamak zorunda bırakan yöneticilerinin utanması gerektiğini düşündüm. Ve belki de içinden beddualar yağdırdığını tahmin ederek.
Bu öğrenci de kardeşliğin başkenti saydığınız Gaziantep’te yaşıyor. Siz bunu da o 78 milyonun içinde sayıyor musunuz bilmem ama ben yarın onun da sizinle birlikte muris olmasını temenni ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.