Anayasa değişiklik öneri paketinde maddeler birer birer geçiyor mecliste. 1982 Anayasası üzerinde 16 kez değişiklik yapılmış. Görünen o ki; 17.değişiklik paketi, yani başkanlık sistemi için halk oylamasına gidilecek. Yeni Türkiye’nin kapısı aralandı diye atmış gazete manşetini. Oylamada 330 sayısı üzerine çıkıldı ve tümü üzerinde de sorun çıkacağı pek görünmüyor. 2010 Anayasa değişikliğinde de AKP başarılı olmuş ve istediği sonucun çıkmasını sağlamıştı. Buradan yola çıkarak gazete, beklentinin rahatlıkla gerçekleşeceğini düşünerek yazmış. Yeni Türkiye'nin gerçekleştiğini sanıyorduk. Meğer cumhuriyetin kuruluşundaki değerlerden bu denli uzaklaşılmasına rağmen hala "Yeni Türkiye’ye" varamamışız. Demek ki başkanlık sistemi geldiğinde, bu günden daha da farklı bir Türkiye olacağız. Şu an içinde bulunduğumuz ortam, değişikliklerin mecliste görüşme süreci. Meclis nasıl peki ? Her oturumun kavga gürültü içinde olduğu gergin bir ortam. Dönüp artık yaşamımızda önemli bir hale gelen sosyal medyaya baktığımızda ise ne görüyoruz? Orası da meclisten pek farklı değil. Belki de "iyi ki birbirlerini görmüyorlar, yan yana değiller" bile diyebiliriz. Toplumun bu denli keskinleştiği, bakışların birbirine hiç yakınlaşmadığı "başkanlık paketi" ile karşı karşıyayız. Hem de halk oylaması yapılacak gün bile belli olmadan. Cumhuriyet tarihinin en ağır sorunlu döneminden geçiyoruz. Darbe girişiminden ekonomiye, terörden, sınırlarımızın hatta ülkemizin güvenliğine kadar ağır sorunların altındayız. Her biri kendi başına ayrı bir "dev" olan bu sorunlar ancak toplumsal birliktelikle azaltılabilir, belki de çözülebilir. Parlamenter sistemden uzaklaşarak, yargı sisteminde derin kaygılar yaratacak bu değişiklik paketinin, sandığa gidişi süreci bile derin ayrışmalara yol açacaktır. Öncelikle ihtiyacımız olan sistem değişikliği değil; birbirimize yakınlaşabilmek, yan yana olabilmektir.