Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Türkiye’de Kadın Olmak!

Ülkemizde kadın cinayetleri hız kesmiyor. Bu yıl Ocak ve Ekim ayları arasında 234 kadın cinayeti işlenmiş. Kayıtlara bu kapsamda değerlendiremeyen cinayetler de var. Kadın cinayetlerinde, suçluların cezalandırılmasında iyi hal indirimi uygulaması, vicdanen tüm halkımızı rahatsız ediyor. En son TRT sanatçısı Hatice Kaçmazı, öldüren sanığın ilkönce insan öldürme suçundan müebbet hapisle cezalandırılması istenmişti. Yargılama aşamasında savcısı değişince yeni savcı esas hakkındaki mütalaayı değiştirdi.  “Maktule ile ayrılmayı düşünmeyen, evlenmeyi isteyen sanık, maktülenin evlenme isteğini bir türlü kabul etmemesi, ayrılma düşüncesini kendisine hissettirip açıklaması sonucu içindeki tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle yanına bıçak alarak maktule ile her zaman buluştukları parka gitmiş ve o hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur” mütalaası yapıldı. Cinayete böyle bir yaklaşım getirilerek, tasarlayarak insan öldürme mütalaasından vazgeçilmiş oldu. Bu durumda da sanık müebbet hapisten kurtulmuş oldu.  Bu durumun basında haber olması sonrasında tüm memlekette, kadınlar isyan etti. Sosyal medya’da gün boyu bu konu tartışılır hale geldi. Aslında kadın cinayetleri konusu hiç gündemimizden düşmedi. Geçen yıl Özge Aslan cinayetinden sonra, halkımızda büyük bir duyarlılık oluşmuştu. Bu duyarlılık sürüyor. Kadın cinayetleri, ülkemizde kadın sorunun geldiği son noktadır. Kadın sorunu, kadın yaşayışı da ülkemizdeki sınıfsal ilişkilerden ayrı düşünülemez. Onüç yıllık AKP iktidarı boyunca kadınlarımız eve kapatılsın, çocuk doğursun, çocuklara baksın dendi. Bu kadınlar için en hayırlısıdır dendi. Öte yandan da Kadınlar Türbanlarıyla, kamu işyerlerinde çalışamıyor denilerek, tüm kamu işyerlerinde Türban serbestîsi getirildi. Anayasal düzenlemeler yapılmadan bunlar yapıldı. Kadınlar üzerinden bir Ortaçağ’a dönüş toplumuza dayatılmaya başlandı. Kız –Erkek yurtları ayrıldı. Devlet okullarında kız-erkek sınıfları yapılmaya başlandı. Bu uygulamalar, Kurtuluş Savaşı ve arkasından ilan edilen Cumhuriyetle gelen laiklik ilkesine aykırı bir durumdur. Herkesin dini inancı kendinedir. Kamu yaşamını, dinsel kurallara göre düzenlemek, ortaçağcılıktır. Kadınlarımız toplum hayatındaki bu ortaçağ dönüşten çok zarar görüyor. Kadının kurtuluşu bu düzenin değişmesinden geçiyor. Sorun yalnızca kadın cinayetlerini işleyen katillere en ağır cezaları vermekle çözülecek bir sorun değildir. Kadını, erkekten ayırmayan, hayatın her alanını birlikte paylaşan bir düzeni tüm vatandaşlar olarak savunmamız gereklidir. XXX Kadınlarımızı bu ikinci sınıf insan olmaktan kurtaran Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ü bedence aramızda ayrılışın 77. yıldönümünde saygıyla anıyorum… ercankosmanoglu@hotmail.com  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi