Geri kalmış, geri bıraktırılmış toplumlarda ne yazık ki hiçbir konu ciddiye alınmaz. İnsan hakları kağıt üzerinde bile okunmaz. Hastaneler dolup taşar. Koruyucu sağlık önlemlerinden insanların haberi yoktur. Hükümetler de bu yaşamsal konuyu önemsemez. Özel hastanelerin dolup taşması istenir. Onlar için her şey paradır, kardır...
Bu sistem egemen kılınıyorsa, bizler de sağlığımıza, temizliğimize dikkat edip, çevremizi de etkileyelim. Başta Ahmet Arif'in dediği gibi:" Sigara içip, düşmanımızın ekmeğine yağ sürmeyelim. "Aslında düşman istemiyoruz. Barıştan, eşit koşullarda sağlanmış kardeşlikten yanayız.
Temizlik çok önemli, beden temizliği, giysilerimizin temizliği, evimizin temizliği, kentimizin temizliği vb. bunların gerçekleşmesi önemli.
Bazı kardeşlerimizin çöplerini etrafa attığını, yerlere tükürdüğünü, herkesin içinde burnunu karıştırdığını gördükçe çok üzülüyorum. Burun temizliği lavabonun önünde yapılır ve el sabunlanır. Sizin bu eyleminizden haberi olmayan biriyle tokalaştığınızda ona mikrop bulaştırırsınız. Bence bu insan hakkına saygı göstermemek, insan hakkını gözetmemektir. Yere tükürdüğünüzde tükürüğünüz toza karışacak ve üstümüze başımıza konacaktır.
Bazı kadınlar da yemek yaparken bilinçsizce kaşığı bir ağızlarına bir de tencereye daldırırlar. Sözde yemeğin tadına bakılıyordur. Kahve yaparken de aynı durum bazılarınca gerçekleştirilir.
Lokantaya gidip de ellerini sabunlamadan yemeğe başlayanlara ne demeli?
Hijyen, hijyen, hijyen; temizlik, temizlik, temizlik. Hem kendimiz hem de çevremiz için önemli. İnsan haklarının yolu basit gibi gördüğümüz kuralları uygulamaktan geçer..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.