Gündem her gün suni şeylerle meşgul edilerek üzeri örtülüyor yada halının altına süpürülüyor. Başlıktanda belirttiğim gibi birkaç konuyu burada, kısada olsa değinmek istedim. Siyaset her geçen gün daha da hareketleniyor. Muhalifler sanki daha çok CHP’de umut bekler olmuş. İktidarın muhalif kesime karşı kindar bakışı, insanları bir yerde toparlanmaya zorluyor sanki. Böylesine karanlık, korku ve baskı dolu bir süreç devam ederken, merkez sağda Meral Akşener’in kuracağı partide önemseniyor. Hatta şu sıra çok konuşulan gündem arasında. Ancak yaşanan baskı ve korku siyasetine, hatta yaşam tarzına bakınca Akşener, partisini kurmadan başına bir çorap örülmez diye düşünmeden edemiyor insan. Çünkü bugünkü Türkiye’de her an her şey olabilir. Çünkü bakın siz şu CHP lideri Kılıçdaroğlu'na, o bile FETO dan suçlanıyor. Hatta sol, sosyalist bir çok insan bugün FETÖ ile suçlanarak cezaevlerinde tutuklular, gerisini siz hesap edin... Önemsediğimiz bir başka konu, bir yıl önce bu kenti kana bulayan hainlerin 57 cana kıymasının yıl dönümüydü. O canlar bir kez daha saldırı yerinde anıldı. Ancak böylesine acı dolu bir günün yıl dönümden Büyükşehir Belediyesi’nin Fıstık Festivali şenliği düzenlemesi, ölen canların yakınlarının acısını bir kez daha derinleştirdi. Böylesine acı, kan ve gözyaşının olduğu gün, Unutulmamalıydı… Bir yıl önce bir düğüne yönelik saldırıda 57 can, patlatılan bombalarla öldürüldü. Hunharca katledildi, hayattan koparıldı, hayalleri, düşleri yok edildi. Evet, geçtiğimiz yıl 20 Ağustos Pazar günü bu kanlı olay yaşandı. Katliamı yapanları bir kez daha lanetliyoruz, ölenleri ise saygı ile anıyoruz… Ancak burada üzücü olan Gaziantep gibi büyük bir kentin belediye başkanı, öncülüğünde düzenlenen şenlik, Fıstık festivali kent içinde aslında güzel bir etkinlikti. Fakat bu birkaç gün sonra ya da öncede olabilirdi, aynı gün yapılması üzdü… Bu işi organize edenler, belediye başkanı Fatma Şahin’i katliamın yıl dönümüyle ilgili bilgilendirmedi mi? Başkan Şahin’de HDP ve demokratik kitle örgütleri gibi oraya gidip birer karanfil bırakamazlar mıydı?                                                                     XXX CHP kongrelere giderken Erken seçim iddiaları siyasette haraketlilik yarattı. CHP’de kongre süreci devam ediyor delege tespitlerine başlandı. Delegeler belirlendikten sonra ilçe başkan adayları partilileri ziyaretini hızlandıracak. Delegelerle görüşmeler daha da çoğalacak. Ancak fikrimi açıklayacak olursam, CHP’nin şu sıra yapması gereken bana göre partiyi 2019 hazırlayacak güçlü kadrolarını oluşturmak. Bunun için gerekirse tek adayla seçime gitmek. Örgütlerde küskün ve kırgınlıklara yer vermeden güç birliği ile seçime hazırlanmak, bence çok daha mantıklı geliyor. Eskiler kenara çekilip yelerlerine genç, dinamik ve bu işe zaman ayıracak başkan adaylarına ve yöneticilere yer verilmesi. Laik, demokratik, hukuk devleti için bu bir zorunluluktur Gaziantep, Mersin, Adıyaman, Kilis, Urfa, Hatay ve Kahramanmaraş gibi şehirlerde kapısı açılmayan ilçe başkanlıkları var. Halktan ve partiliden uzak, ben bilirim yapıdaki başkanlar, partiye daha fazla zarar vermeden çekilmeli, gerekirse genel merkez bu konuya direk el atıp göndermeli. Teşkilatları gezmeyen, il başkanları var. Halen yılda bir defada olsa örgüt toplantısı yapılmayan il ve ilçe örgütleri var. Bunlar gerektiğinde isim isimde açıklayabiliriz. Tüm bunlar sorgulanmalı. Sırf o koltuğu işgal için gelenler artık çekilmeli, gitmiyorsa genel merkez yetkisini kullanıp uzaklaştırmalı. İktidar olunmayan bir yerde il ya da ilçe başkanı olmanın anlamı var mı? CHP aynı zamanda referandum ve adalet yürüyüşündeki toparlayıcı, birleştirici dilini devam ettirip, kimseyi ötekileştirmeden, toplumsal muhalefetini güçlendirmeli.                                                                  XXX Silifke CHP’deki kriz aşıldı mı? Geçtiğimiz günlerde milletvekili Fikri Sağlar’a yakınlığıyla bilinen CHP Silifke İlçe Başkanı Bünyamin Uçar ile, il başkanlığı arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandığı bilgisi parti içinde geniş bir kesime yayıldı. Yerelde çözüm bulunamayan bu sorun, hızlıca genel merkeze kadar ulaştı. Görevden almaların bile gündeme geldiği bu sorun, neyse ki genel merkez üst düzeydekilerin devreye girmesiyle uzlaşmayla sonlandırıldı… Şuan il ve ilçe örgütü arasındaki krizde yatışmış oldu. Aslında seçim arifesinde bu tür çekişmelerin kırgınlıkların olumsuzlukla gündeme gelmenin anlamı yoktur.                                                                 XXX HDP’de kongreler sürüyor HDP’nin bölgedeki ilçe kongreleri aralıksız devam ediyor. Gaziantep merkez ilçelerinin yanısıra Nizip ilçe kongresini de tamamlayan HDP’de, yeni yönetimler görevlerine başladı. Ancak HDP kongrelerinde dikkat çeken en önemli şey,  7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde bu partide milletvekili aday listesinde yer alan, iyi gün dostlarının partiye uğramaz olması. Bunların kongre ve etkinliklere katılmaması dikkat çekici. Partide bu isimlere yönelik tepki ise dinmiş değil. Bu nedenle HDP gerek yönetici, gerekse böyle aday tespitlerinde artık çok daha dikkatli olması gerektiğini sanırım gözlemlemiştir. Yaklaşık 4 ay önce tutuklanan partinin en genç başkanı Erkan Şahin, hiçbir sabıkası olmamasına rağmen,  hukuksuzca halen cezaevinde. Bu anlam da bağlı olduğu örgüte, çok daha önemli görev düşüyor. Örneğin niye gündemlerinde yok.                                                                     XXX    Meral Akşener partisini kurabilir mi? MHP’de ihraç edilen milletvekili Meral Akşener ile diğer ihraç bazı milletvekilleri ve partiden ayrılan aynı zamanda merkez sağ partilerden gelenler birleşip yeni bir parti kuruyor. Başını Akşener’in çektiği bu yeni merkez partinin sanırım yakında ismi de, yeri de resmi olarak açıklanır. Ancak kaygılıyım, Akşener, terör örgütü ile ilişkilendirilerek partiyi kurmadan kapatılması yada hapse atılması. Bu korku hep var, hem de birçok insan da aynı şeyi paylaşıyor. Türkiye artık eski Türkiye değil. Çıkın siz sokakta yada internet ortamında sıkıysa Recep Tayip Erdoğan hakkında olumsuz bişey konuşun görün bakalım başınıza neler gelecek. Bir zamanlar Suriyeliler’de Esad hakkında konuşamıyor du, sokaktaki her üç kişiden ikisi Esad’ın ajanıydı. Bugün Türkiye’de aynı korkular yaşanıyor,  dersek haksızlık etmiş olmayız her halde.