Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Sırrı Hoca'dan ders

25 yıllık öğrencilik, 36 yıllık hocalık hayatım var. Öğrenciliğimde binlerce ders aldım, hocalığımda binlerce ders anlattım. Hocalık dönemimde öğrencilerim bana hep iyi notlar verdi. Fakültede öğrencilerin notlarıyla her zaman iyi ders anlatan hocalar arasında sayıldım. Ama ben bunca tecrübem içerisinde 2 gün önce Meclis Genel Kurulunda Sırrı Süreyya Önder’in verdiği ders kadar başarılı, içi dolu bir dersi ne dinledim ne de anlatabildim.   İzlemeyenler, dinlemeyenler mutlaka bir yerlerden bulup dinlemeliler. 2 saati aşkın bir süre hiç durmadan, söylediğini bir daha tekrar etmeden, edebiyatın, sanatın, felsefenin, şiirin en derinlerinden çıkarttığı alıntılarla süslediği, en çirkin saldırılara bile, bir kez hariç, Nasrettin Hoca bilgeliğiyle yanıtlar veren Süreyya Hoca’nın, sınıfın en haylaz çocuklarının bile anlayabileceği açıklık ve sadelikteki anlatımından, yönteminden öğreneceğimiz çok şey var.   Peki bu konuşmanın, gözlerini ve iradelerini liderlerine kilitleyerek körleşmiş beyinlere bir katkısı oldu mu? Bilmiyorum.   Ben bu satırları yazarken henüz oylama yapılmamıştı ama siz bu satırları okurken milletvekilliklerinin düşürülmesi oylaması sonuçlanmış olacak. Milletvekillikleri düşürüldüyse demek ki kararın çok önceden ve çok yukarılarda verilmiş ve Meclise sadece “el kaldırmak” kalmış olduğu belli olacak. Yok reddedildiyse hangi partiden olursa olsun vekiller içinde halen tıpkı 1 Mart Tezkeresi’nde olduğu gibi aklını ve düşüncelerini kendi kontrolünde tutabilen, vicdanları her şeyden önemli insanların olduğu belli olacak.   Ama sonuç ne olursa olsun bu ders özellikle iktidar ve destekçisi parti milletvekilleri için bile bir aklama konuşmasıydı. Türk sorunundan, Kürt sorununa, bölgedeki emperyalist plan ve uygulamalara tüm içtenliği ile yorum ve çözüm getiren konuşma çeteye bulaşmamış iktidar vekillerinin (Ki çoğu öyledir) esasen desteklemeleri gereken bilgi ile doluydu. Bölgedeki hendek sorununun nasıl geliştirildiğini, kimler tarafından desteklendiğini, desteklenmediğini, çözüm sürecini kimlerin engellediğini bundan daha iyi ve açık anlatan bir konuşma yapılabilir miydi? Her şeye rağmen bir arada, özgür ve eşit haklarla yaşamaya çalışan halkların bu talebini görmezden gelmek, koca bir insan grubunu, “Ya uyarsın, ya gidersin” diye dışlamak, en azından o insanların gidecekleri yer olmadığı için esas bölücülüğün ta kendisidir.   Unutmayalım, Yugoslavya’yı Boşnaklar, Hırvatlar, Slovenler değil, “Bu ülke bizim, herkes buna uyacak. Ya sev, ya git” diyen faşist Sırp Çetnikleri böldü. 22 buçuk milyon kilometrekarelik (Türkiye’nin 30 katı), 15 cumhuriyetli, çok sayıda eyaletli en büyük ülkesini sosyalistler kurdu.   Ne dedi AB Bakanı Ömer Çelik, kendi sağcılığını unutmuşçasına, basın açıklamasında?   “Avrupa’daki seçimleri iyi ki faşistler, SAĞCILAR kazanmadı.”  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38