Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Sendikalar Faciası…

e1 Soma katliamına, Soma faciası denip duruyor. Aslında Soma Katliamının hazırlayan en büyük nedenlerden biri de ülkemizdeki sendikalar faciasıdır. Üretim, hayatın temelidir. Bu nedenle üretim ilişkileri, hayatımız ve olayları belirleyen baş etkendir. İş ilişkileri, iş hukuku, işçi sağlığı ve işyeri güvenliği, Soma Madeni katliamıyla beraber herkesi ilgilendiren bir konu haline gelmiştir. Çünkü özgürlük, demokrasi gibi kavramlar doğrudan üretim işlikleriyle ilgilidir. İşçilerin sürekli iş cinayetlerinden hayatını kaybettiği bir ülkede özgürlük ve demokrasiden söz edilemez. İşçiler çok istedikleri için değil, mecbur oldukları için, geçimlerini sağlamak için maden ocağı gibi “ağır ve tehlikeli işlerde” çalışmak durumundadırlar. İşçilerin ekonomik hak arama ve dayanışma örgütü olan sendikaların ülkemizdeki durumu Hikmet Kıvılcımlının sözleriyle tam anlamıyla bir “sendikalar faciasıdır”.  1950 seçimlerinden önce Demokrat Parti işçilere grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı vereceğinin propagandasını yapar. Tefeci-Bezirgân sermaye, Toprak ağalığı ve Finans Kapital ortaklığının partisi olan Demokrat parti iktidar gelince bu vaadini tutmaz. Çünkü bu sömürgen sınıfların, işçi sınıfının karşısında bir duruşları vardır.  ABD emperyalistlerinin akıl hocalığında, onların yardımıyla Türk-İş konfederasyonu kurulur.  Daha çok kamu işyerlerinde örgütlenen, Türk-İş’e bağlı sendikaların mücadele etmek bir anlayışları olamaz. İşçiler özgür, grev toplu sözleşmeli sendikalaşma haklarına ancak, 27 Mayıs 1960 devriminin ardından hazırlanan 1961 anayasası ile kavuşurlar. Ancak bu hakkını fiilen özel işyerlerinde hayata geçmesi süreç alır. Daha hızlı bir sendikalaşma ve hak arama süreci başlar. 1967’de Türk-İş’ten ayrılan sendikalar Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunu (DİSK)  kurarlar. Ülkemizde, şu anda özgür bir toplu pazarlık ve grev düzeni yoktur. 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte her şey işçi sınıfı aleyhine kurgulanmıştır. Sınıf sendikacılığı yapan DİSK tam oniki yıl kapalı kalmış malvarlığına el konulmuştur. Bu dönemde İşveren sendikacılığı, yani sarı sendikacılığın önü sonuna kadar açılmıştır.  Sendikalar kanunu hazırlanırken, sendika aidatlarının işveren tarafından, işçi aylıklarından kesilip, sendika hesaplarına yatması uygulamasına son veren bir madde hazırlanmıştı. Kenan Evren bu maddeyi şiddetle savunuyordu.  Böyle olursa sendikaların mali gücü zayıflayacaktı. Fakat bu madde yasalaşamadı. Çünkü o dönemde patronlar buna karşı çıktılar. İşçi sendikalarının elden aidat toplaması onlara uygun gelmedi. Bu gün Kamu çalışanları sendikalarında da aynı yöntem uygulanıyor, Kamu sendikaları da işveren sendikası, hükümete bağımlı sendikalar haline geliyor. Elden aidat toplanması devrimci sınıf sendikacılığının temel ilkelerinden biridir. İşçiyle sendikanın arasından, işvereni çıkartır.   Bir işyerinde işveren, işe giren yeni işçiye şu sendikaya üye olacaksın diyorsa; bu sendika sarı sendikadır. Soma Madenlerinde büyük olasılıkla böyle olmuştur. Sarı sendikalarda, diğer bir olay seçimlerde yaşanır. İşçileri haberi olmadan, delege ve şube seçimleri yapılır. Katakullinin haddi hesabı yoktur.  Her üç-dört yılda bir yapılan kongreler sonunda tekrar, tekrar seçilirler. İşçilerden kat, kat fazla maaş alırlar, her dönem sonunda da kıdem ve ihbar tazminatlarını alırlar. Bir işyerinde işçiler toplanıp ayaklandığında ise, işveren şöyle der, aranızdan bir temsilci seçin bana gönderin konuşalım”. Konuşmaya gelen temsilci işverenin büyük maddi rüşvetleriyle karşılaşır. İşçi sınıfı bilinci varsa kendini ve arkadaşlarını satmaz, işçi sınıf bilinci oluşmamışsa büyük olasılıkla satılır. Bu nedenle yalnız başına hiçbir işçi temsilcisi işverenle pazarlığa oturmamalıdır. Sendikanın esas görevlerinden biri de işyerinde güvenli çalışmanın sağlanmasıdır. Sarı sendikalar, bu konuda yapmaları gereken işleri yapamazlar. Her şeyi işverene bırakırlar.  Somada yaşanan katliamda işçi sendikası görevini doğru, dürüst yapıp işçi sağlığı ve iş güvenliğini denetleseydi; bu katliam olmazdı. Günümüzde, sarı sendikacılık, AKP hükümeti tarafından her yönden desteklenmektedir. Ülkemizde işçi sınıfının, bilimli bilinçli örgütlenmesiyle sendikalar faciası aşılabilir. Vatandaş olarak, son yaşananlardan da ders çıkarmalı, bu örgütlenme mücadelesi içinde olmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi