Bekir Şahin
Piyasalar bir yıldır can çekişiyor
Yayınlanma:
Güncelleme:
Siyasete girmek istemedim ancak siyasetsizde olmuyor dersem yeridir. Biraz ekonomi biraz koalisyonda ve CHP’de birkaç cümle söz etmek istiyorum. Bu arada şu günlerde internet sitelerine düşen yeni bir habere göre, AKP'li Kilis Belediyesi'nin düzenlediği Ramazan etkinliklerinin ana sponsorunun Kuzey Kıbrıs’ın Girne şehrinde faaliyet yürüten ‘The Savoy’ isimli kumarhane-otel işletmeciliği yapan şahıs olduğu ortaya çıktı. Fakat bu haberlerden sonra belediye afişte yer alan söz konusu kumarhane firmasının logosunu hemen çıkarmış. Peki ya sponsorluk devam ediyor mu?
Uzun bir girişten sonra yazıma başlamak istiyorum; Genel seçimlerin ardından piyasalardaki durgunluk halen günceliğini korurken iflaslar, kepenk kapatmalar, nakit sıkıntıları, protestolu senet sayısındaki artışlar devam ediyor.
Evet, özellikle son bir yıldan buyana AKP hükümetinin ekonomik politikalarındaki sancılı gidişi, iş dünyasını, esnafı, sanayiciyi hemen her kesimi olumsuz etkiliyor. Olumsuzluğu ile kalmıyor intiharlar, iflaslar, terkler, icralar bir kabus gibi yaşamı alt üst ediyor.
Adıyaman ESOB Başkanı Ziya Duranay ile arada bir görüşüyoruz. Önceki günkü görüşmemiz sırasında ESOB Başkanı Duranay ne diyor “Eskiden bir tane esnaf kredi kefalet kooperatifimiz vardı, şimdi bu sayı üçe çıktı halen insanlar para almak için sıra bekliyor. Banka şubeleri arttı. Tüm bunlar çok da hayra alamet değil. İnsanlar üretse, kazansa, satış yapabilse para satın alır mı, borçlanır mı, borcu borçla kapatır mı” diye yakınıyor…
Borcu borçla kapatmak gibi bir yol yöntem, büyüdüğüiddia edilen ekonomiler ile ters orantılı olsa gerek. Çünkü faizle para alıp iş yapmak öyle her esnafın ya da sanayicinin harcı değil. Çünkü böyle bir ticaret insanı hem maldan hem de candan eder.
Peki, Adıyaman’da durum böylede Gaziantep’te ya da diğer şehirlerde durum farklı mı dersiniz. Sanayi kenti Gaziantep’te daha geçen hafta bir sanayici borçlarından dolayı intihar etti. Kimin umurunda, hangi sivil toplum örgütü ya da demokratik kitle örgütleri çıkıp bir kelime etti.
Düşünün yardım alan insan sayısı artmış, dilenen insan sayısı artmış, işsiz sayısı artıyor ama ekonomi nedense büyüyor, kimi kandırıyorsunuz?
Hani şu büyüyen ekonomi vardı ya, nereye ya da kimin cebine kaydı da insanların ölümüne yol açar oldu böyle.
Hal böyleyken, şu sıra tutturmuş AKP ile MHP erken seçim. Sonuç ne olacak, bana göre aşağı yukarı aynı çıkar.
Peki, o zaman kim kaybeder…
Yatırımcı bekliyor, piyasalar nefes almak istiyor, yeni ekonomik politikalar ile piyasalara bir çeki düzen verilmesi beklenirken insanların sırtına yeni bir seçim külfeti ne diye yüklenmek isteniyor. Yani birilerinin koltuk sevdası uğruna bu ülkeye yapılan zulmü bakın siz.
Zaten siyaset yapanların yüzde 90’u ülkeyi ya da bu halkı değil hep kendilerini düşünür bu yüzdende seçimlerde kesenini ağzını açar sonrada onunu 10 katını kazanmanın taklasını atarlar. Al sana siyaset, al sana vekil böyle…
Durup düşünmek gerekir…
AKP ve Cumhurbaşkanı ülkeyi yeni bir seçime doğru sürükleme gayretindeyken, MHP’nin de biraz nazlı bir tavır ile istemem yan cebime koy mantığıyla daha ne kadar ülkenin zamanını çalacak bilemiyoruz. Fakat eninde sonunda, AKP-MHP hükümeti kurulacak gibime geliyor. O zaman Cumhurbaşkanı veya Bahçeli’nin harici gazel okumalarına anlam veremiyoruz.
Bir diğer açıdan bakacak olursak AKP ne yolsuzlukların soruşturulmasından yana ne yolsuzluğa bulaşanların yüce divana gönderilmesi konusunda samimi değil. Yani AKP kendine dokunulmasını istemiyor, aksi halde ne pahasına olursa olsun erken seçim diyebiliyor. Böyle bir keskin açıklama doğru bir yaklaşım olmaz, bu anlayış sandıkta çok ağır bir tepkiyle de karşılaşabilir. O nedenle asgari müştereklerde hukuk dışılığa yol açmayan keyiflikte uzak, demokratik çerçevelerde bir koalisyon hükümeti kurma noktasında siyasilerin uzlaşması gerekiyor. Özellikle AKP’ye bu konuda büyük sorumluluk düşmektedir.
Meclisin yeni milletvekilleri bu hafta yemin edip göreve başlıyor. Bugüne kadar olan görüşmeler ve tartışmalar, belki geleceğe dönük bir kurgu olsa da, asıl önemli olan bu haftadan itibaren yapılacak görüşmelerdir.
Umarız sağduyu hakim olur ve 7 Haziran öncesi olağanüstü dönemde kurtulan Türkiye yeni bir olağanüstü sürece girmez.
CHP’nin yerel örgütüne bir bakın
Duydum ki CHP il başkanlığı oy kaybı yaşayan diğer adıyla oylara sahip çıkamayan ilçelerin başkanlarını görevden alacakmış. Bu ne kadar doğru bilmiyorum. Her halde bu il örgütü başka şehirde sorumlu, böyle bir yola başvurduğuna göre. Eğer Gaziantep il başkanlığı olarak bunu yapacaksa o zaman birileri çıkıp şunu demez mi ‘peki siz ne iş yaptınız, neredeydiniz, il olarak alınan sonuçlarda siz sorumlu değil misiniz? Kendinizi böyle gayri ciddi, uyduruk yöntemle aklamak sizi ne kazandıracak ya da örgüte ne katkı sunacak.
Bana göre CHP’nin bu şehirde komple yönetimi ve üyeleri ile birlikte kendini yenilemesi, yeniden yapılanmaya gitmesi çok daha aciliyet taşıyor…
Evet CHP’nin şu hali vallahi tirajı komik gibi bir hal, bunlara gülermisiniz ağlarmısınız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.