Ender İmrek
Ölüm fişeği ve milyonların yürüyüşü
Yayınlanma:
Güncelleme:
On dört yaşındaki Berkin Elvan, kafasından aldığı ölümcül yaraya 269 gün direnebildi.
Berkin’i kaybettik. Ancak Berkin’in ölümü mayalanmakta olan öfkeyi su yüzüne çıkardı. Gezi direnişinin potansiyel güçleri, AKP’nin soygun ve baskı düzenine karşı ayağa kalktı.
Berkin’in ölümünden önce adı rüşvet ve yolsuzlukla anılan Hükümet için, “Hırsız Tayyip Erdoğan” sloganlarını ağzından düşürmeyen milyonlar, Berkin’in ölümünden sonra başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında ve dünyanın birçok yerinde “Hırsız, katil Erdoğan” sloganlarıyla yeri göğü inletti.
Berkin’in cenazesinde bir araya gelen milyonu aşkın halkın tutumu, son yolculuğuna uğurlamak üzere, evladına karşı son görevini yerine getirmekle sınırlı olmayan, bununla birlikte, katil ve hırsız dediği AKP iktidarını alaşağı etmek üzere, yeniden harekete geçtiği sürecin yeni aşaması oldu.
“Gezinin başı ezildi” diyenlerin yanılgısı da görülmüş olmalı. Gezi direnişinin için için işleyen devrimci dinamiğinin ezilemediği, Berkin Elvan’ın 12 Mart’taki cenaze töreniyle bir kez daha görüldü.
Gezi direnişi, AKP’nin pervasızlığını, onun çirkefle döndürülen çarkını kırdı. Kırılan çarkla, mekanizmayı uzun süre “döndürmek” mümkün olmaz! Kırık çark döndükçe, sürtünme ve tahribat yaratmaya devam ediyor. İlelebet sürdüreceklerini sandıkları han-ı yağma ve istibdat dönemi öyle bir tökezledi ki, henüz kalkamamak üzere yüzüstü yıkılmadıysa da, toparlaması mümkün olmayacak bir sürece girildi. Berkin’in cenazesi yeni bir aşama oldu.
Çarkın hepten dağıtılması ise emek, barış ve demokrasi güçlerinin inisiyatif almasına bağlı. Bu, Türk ve tüm halklardan işçi ve emekçilerin, Kürt halkının, Alevi halkının dahlinin sağlanarak, devrimci güçlerin iktidar perspektifiyle, kararlıca hareket etmesi ve “risk” alarak ileri, öne çıkmasıyla mümkün olacaktır.
“Meseleyi, AKP’yi seçimlerde geriletmekten ibaret görmemek gerekir” derken, muradımız budur. Yerine ne hedeflediğimizi açıkça ilan etmek, tüm antidemokratik güçleri hedef almak ve bunun mücadelesi için irade beyan etmek HDP’yi güçlendirmek gerekiyor. AKP’nin geriletilmesi konusunda egemen güç odaklarının da içinde yer aldığı ‘geniş’ bir hareketlenme var. Ancak, halk iktidarı için farklı bir hatta ihtiyaç var. Daha ileriden, açık biçimde hedef belirleyerek, ittifak güçleriyle birlikte canla başla çalışarak ilerlemek gerekiyor.
AKP Hükümetinin son manevralarındaki “ince” hesaplar da bu gelişmelerden bağımsız düşünülemez. Hükümetin yeni “yargı” düzenlemesiyle, dün, “darbeciler” dediği, “Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ayışığı darbeleri” olarak gündemleştirdiği, Başbakan Erdoğan’ın “savcısı benim” diyerek AKP’yi “sivil demokrasinin şampiyonu” ilan ettiği sürecin ve davaların yok hükmünde sayılması, tüm bu sürecin “Paralel Devlet” dediği Gülen Cemaatinin yargı ve emniyet içindeki yapılanmasının sonucu olarak işletildiğini söyleyip, Hrant Dink ve Zirve Katliamı davalarında yargılananların salıvermesi başka nasıl okunabilir!
Buna “paralel” olarak, tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasanın,”dağa çıkma ihtimalleri var” denilerek, KCK tutsakları için uygulanmamasına ne demeli!
Türkiye, geleceği üzerinden başlatılan yeni bir ittifakla, halka ve emekçilere yönelik bir saldırı süreciyle karşı karşıyadır. AKP’nin, dün cezaevlerine doldurduğu önemli bir bölümü JİTEM mensupları, “darbe teşebbüsçüleri, ulusalcı, ırkçı, faşist, Kürt, Ermeni, Alevi düşmanlığıyla ün yapmış kişi ve kliklerin, kontracıların serbest bırakması mesnetsiz değil. Yeni cenkte kılıç çalmak üzere özel bir ittifak yapma hesabının ve iktidar kavgasının ön günündeyiz. Olağan olmayan bir süreç. Okmeydanı’daki faşist kalkışma ve yaşanan gelişme de bu hesabın bir unsuru olsa gerek.
Saflar, ittifaklar, güçler, hedefler yeniden karılıyor, belirlenmek isteniyor. Bir dönem DSP ile MHP koalisyonunun, bugün CHP-Fethullah güçleri etrafında örülmek istenmesi de dahil, tüm hamleler karşısında halk güçlerini birleştirecek demokratik bir alternatifin imkanı büyüyor.
AKP-Cemaat kavgasında da doğru yerde durarak, çıkış yolu bularak ilerleyecek önemli gücün, içerisinde Emek Partisi’nin de yer aldığı HDP olduğu görülüyor. HDP’ye yönelik linç kampanyasında yer alan AKP, MHP, Cemaatçı, ‘ulusolcu’, ırkçı, faşist, gerici ve kontra güçler ittifakının, halklarımızın başına örmek istediği çorabın nedenlerini de bu yeni alternatif oluşun yarattığı korkudan kaynaklandığını görmek, göstermek ve Türkiye halklarının karşı karşıya bulunduğu yeni tehlikeyi hızla deşifre ederek, alternatif yaratmanın tam zamanı... (Evrensel)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.