Mehmet İletmiş
NİSAN… MAYIS…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Geçtiğimiz hafta Kentimizde yapılan iki etkinliğe katıldım. Önümüzdeki Pazar günü ise yeni bir etkinliğe katılacağım.
Öncelikle katıldığım bir bayram ve bir protesto, daha doğrusu bir uyarı eyleminden söz etmek istiyorum.
Yıllardır AKePe iktidarı tarafından önce içi boşaltılan, sonra da tamamen ortadan kaldırılan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına dair gözlemlerimi aktarayım.
Zaten kendi kuruluş yıl dönümü olduğu halde Meclis çatısı altında yapılmasının engellendiği haberleri nedeni ile zaten başka yerlerde de kutlanamayacağı anlaşılmıştı. Yıllardır nimetlerden faydalanarak oturabildikleri o makam koltuklarının hakkını inkâr ederek ya hastalanıp ya yurt dışına çıkarak katılmadıkları ulusal bayramları artık alenen yasaklama noktasına getiren siyasal iktidar mensuplarına bir bakın.
O meclis olmasa kendilerinin ve çocuklarının bırakın Milletvekili, Bakan, Başbakan ve hatta Cumhurbaşkanı olmalarını Devlet makamlarında kalem memuru bile olamayacaklarını unutmuş olmaları mümkün mü?
Osmanlı hanedanı kaldırılmasa bu muhteremler kör – topal ilerleyen demokrasinin nimetlerinden yararlanmaları sayesinde devlet yönetme ihtimalleri olduğunu mu sanıyorlar.
Hanedan mensupları durunken kendilerine mebusluk, nazırlık makamları sağlanabileceğini umabilirler miydi?
Altlarına üçer – beşer makam aracı, mahdumlarına ise devasa servetleri nereden edinebileceklerdi?
Daha da sıralamak mümkün bu örnekleri. Ama Dünyanın ilk ve en büyük anti- emperyalist savaşını vermiş ve onlara bu iktidarın yollarını da açmış olan bir kadronun adını belleklerden silmek isteyecek kadar nankörlük sınırına gelmiş iktidar mensuplarının yok etmeye çalıştıkları bu bayrama ait çelenk koyma törenine katıldım 23 Nisan günü.
Yer; Demokrasi Meydanı. Saat 09.00. Okullarının flamalarını taşıyan öğrenciler ve bu günün anlam ve öneminin bilincinde olan 60 – 70 civarında yurttaş gelmiş meydana. Dört bir tarafı polis bariyerleri ile çevrilmiş meydanda protokol mensupları bekleniyor. Ve nihayet 09.30 da protokol yerini alıyor. Resmi protokol gereği çelenk sunmak zorunda olan İl Milli Eğitim müdürü teşrif ediyor.
İki yetişkinin taşıdığı çelengi koyuyor anıta. Her yanında niye orada bulunduğunu bile anlayamamış bir yüz ifadesi ile iki çocuk var. Ve dönüp yerini alıyor devlet erkânının arasında. Fotoğrafları bende mevcut. Oraya gelmiş bulunan devlet erkânını saydım. Bir Vali yardımcısı, bir halk sağlığı müdürü, bir ilçe milli eğitim müdürü. Bir kültür müdürü ve birde özel bir üniversitenin rektörü vardı.
Asker ise 2 uzman onbaşı, 2 uzman çavuş, bir teğmen ve bir üsteğmen tarafından temsil ediliyordu kutlamalarda.
CHP il ve ilçe yöneticilerini saymazsak bir on – on beş kişilik vatandaş grubu idi bu günü hatırlayan ve o meydana gelebilen. O kadar güvenlik önlemi ve o kadar bariyeri gören insan katılmak istese de korkuya kapılıp gelemedi diye düşünülebilir mi bilemiyorum.
İkinci etkinlik ise; gönüllülerin oluşturduğu bir gurubun burç ormanlarında yaptıkları yürüyüştü katıldığım. Pazar günü gerçekleşti. Gaziantep Üniversitesi rektörünün giderayak Üniversite yerleşkesinde yerleşkesinde 500 den fazla fıstık ağacını keserek yerine inşaat yapma gafletini protesto etmek ve o gün ormanda piknik yapan halka şikâyet etmesi ve bildiri dağıtma eylemi idi.
Ormanın giriş kapısından hayvanat bahçesinin girişine kadar olan yürüyüş boyunca gençler bir taraftan çöp toplayıp diğer taraftan bildiri dağıttılar. Çevreden insanların verdikleri olumlu tepkileri ve samimi söylemleri görülmeye değerdi gerçekten.
Bu bilgilendirme faaliyeti sonunda katılımcıların orada bulunan halka verdikleri söze göre o ağaçlar katledilemeyecek gibi görünüyor.
Gelelim önümüzdeki Pazar gününe. Yani 1 Mayıs’a. Bu 1 Mayıs gerçekten işçiler, köylüler ve emekçiler açısından öncekilerden çok daha önemli. Zira kıdem tazminatlarının yok edilmesi, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, kiralık işçi yasalarının gündemde olduğu ve de çevremizi saran ateş çemberi içinde “Barış diyenin, Kardeşlik diyenin, Demokrasi diyenin, İnsan Hakları diyenin” suçlu ve hatta hain ilan edildiği bir süreci yaşıyoruz.
O açıdan yediden yetmişe tüm emekçilerin ve gençlerin bu 1 Mayısa katılımları ve taleplerini yükseltmeleri daha bir önem arz ediyor.
Tüm emekçilerin ve köylüler ile gençlerin 1 Mayısını kutluyor, onları alanlarda birlikte olmaya davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.