Mehmet İletmiş

Mehmet İletmiş

NE YAZAYIM?

          Evet, dostlar. Ne yazacağımı bilmiyorum. Bu duyguyu her zaman yaşamam ama bu gün böyleyim. Ne yazsam diye düşünüyor fakat bir konu bulamıyorum. Yoksa yazmaktan mı korkuyorum. Aslında bu da olabilir. Fakat ben daha çok yazacaklarımda korkmama sebep olacak bir şey olur diye korkuyorum galiba. Yok, yazacaklarımdan değil, ben galiba korkmaktan korkuyorum. Yazılarım genellikle eleştiri yazıları olduğundan, ne yazsam ucu bir yerlere gidiyor. Ya da bir şeylere dokunuyor. İçinde bulunduğumuz süreç ise eleştiri kabul edecek gibi görünmüyor. İşte bende tam bundan korkuyorum her halde. Gerçi yazmasam da hiçbir sorun yok. Zire ne kesilecek bir ücretim var nede niye yazmadım diye meraklanacak bir okuyucu kitlem var. Bunun başına bir şey mi geldi diye merak edecekler var mı onu da pek bilmiyorum. Ama korkuma rağmen yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Hem de niye mecbur olduğumu bile bilmeden. İşte bende böylece ne olduğu ve nereye gideceği belli olmayan bir yazı yazıyorum. 24 Temmuz ülkemizde basın bayramıdır. Basında sansürün kaldırılışının yıl dönümleri böyle adlandırılmış ve 108 yıldır böyle sayılıyor. Basın bayramı. Evet, gerçek bu. Yani, ülkemde basın özgür ve hiçbir sansüre tabi olmaksızın çalışır. Basın ahlak yasalarının dışında hiçbir sansüre ve baskıya maruz kalmadan işini yapar. B özgür basın sayesinde yurdum insanı ülkesinde olan biten her şeyden haberdar olur. Bir yerlerde usulsüzlük mü var. Yanlış giden kimi uygulamalar mı var. Yolsuzluk veya hırsızlık mı var öğrenir. İnsanımızı umutlandıran, gururlandıran bir çalışmayı, onların umudunu artıracak yatırımları ve hizmetleri öğrenir. Demem o ki bütün bunlar bizim bu özgür ve bağımsız basınımız sayesinde halka ulaşır. Bakın, geçen hafta yaşadığımız darbe girişimini bile biz bu özgür basın sayesinde öğrenmedik mi? Bizi boş verin. Devletimizin en tepesindekiler bile darbe girişimini basından öğrenen yakınlarından duymadılar mı? Darbecilerin nereyi ele geçirmeye çalıştıkları, nerede halkla çatışmaya giriştikleri, kaç kişiyi öldürdüklerini ve esir aldıklarını bile basınımız sayesinde öğrendik. Cumhurbaşkanımız bile halkı basın aracılığı ile sokağa çağırmadı mı? Bu gün sokaklarda ve kentlerin meydanlarında demokrasi nöbeti tutan! halkımızı bile bir arada tutmaya hizmet eden gene bu özgür basınımız. Hani basın deyince sadece gazete ve televizyonları düşünmeyin canım. Bunun interneti var, feysi var, tivittırı var. Telefonlardan çekilen mesajları var. Son zamanlarda camilerimizden okunan salât ve salaları da bu kategoride görebiliriz aslında. Yani halkın haber almasını sağlayan tüm iletişim araçlarını sayabiliriz. İşte, bu özgür iletişim çağının başlangıç yılı olarak ele alınan 24 Temmuz basın bayramını bu açıdan ele almak, kutlamak ve değerlendirmek lazım. Şimdi bu süreç bu özgür ve sansürsüz basınımız için yeni bir sınav verme zamanıdır. Bütün tespitlerini ve bilgilerini halkımız ile paylaşmak zorundadır. Bu cuntacıların nerelerde uzantısı var, kimler bu darbenin içinde yer aldığı halde kendini gizleyebilmiştir. Kimler ve hangi kesimler bunun arkasındadır. Yüce devletimizin tespit edebildiklerinin dışında kalanlar var mı? Bu darbe girişiminden sonra tutulan demokrasi nöbetine katılmayan aymazlar veya görev kaçakları kimlerdir? Hangi iş adamları işçilerini nöbete gönderdiği halde ücretini eksiksiz ödemeye devam ediyor. Bunların içinde kimler tüm çalışanlarını zorunlu olarak nöbete gönderdiği halde kendileri ve aileleri bağ evlerinde temmuz sıcağından korunuyor? Kimler eşini ve çocuklarını toplayarak bu nöbete can havliyle koşup gelmiş. Nöbetini kimler hiç eksiksiz yerine getirmeye devam ediyor? Kimler benzini ve kirası ödenmiş araçları ile gecenin sessizliği içinde sabaha kadar kornaları ile halkı uyanık tutmaya gayret ediyor? Bütün bunları ve daha başka tüm konuları biz sağ olsun özgür basınımız sayesinde öğreniyoruz ve bilmediklerimizi de öğrenmeye devam edeceğiz. İşte bu ahval ve şerait içerisinde basın bayramımızı kutluyor, görevleri başında duran ve durmaya devam edecek olan mensuplarını da tebrik ediyorum. İyi ki varsın, özgür basın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet İletmiş Arşivi