Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Mobbing ve Ötesi…

Mobbing dilimize sonradan girmiş yabancı bir terim. İşyerinde, çalışanların işvereni veya bir üst konumda çalışan(müdür, müdür yardımcısı, şef, ustabaşı)  tarafından baskıya maruz kalması, taciz edilmesi, yıldırılması anlamına geliyor. Bir üniversitenin mobbing birimi de şöyle tanımlıyor. “Mobbing; Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır.  Mobbing uygulayan kişiye “tacizci”, mobbinge maruz kalan kişiye ise “mağdur” denir.(1). Hangi işyerlerinde ve hangi kişilerin mobbinge uğradığına bakıldığında araştırmalara göre kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, öncelikle sağlık ve eğitim sektöründe yaygın olduğu ve özellikle de üniversitelerde bunun çok daha sıklıkla yaşandığı görülmektedir(1). Mobbing ile ilgili düzenlemeler yapılmasına rağmen mobbing çalışma düzenimizin ayrılmaz bir parçası haline getirilmiştir. Hem kamu işyerlerinde, hem özel işyerlerinde pek çok mobbing örneğiyle her gün karşılaşıyoruz. Kamu işyerlerinde mobbing özellikle siyasi iktidar tarafından desteklenen sendikalar tarafından yapılıyor. Milli Eğitimde öğretmen olup, iktidar tarafından desteklenmeyen bir sendikaya üye iseniz size, ekonomik ve sosyal durumumu en zor çocuklar verilir. Sizden kıdemi çok az bir kişi gelir başınıza müdür, müdür yardımcısı olur. Sınıflara yeni sıralar alınacak ise en son sizin sınıfa alınır. En az güneş ve hava alan sınıf size verilir. Yani her gün bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalırsınız. Eğer sağlık alanında çalışan bir hemşire iseniz, yandaş sendikaya üye iseniz, isterseniz yeni hemşire olun, size gündüz çalışılacak bir yer bulunur. Nöbet yazılmaz. Bir sene sonra sorumlu hemşire, birkaç sene sonra başhemşire yardımcısı olursunuz. Yandaş sendikaya üye değilseniz en zor çalışma alanlarında çalışmak zorunda kalırsınız. Gece nöbetleri sizleri bekliyordur. Ayrıca şöyle de tehdit edilirsiniz, bu sendikaya üye olmaz isen seni, şuraya sürerim derler. Özel işyerlerinde de daha ağır uygulamalar karşımıza çıkar. Çalışan sıklıkla işten atılmakla tehdit edilir. Fazla mesai yaptırılır parası verilmez. Çalışan hakarete uğrar, örgütsüz olduğu için ne yapacağını bilmez, her hakareti sineye çekme zorunda kalır. Bir gün artık yeter deyip karşılık verdiğinde ise, işten tazminatsız olarak atılmak durumunda kalabilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işyerlerinde mobbingle ilgili olarak ALO 170 hattına ihbarda bulunulmasını istemektedir.  “Psikolojik tacizle tüm çalışanlar mağdur olabilir. Kamu ve özel sektör ayırt etmeksizin tüm çalışanlar  şikayet ve bilgi almak için 7 gün 24 saat ALO 170 Hattına başvurabilirler”. diye bölüm bir Çalışma bakanlığının sitesinde mevcuttur(2).  Fakat yaşadığımız mobbing örnekleri, bakanlığın mobbingle ilgili herhangi bir somut adım atmadığını göstermektedir. Üstüne üstlük yandaş sendikaların iktidarın bir uzantısı çalışanların üzerinde kurduğu baskının her gün arttığını görüyoruz. Çalışanların mobbinge karşı mücadelesi, ancak örgütlenerek olur. Örgütlendikleri sendika haklarını savunan bir sendika ise mobbingden mücadele konusunda ilk adım atılmış olur. Fakat bugün pek az sendika üyesini mobbingten koruyabilmektedir. Bu açıdan kamu çalışanlarının, işçilerin sendikalarını çok iyi seçmeleri gerekmektedir. Çalışanın hakkını değil, işverenin çıkarını koruyan bir işçi sendikasına sarı sendika denir Kamu alanında da çalışanlar arasında ayrım yapan, siyasi iktidarın çalışma ortamındaki uzantısı gibi hareket eden sendikalar, kamu alanındaki sarı sendikadır. Bu iki sarı sendika da emekçilerin yanında değil, karşısında olan sendikalardır. Biz emekçiler mobbinge uğramak istemiyorsak, gerçekten çalışanın hakkını savunan sendikalarda örgütlenmek ve mücadele etmek zorundayız.   1) http://mobbing.gazi.edu.tr/posts/view/title/mobbing-nedir-37863 2) http://www.alo170.gov.tr/haberdetay/56/mobbinge-ugrayan-isci-ne-yapabilir   ercankosmanoglu@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi