Arif Nacaroğlu
‘Layk’la
Saat gecenin biri. Taksim Meydanı’na doğru yürüyorum. Şehirlerarası yolcu olduğum için eve gitmem serbest. Yolda birkaç kişi. Bolca bekçi, biraz da polis. Tekeri bozuk bavulumun çıkardığı sesten olacak bana bir şey sormuyorlar. Meydanın köşesinde iki kadın işçi. Dünyanın en eski mesleklerinden birini yapmaya çalışıyorlar.
Ne bilumum virüs ne sokağa çıkma yasağı onları durdurmuş. Hayatlarını tehlikeye atarak da olsa bir şekilde geçinmek zorundalar. Hırpani bir genç 2 lira istiyor. Ne eksik ne fazla. “Neden 2 lira?” diyorum. Susuyor. Fazla veriyorum. Hakkını almış olmanın ruh hali içerisinde, teşekkür filan yok. Aslında teşekkür de beklemiyorum.
Biraz ileride taksiler üst üste müşteri bekliyor. Bu saatte kim gelip binecekse. Uzak mesafe yolcusu olmanın verdiği cesaretle birinin kapısına yöneliyorum. Gençten biri, “Abi nereye?” diye soruyor. Söylüyorum. “Sıra bu takside” diyerek beni başka araca yönlendiriyor. İlk taksi itiraz etmediğine göre belli ki meydanda kendi hukukunu adaletli bir şekilde kurmuş. Valizi elimden alıp, “Sen otur abi, ben valizi bagaja koyarım” diyor. Taksiye biniyorum. Film konusu olmamak için gözüm arkada. Kaptan, “Korkma abi, temiz çocuktur. Bizden” diyor. Biz kimse?
Saraçhane’den Yenikapı’ya çıkıyoruz. Kaptan başlıyor söylenmeye.
……….!
-Kaptan bu söylediklerin seni birkaç yıl içeriye attırır, muhterem zevata hakaretten. Maazallah biri sesini kaydedip, şikayet eder. Biliyorsun bu ara millet eşini bile ihbar eder duruma geldi. Hem beni tanımıyorsun.
-“Yanalım abi. Ne olacaksa olsun. Ben yanmazsam, sen yanmazsan aydınlık gelir mi?” deyince, taksi esnafında altıncı his olduğuna inanıyorum. Müşterinin beynini kokusundan anlıyorlar.
-“Neden sen, ben yanalım ki aydınlık için. Karanlığı getirenler yansa daha iyi olmaz mı?” deyince susuyor. Belli ki, “Onlar nasıl olsa öte dünyada yanacaklar” diye düşünüyor. Lafı değiştiriyorum?
-Plaka kiran ne kadar?
-2 arkadaş 7 bin 500 veriyoruz. Ayda. Tüm masraflar bize ait. Günde 12 saat. 250 lirası plaka patronuna, kemiksiz. Bize de bir ekmek parası bazen kalıyor, bazen içerideyiz. Bizim patron yine de insaflı. Durağına göre ayda 10 bin verenler var.
-“Vay be” diyorum. “40 yıllık hoca maaşı 2 plaka kirası etmiyor.”
-Abi sen onu boş ver. Demirtaş’a yapılanlara baksana. “Seni başkan yaptırmayacağız” dedi diye kaç yıldır içeride. HDP’yi kapatsalar ne olur. Gidip onlara mı oy vereceğim? Geçen hafta işi gücü bırakıp memlekete gittim. Bayram için. Görmeliydin.
-Eh sohbetine doyum olmaz ama ben müsait bir yerde ineyim. Yarın da seni yazayım Evrensel’de okursun.
-Vay abi sen de bizdenmişsin. Okurum tabi. Feys’in var mı?
-Daha almadım, ama yazımı beğenirsen “Laykla.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.