Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Küresel İklim Değişiklikleri İnsan Hayatını Tehdit Ediyor...
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bu yıl kışın ve ilkbaharda Gaziantep'e çok yağmur yağdı. Sonbahardan beri yağmurlu günlerde yaşıyoruz. Daha önceki yıllarda bu kadar çok yağmurlu günümüz olmamıştı. On dört yıldır Gaziantep’teyim. 2006 yılında ilk geldiğim sene çok fazla kar yağmış. Gaziantep -Adana otoyolunda 15 saat mahsur kalmıştık. Son yıllarda kar görmüyoruz. Son beş altı yıldır Gaziantep seller oluyor. Geçenlerde Arabanda sele kapılan iki yurttaşımız hayatını kaybetti. Üç yıl önce Üniversite civarında oturduğum bölgede ciddi bir sel oldu. Yağmur suları kanalizasyona verildiği için kanalizasyon taştı. pek çok araba su altında kaldı. Kanalizasyon giderleri çevreye dağıldı. Bizim apartman dahil pek çok apartmanın istinat duvarları yıkıldı.
Ülkemiz açısından baktığımızda da pek çok bölgemizde sel seli götürdü. Karadeniz sahil otoyolunda 8 köprü kullanılamaz hale geldi. Uzmanların bu bölge için uygun değil dediği bu yolun, pek çok kısmı çöktü. Doğa olayları, yağmurlar bir taraftan doğal felaket olarak karşımıza çıkarken yanlış yapılaşma sonucunda burada olduğu gibi ,felaketlere davetiye çıkartmak gibi bir durumla karşı karşıyayız.
Tüm dünya açısından baktığımızda sel felaketlerinin, kasırgaların sayısının artmasının temel nedeni olarak küresel iklim değişiklikleri gösteriyor. Dünyada da ortalama hava sıcaklığının artması yeni doğa felaketlerine yol açacaktır deniyor. Kuzey ve güney kutbunda buzulların erimesi bu gidişatın önemli bir belirtisi. Okyanuslarda suyun yükselmesi sonucunda pek adanın yok olacağı bildiriliyor. Küresel sıcaklık artışının temel nedeni insanlar olarak görülüyor. Fosil yakıt dediğimiz petrol, kömür ve doğal gaz kullanımı küresel sıcaklık artışına neden oluyor. İnsan sağlığına aykırı olarak bitişik nizam, hava akımlarına engel olan yapılaşmalar da küresel ısınmada rol oynuyor deniliyor. Hava ulaşımının hızla artması da atmosfer kirliliğinin ve küresel ısı artışının önemli nedenleri arasında görülüyor.
Küresel sıcaklık artışına karşı ülkeler bir araya gelerek Japonya'nın Kyoto şehrinde 1997 yılında imzalandı. ABD dışında neredeyse tüm ülkeler bu protokolü imzalamış durumdadır. Kyoto Protokolü, sera etkisi yaratan gazların salımlarını (emisyon) kısmak üzere sanayileşmiş ülkelere çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşmadır. Sera etkisi yaratan gazlar, kısmi de olsa, küresel ısınmanın, yani küresel ısının yeryüzündeki hayatı tehdit edecek derecede artmasının nedenleri arasında gösteriliyor. Dünyada son dönemlerde özellikle 1,5 dereceden fazla ortalama küresel sıcaklık artışının pek çok felakete yol açacağı belirtiliyor.
Ülkemizde özellikle Güney ve Güneydoğu bölgelerinde kuraklık ve çölleşme bekleniyor. Küresel sıcaklık artışlarından daha az etkilenmek için daha az fosil yakıt tüketmek gerekiyor. Hava kirliliğine yol açan sanayi kuruluşlarını denetlemek gerekiyor. Şehirlerde toplu ulaşımı desteklemek gerekiyor. Elektrikli araç kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor. Uçak yerine tren kullanmak gerekiyor.
Esas olarak gelişmiş kapitalist ülkeler denilen, emperyalist ülkeler küresel iklim değişikliğini yaratıyorlar. Kar daha fazla kar üzerine kurulu insanlığa aykırı bu düzenin değişmesi gerekiyor. Doğal kaynakları ve doğal güzelliği kendine yeten ülkemize de vatandaş olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Kamu yönetimi ve yerel yönetimlerden, hava kirliliğini engelleyecek önlemler almasını istemeliyiz. Şehirlerimizde insan sağlığına aykırı yapılaşmalara izin vermemeliyiz.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.