Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Kız-Erkek Ayrımı, Hayatı Ayırmaktır…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Geçen yıl Kız ve Erkek Üniversite öğrenci yurtlarının ayırma işlemi başlatılmıştı. Başbakan son demeçlerinde yurtlarda kız ve erkeklerin %75 oranında birbirinden ayırdıklarını söylüyor. Bu söyleme bakılırsa, sanki kız ve erkekler aynı bina içinde bir arada kalıyor diye anlaşılacak. Aslında bütün kız ve erkek öğrenci yurt binaları, baştan beri birbirinden ayrıdır. Yalnızca kantin gibi bazı ortak kullanma alanları vardır. Bu durum da, son derece doğaldır.
AKP sözcüleri yeni anayasa çalışmalarında, milletvekili seçilme yaşını 18’e indireceğiz diye bir söylev tutturmaktadır. Onsekiz yaşında, bir vatandaş olarak anayasada, yasalarda ve evrensel hukukta bulunan her türlü hakkı, özgürlüğü kullanma hakkı olan gençleri, kız ve erkek diye birbirinden ayırmak, ortaçağa geri dönmektir. Başbakan geçen hafta pek çok açıklama yaparak yalnızca yurtlarda değil, evlerde de kız ve erkelerin birlikte kalmaması gerektiğini belirtti. Muhafazakâr demokrat bir iktidar olarak bu konunun çalışmasını yaptıklarını söyledi. Bu konuda soru soran gazeteciye “Kişilerin özel müstakil evlerinde, bir farklı kız bir farklı erkek aynı evde kalması nasıl doğru olabilir. Siz kızınıza, oğlunuza böyle bir şeyi hoşgörüyle karşılayabilir misiniz?” diye soruyla karşılık verdi. “Bu konuda gerekli yasal düzenlemeyi yaparız” diye devam etti. Bu açıklamaları emir olarak değerlendiren bazı valiler, gereğini yaparız açıklamaları yaptılar. Afyonkarahisar’da Üniversite öğrencilerinin gittiği kafede kimlik tespiti yapan polis, aynı zamanda adres tespiti de yaparak kız ve erkeklerin aynı evde kalıp kalmadığını kontrol etmiş oldu. Manisa’da kızlı-erkekli bir evde bulunan öğrencilere, gürültü yaptıkları bahane edilerek para cezaları kesildi.
Gençler arasında büyük tepki toplayan bu durum aslında aşama, aşama olarak bu noktaya geldi. İlkin Üniversitelerde, ardından Kamu işyerlerinde türban’a fiili olarak izin verildi. Türban’ın bir özgürlük sorunu olduğunu söyleyen çevrelere şimdi sormak gerekiyor. Kız ve erkekleri birbirinden tamamen ayıran bu anlayışı, bu noktaya kadar nasıl desteklediniz? Hadi bundan sonra da destekleyin demek lazım. AKP iktidarının laiklik karşıtı olan uygulamaları zaten yıllardır devam ediyor. Eğitimde 4+4+4 medrese düzeni de bu uygulamaların en önemlisidir. AKP iktidarını destekleyenlerin temel tezlerinden biri, halkımızın zaten muhafazakâr olduğu yönündeki yanlış önkabuldür. Bunu başörtüsü-türban tartışmalarında da görüyoruz. Doğusundan batısına her yerde kadınlarımız başörtüsü takıyorlar ama, hemen hemen hepsinde baş tam kapatılmıyor. Bu yörede “şeş” de denilen tülbentle baş örtülüyor. Bunun da türbanla ilgisi yok. Geleneksel başörtümüz budur. Gelelim içki konusuna; Anadolu’da bütün köy düğünlerinde içki içilir. Şarabın anavatanı Anadolu’dur. Gaziantep Zeugma müzesindeki mozaiklerde Şarap tanrısı Diyonisos’un ona yakın figürü vardır. Şimdi içki yasakları Üniversite sosyal tesislerine kadar uzanmış durumdadır. Akşamları saat 22.den sonra içki satışı yok.
Kişi hak ve özgürlükleri, iktidar partilerinin siyasi görüşlerine bağlı olamaz. Çoğunluk bunu istiyor, bunu yapmak zorundayız gibi bir anlayış, ülkeyi baskı rejimine dönüştürür. Bugün bu dönüşümü yaşmaktayız. Halk, özellikle de gençliğimiz, geçen Mayısta başlayan Taksim Gezi direnişiyle, yaşam tarzına müdahaleye karşı çıkmıştır. Laiklik karşıtı, toplumu kadın-erkek diye birbirinden ayıran uygulamalar, bu noktadan sonra yaşamla bağdaşmaz uygulamalardır. Genci, yaşlısı bütün vatandaşlar, özgürlüklerine sahip çıkarak bu gidişe dur demelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.