Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Johny

Bir şarkı yazmışsın. Yetmezmiş gibi bir de söylemişsin. İngilizce olduğu için ben anlamadan gözlerimi kapatıp öyle ninni gibi dinliyordum. Dil bilen bizimki, “Aman, sen ne yapıyorsun? Bu John’un ne dediğini biliyor musun? Bir duyulursa, maazallah. Duyulmaz inşallah.” diye uyarınca tercüme ettirdim. “Hayal et bütün insanların bu gün için yaşadığını... Hiç ülke olmadığını hayal et Bunu yapmak zor değil” Sadece bize değil, sınırlarımıza, özellikle yolgeçen hanına dönen güney sınırlarımıza göz dikmiş limon mu, Lennon mu, her kimse. Burada sussa iyi. “Hayal et bütün insanların hayatı barış içinde yaşadığını Mülkiyetin olmadığını hayal et Yapabilir misin merak ediyorum” Sana ne benim hayalimden. Yapıp yapamayacağımdan. Ben yüksek tavanlar, parıltılı avizeler, mermer salonlar, altın musluklar hayal ediyorum. Hele mülkiyetime karışma bak fena olur. Kutulara, kasalara, yatak içlerine, yastık kılıflarına dolduruyorum dünyalıkları. Hanlar, hamamlar, evler, villalar, yollar, hava, su, uzay hepsi benim olmalı. Çulsuz mu ölelim yani Johny. “Hırsa ve açgözlülüğe gerek yok İnsanların kardeşliği Hayat et bütün insanların Tüm dünyayı paylaştığını” Ne paylaşması lan. Ben ne kadar verirsem o kadar alır bu John. Çalışmasın.  Gitarı alıp yan gelip yatsın. Şarkı söylesin. Ünlü olsun. Biz sabahtan akşama kadar avazımız çıktığı kadar bağıralım. Okumuşa, yazmışa, düşünene, muhalife nefes tüketelim, dünyayı dar edelim.  Sonra çulsuz kalalım. Tamam şimdi anlaşıldı. Bu John kesin akademisyen. Hem de barış isteyen aydın galiba. Kılık ve isim değiştirmiş. Beni, yandaşlarımı, paydaşlarımı ve bilumum gardaşlarımı gözüne almış. Ocağımıza incir ağacı dikmek istiyor. Yeter. Kes şu şarkıyı!.. Benim bir hayalci olduğumu söyleyebilirsin ama tek ben değilim Umarım bir gün sen de bize katılırsın Ve dünya tek vücut olarak yaşar Katılmam Johny, katılmam. İstihbarat, polis, hemşire, getirin lan şu Joni’yi. Tarafsız mahkemelerimizde yargılayalım. Betona çizdiğimiz çizginin altından geçirelim. Ne demekmiş barış, kardeşlik, eşitlik, bölüşmek gösterelim. 3 bin yıl yatsın içeride. Durun bağlamayın. Bağlamayın lan. Hemşire, doktor… doktor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi