Ecz.İrfan Demirci
İzlenimler
Yayınlanma:
Güncelleme:
Yerel seçimlere kalan süreyi aylarla, haftalarla ifade ederken, adaylar kim olacak sorularına cevaplar ararken hepsi geldi geçti, artık sona doğru yaklaşıyoruz.Tarih geldi çattı, üç-dört gün sonra sandık başına gidiyoruz .
Hangi ittifakın adayının kim olacağı merakı, şimdi yerini yerel seçim sonuçları nasıl olacak sorusuna bıraktı. 24 Haziran seçimlerindeki kıl payı fark nedeniyle, 31 Mart için fazlaca bir merak var .
Aslında seçim sonuçları her zaman fazlaca merak sebebidir. Öyle ki; yalnızca seçime giren siyasi partiler değil, ilgili ilgisiz bir çok kurum anket yaptırır.
Bu yerel seçimin de yerellik özelliği geride kaldı, her anlamıyla genellik özelliği göze çarptı. Nedeni ise çok basit; yerel seçim kampanya süreci bir yerel seçim gibi olmaktan çok, genel seçim gibi götürüldü . Özellikle de cumhur ittifakı konuyu ‘beka meselesi’ boyutuna taşıyınca ve bunun yanına da medyadaki baskın iktidar gücüyle seçmene bunu yansıtınca, sanki 9 ay arayla iki genel seçim yaşıyor gibiyiz .
Öyle ki; iktidar kanadının belediye başkan adayları, cumhurbaşkanının gölgesinde kaldılar. Zaten çoğu da bundan rahatsız değiller. Aksine bunu ifade eden söylemlerle seçmene ulaştılar. Her ili tek tek dolaşan Cumhurbaşkanı, seçmen üzerindeki gücünü, partisinin onuncu seçim zaferine dönüştürme düşüncesinde.
Öyle ya da böyle, bir biçimde merakımız birkaç gün içinde giderilecek. Yerel seçim sonuçlarının nasıl neticelendiğini, kimin oylarının arttırdığını veya azaldığını göreceğiz.
Filmlerin sonunda mutlaka son ibaresini yazılı olarak bize gösterirler. Aksiyon, macera, drama, komedi, romantik vb türü ne olursa olsun bir mesajla sonuçlanır.
Çoğu zaman merak ederiz, ya sondan sonra ne olacak?
Mutlu sonla biten yaşam mutlulukla sürecek mi ?
Hüzünle, acıyla biten bir filmin devamında kahramanın hayatı, hep bu biçimde olumsuzlukla mı yürüyecek?
31 Mart, ülkemiz demokrasisi içinde son seçim olmayacak, ancak demokrasinin yararına, niteliğine, kalitesine ne katacak? İşte burası sonuçlarından daha önemli!
Çünkü ülkemizin ümide gereksinimi var, özgürce düşünmeye ve yaşamaya, ayakları yere sağlam basan adalete ihtiyacımız var .
Hem de çokça …
31 Mart bize bunları yaşatmalı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.