Mehmet İletmiş

Mehmet İletmiş

GÜNEŞ TUTULMASI…

                 Güneş tutulması; Ay’ın yörünge hareketi sırasında Dünya ile Güneş arasına girmesi dolayısıyla Ay’ın Güneş’i kısmen veya tamamen örtmesi sonucunda gözlemlenen bir doğa olayıdır. Sözlük doğa olayı olarak güneş tutulmasını böyle tanımlıyor. Ben bu gün buna ek olarak yeni bir güneş tutulması olayı keşfettim. Buda toplumların yaşamlarında karşılaştıkları bir güneş tutulması durumudur. Doğa güneş ve hava olmadan yaşamaz. Mutlaka bir ışık kaynağına ihtiyacı vardır. Doğanın en önemli canlısı olan insanlardan oluşan toplulukların ise yaşayabilmesi ve gelişme gösterebilmeleri için güneş kadar önemli olan bir kavramada ihtiyaçları vardır. Demokrasi, özgürlük, insan hakları ve barış toplumların yaşamaları için vazgeçilmez kazanımlardır. Türkiye halkları son 13. yılında bazen “kısmi” bazen de “tam” güneş tutulması yaşamaktadır. AKePe iktidarının ilk 5 yılında kısmi olarak yaşanan bu tutulma ondan sonra gelen zamanda giderek tam güneş tutulmasına dönüşmüş, toplumsal olarak karanlığa gömülmeye başlamıştır. Demokrasi mücadeleleri dünyanın bütün toplumlarında belli bedeller ödenerek sürdürülmüş, ama kazananlar her zaman mücadele edenler olmuştur. Kimileri bunu az bedeller ödeyerek elde etseler de çoğunlukla bedeli ağır bir mücadeledir demokrasi. Yaşadığımız coğrafyanın belli bir kesimini ifade eden Anadolu insanları ise bu mücadeleyi çok ağır bedeller ödeyerek sürdürmektedir. Daha ne tür bedeller ödeyeceğimiz ise bize bağlı. Toplumsal bir bütünleşmeyi sağlayabilecek, ortak bir mücadele zemini yaratacak, kazanılmış değerleri koruyup geliştirecek bir anlayışa ihtiyacımız var en başta. Yaratılan ve her gün biraz daha koyulaşan karanlığı yırtacak ışığa ve ışık kaynaklarına ihtiyacımız var. Demokrasi mücadelesinin ERDEM’ siz ve CAN’ sız olamayacağının, barışın ELÇİ’ siz gelemeyeceğinin bilincinde olmak zorundayız. Bakın, bunun farkında olan ve bu güneş tutulmasının müsebbibi gördüğüm zihniyet Erdem’i ablukaya alabiliyor, Can’ı hapse tıkıp, Elçi’ ye zeval getiriyor. Karanlığı derinleştirmek için korkuyu hâkim kılıp, saflarımızı dağıtıyor. Dün varılacak hedefte anlaştığımız halde gidilecek yol konusunda ayrıştığımız için başarılı olamıyor idik. Bu gün yaratılan bu karanlığın içinde savrulup duruyoruz. Tek tük var olan ışık kaynaklarımızı bile koruyamaz olduk. AKePe iktidarının geldiği son nokta bize bu vahameti en açık şekilde anlattığı halde yenemediğimiz “kronik sol hastalığımız” sayesinde hala birbirimizden uzak duruyoruz. Sayısı belirsiz partiler kuruyor, hatır gönül ilişkileri sayesinde yönetim kadroları oluşturuyoruz. Kendi sandık bölgesinde kayıtlı üyelerinin bile yarısının oyunu alamayan partilerden medet umuyor, aslında bir anlamda siyasi mastürbasyon yaparak tatmin olmaya çalışıyoruz. Var olan kadrolarımızı, yetişmiş insan gücümüzü ve enerjimizi boş yere heba ederek AKePe ye koltuk değnekliği yapıyoruz. Katledilen insanlarımızın cenazelerini kaldırana kadar birlikte oluyor, birkaç öfke sloganının ardından yine bildik (aslında bilinmedik) yollarımıza yöneliyoruz. “Hesabı sorulacak, mücadelemize ışık olacaklar” söylemlerimiz havada kalıyor. Her birimiz bir tarafa savrulurken yurdumuzun bir bölümünde sokağa çıkma yasakları, faili meçhuller sürüyor, öbür yanda yalnızlaştırılan değerlerimiz birer ikişer toparlanıp ilimizden alınıyor. Barış ve demokrasi talepleri gaz bulutları, tazyikli su, toma ve coplarla bastırılıyor. Olmadı kurşunlanıyor, bombalanıyor. Bıkmadık mı her gün yeni bir değerimizi kaybetmekten? Boşalttığımız her boşluğun karanlığa teslim edildiğini görmüyor muyuz? Aydınlığa kavuşmak için ihtiyacımız olan tek şeyin ışık olduğunu, ışığın ise enerji ve emek istediğini bilmiyor muyuz? Ben ilkokula 8 yaşımda başladım. İşte o yıl doğal bir güneş tutulması yaşamıştık. Büyüklerimiz ellerine geçirdikleri dolma tüfeklerle,  tek namlulu kırmalar ve tek tük tabancaları havaya doğru ateşliyor, ben yaştakiler, biraz büyükler ise bulduğumuz her nesneye, en çokta boş teneke kutulara değneklerle vurarak gürültü çıkarıyorduk. Yaratılan bu gürültü güneş’ i tutanı korkutacak, oda güneşi serbest bırakacaktı. Yani şimdi yaşanan güneş tutulmasından kurtulmak için yeniden teneke çalmaya mı başlayacağız yoksa saflarımızı yeniden düzenleyip aklıselim tüm toplumların yaptığı gibi mücadele mi edeceğiz? NOT; Ben ilkokul 3. Sınıfta güneş tutulmasının ne olduğunu öğrendim ve teneke çalmayı bıraktım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet İletmiş Arşivi