Geçtiğimiz hafta tüm Türkiye'de olduğu gibi kentimizde de Kobani'ye destek eylemleri oldu. Yazık ki kentimizde 5 cana ve 20 yaralıya mal oldu bu protestolar. Ölenlere rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Uzun yıllardır Gaziantep' te gerçekleşen hemen tüm protesto eylemlerinde yer almış, bunlara katılmış ve bir süre bunların organizasyonlarında da bulunmuş biri olarak söylemem gereken bir iki söz olsa gerek. Bu protestoların en disiplinli ve taşkınlıklardan uzak olanları sendikaların öncülüğü ve diğer demokratik kitle örgütlerinin destek verdiği eylemler oldu. KESK'e bağlı Kamu emekçilerinin zaten bu protestolar konusunda engin deneyimleri bulunmaktadır. İşte bu tecrübe sayesinde yapılan tüm eylemler demokratik sınırlar içerisinde ve büyük bir olgunlukla gerçekleşti. Gün içinde ve birbirini takip eden bu protestolarda zaman zaman Emniyet yetkililerince yapılan anonslar dikkatimi çekti. "İçinizde sizi provake etmek isteyenler var. Bu nedenle dağılmanızı istiyoruz." gibi bir çok anons yapıldı. Kimi yürüyüşler pazarlıklar sonucu gerçekleştirilebildi. İşte o engin tecrübeler sayesinde bu yürüyüşlerde hiç bir "sorun" yaşanmadı. Tabi ki bu deneyimli sendikacılar kentin tüm alanlarına hakim olacak durumda değildir. Yerel yöneticiler de onların tecrübelerinden ve toplumun bir çok kesimi üzerindeki etkilerinden faydalanmak gibi bir yol izlemezler.(Gaziantep kent konseyi içerisinde bile onlara yer verilmemiştir.) Zaten ayrıştırıcı ve tahrik edici yığınla açıklamanın sahibi olan siyasal iktidar temsilcileri sokak aralarında başlayan ve yayılan protestoları da terör eylemi ilan edince olanlar oldu. Umarız tekrarlanmaz ve yöneticileriz de bir ders çıkarmış olsunlar.          Yakalanan patlayıcı maddeler...        Kentimizde 150 kilo patlayıcı ele geçtiği haberlerini hepiniz duymuş ve okumuşsunuzdur. Yaklaşık 3 yıldır kentimiz başta olmak üzere sınır illerimizin bir çoğunun yabancı  istihbarat birimlerinin ve dinci örgütlerin cirit attığı alanlara dönüştüğü yazılıyor, söyleniyor. Siz sınırlarınızı sorumsuzca sonuna kadar açar ve yüz binlerce sığınmacının (Bana göre mülteci) kayıt altına bile alınmaksızın ülkenize girmesine ses çıkarmaz, en azından belli bir disiplin altına almazsanız kimin kim olduğunu ve ne yaptığını nereden bileceksiniz. Suriyeli guruplardan size yakın olanlarına çok yıldızlı otellerde devlet bütçesinden toplantılar tertipler, onların cebine bizim cebimizden para aktarırsanız başka gurupları da ayrıştırır terörize ederseniz kim bilir daha nice ölümler ve tehlikeler yaşarız. Zararların tazmini...    Yaşanılan olaylar sonucu zarar gören esnafın bu zararlarının karşılanacağı ilgili ilgisiz bir sürü ağız tarafından dile getiriliyor. Mesela Büyükşehir belediye başkanı çıkıp aynı şeyleri söylüyor. Ama bu insanların nereye başvuracağı  açıklanmıyor. Bunlar Devlet bütçesinden mi yoksa belediyelerin bütçesinden mi karşılanacaktır? İşyeri, evi veya aracı sigortasız olanlar da bundan yararlanacaklar mı? Tabi canlarını kaybedenlerin ve onların yakınlarının durumu da göz önüne alınmalıdır. Katledilen yeşil alanlar...        Kavaklık parkında kuruyan (kurutulan) ağaçlar kökünden kesilerek hemen oracıkta tüm kalıntıları bir makine sayesinde talaş haline getirilip yok edildi. Yine  kökleri de modern bir matkap ile oyulup hemen kum, çakıl ve toprak ile doldurularak izleri kaybedildi. Biz o ağaçları görüntülemiş ve isteyenler olursa paylaşırız demiştik. Önümüzdeki sayımızda kuru halleri ile çektiğimiz fotoğraflar ile birlikte izleri silinmeye çalışılan hali birlikte yayınlayacağız. Bu arada başka alanlardaki benzer durumları birlikte ele alarak. Bir fıkra...         Bizim siyasilerimizden biri hac'ca gitmiş. Hac'cın diğer farizalarını yerine getirmiş, iş gelmiş şeytan taşlamaya... Bizim hacı adayı taşı atıyor, aşağıdan bir ses... Bir daha atıyor yine bir ses... Hazırlanmış ve bir taş daha atarken kulağını iyece sese vermiş... Aşağıdan gelen ses; Olur mu böyle olur mu ? Kardeş kardeşe vurur mu? Peki AKePe IŞİD' i vurur mu? Not: Bizim "Satılık Akciğer var" yazımızı tekrar okumanızı tavsiye ediyoruz.