Gaziantep Büyükşehir Belediyesi geçen günlerde 1/100.000 lik şehir planını açıklamış. Bu plana göre 25 yıl sonra Gaziantep şehrinin nüfusu 4,5 milyon olarak öngörülmüş. Bu nüfus artışına göre de yeni konut alanlarının oluşturulacağı planlanmış.  Öbür yandan Devlet Su İşleri ise Gaziantep nüfusunun 2035’te 2.700.000,  2050 de ise 2.700.000 olacağını öngörüyor. Büyükşehir yasasıyla birlikte köylerin de mahalle olarak sayıldığı günümüzde tüm il olarak yapılaşma tehditleri altındayız. Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Sayın H. Özgür Girişken geçen hafta içinde konuyla ilgili bir basın toplantısı yaparak, halkımızı bilgilendirmişti. İlimizi ve şehrimizi çok yakından ilgilendiren bu plan konusunda herkesin söz söyleme hakkı var. Yeşil alanlarımızın, konut ve ticari alan haline çevrilmesine çok sık tanık oluyoruz. Tarım alanlarımıza sahip çıkılmıyor. Köyün ortak malı sayılan meralar, birilerine peşkeş çekilebiliyor. Büyükşehir belediyesinin bu şekilde yüksek bir nüfus artışı öngörmesi, daha çok yeşil alan ve tarım alanının konut alanı haline çevrilmesi anlamına geliyor. Nüfus artışı, bir ülkenin ya da şehrin gelişmişliğinin göstergesi değildir. Ülkemizde şehirlerdeki nüfus artışı, köylerde tarımın bittiği anlamına da geliyor. Köylünün ekonomik faaliyetini, tarımsal üretimi sürdürmesi için Cumhuriyet döneminin başından beri verilen destekler, 12 Eylül 1980 faşist darbesinden sonra azaltılmaya başlandı. Turgut Özal “Köylerde, bir şey yok herkes şehirlere gelsin” diyordu. Sonunda ülkemiz buğday, mercimek, nohut, fasulye gibi pek çok temel tarım ürününü ithal etme noktasına geldi. Hayvancılığımız da çok zor durumda. Köylerde hayvancılık ile uğraşan kalmadı. Dışarıda sürekli et ithal eden bir ülke durumuna geldik. Gaziantep, hava kirliliğinin üst düzeylerde yaşandığı bir şehir. Geçen sene Avrupa’nın havası en kirli 4. Şehri ilan edilmişti. Bu durumun nedeni de aşırı yapılaşma, sanayi ve taşıtların yarattığı hava kirliliği olarak ortaya konuyor. Şehir olarak su, kanalizasyon, yol , elektrik gibi sorunları sürekli yaşıyoruz. Bu alanlarda sürekli bir faaliyet sürüp gidiyor. Toplu ulaşımda büyük sıkıntılar yaşayan bir şehiriz. Nüfusun artmasıyla aslında bu sorunlarımız daha artmış olacak.  Topyekün olarak sorunları ortaya koyup çözmek gerek. Büyükşehir Belediyesi ve bu iktidar sorunları çözmek yerine, yeni rant alanlarına gerekçe yaratmak peşinde.  Vatandaş olarak  gerçekleri görmek, bilmek zorundayız. Hakkımıza sahip çıkmak durumundayız.  İş işten geçtikten sonra, bağırıp çağırmanın bir anlamı kalmıyor. ercankosmanoglu@hotmail.com