Kamu Çalışanlarının 1980'den sonra  ilk kurulmaya başladığımız yıllarda çok kullanılan bir söylemdi Fiili Meşru Sendikacılık. Zaman içinde çok kullanılmaz oldu. 1989-1990 yıllarından başlayarak  toplu iş bırakma ve  grevler ile  sendikalar olarak kendimizi gösterebiliyor idik . O yıllarda sağlık emekçilerinim en çok bütünleştikleri sendika olan TÜM SAĞLIK SEN sendikasının  kuruluşunda yer almıştım. İstanbul'da Okmeydanı SSK Eğitim ve Araştırma Hastanesinde asistan doktor olarak çalışıyordum . O yıllarda kamu emekçilerinin bir kısmında memur sendika kuramaz anlayışı vardı. Şimdiki en fazla üyesi olan kamu çalışanı sendikaları konfederasyonlarının o zamanki temsilcileri de devlete karşı sendika kurulamaz diyorlardı. Oysa ülkemizin de imzaladığı ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerinde kamu çalışanlarının  örgütlenme ve grev yapma özgürlüğü açık olarak tanımlanmıştı. Bu sözleşmelerde açık olarak ifade edilmesine rağmen, 1990'lı yılların başında hükümetler bu hakkımız kolay teslim etmediler. Grevler ve Ankara'ya yapılan yürüyüşler ile sendika hakkı daha sonrasında  yasalara geçmiş oldu.  Fakat çıkarılan 4688 sayılı Kamu Çalışanları Sendikaları ve Toplu Görüşme kanunu  ile evrensel nitelikte kamu emekçilerinin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Örgütlenme ve  Toplu Sözleşme hakkı sözde bir haklar olarak tanımlanmış durumda .  Daha sonraki yıllarda iktidara yakın sendikanın üyesini hızla artması sonucunda,  sendikaların işlevi giderek azalmıştır. Kamu alanında yükselmelerde iktidara yakın sendika üyesi olmak , artık herkesin bildiği çoğu kamu emekçisinin de ses çıkarmadığı  bir gerçeklik olmuştur.  Yani başlangıçtaki durum tersine dönmüş kamu emekçisinin haklarını tümden ve her koşulda savunacak sendikalar yerine, kamu emekçilerini denetleyen bir şekilde hizaya sokan sendikalar gerçeklik haline gelmiştir. Bu gün pek çok kamu kurumunda yöneticiler iktidara yakın sendikada da yönetici durumundadır. Kamu çalışanı haliyle bu kurumun resmi sendikası budur diye değerlendirmektedir. Fiili Meşru Sendikacılık anlayışı günümüzde pratikte yaşama geçirilemez hale gelmiştir.  Yalnızca  Kamu  Emekçileri sendikaları değil İşçi Sendikalarının pek çoğu da fiili sendikacılık anlayışını bırakıp işveren sendikacılığına soyunmaktadır. Bunun en belirgin örneğini Tez KOOP İŞ sendikasına yıllardır aidat ödeyip ortada kalan Real Market İşçilerinin direnişinde görmekteyiz. Metrogross tarafından , Beğendik'e satılan Real Marketler Zinciri , bu satışın ardından kısa bir süre kapatılmıştır. Real Market İşçilerinin tazminat haklarından Beğendik ve Metrogross Market ortak olarak sorumludurlar. Tazminatlarını almayan bu işçilerimize DİSK'e bağlı Nakliyat İş sendikası sahip çıkmıştır. Ondokuz aydır Metro Market ve Metrogross market bünyesinde bulunan Mediamarkt mağazalarında işçiler Nakliyat İş öncülüğünde eylemler yapmaktadırlar. Fiili Meşru Sendikacılığın pratikteki en doğru örneğidir bu eylemler.  İşçi Sınıfı ve tüm emekçiler gerçek sendikalarda örgütlenip mücadele etmeden haklarını alamazlar. Bu gerçeği hepimiz görmek zorundayız. ercankosmanoglu@hotmail.com