Bekir Şahin
Fatura HDP ve MHP ye kesildi
Yayınlanma:
Güncelleme:
1 Kasım’da sandıklarda beklenmedik, hatta birçok şeyi alt üst eden sürpriz sonuç çıktı. Araştırma şirketlerini tahminleri tutmadı.
Yurt genelinde MHP, SP, BBP, Doğuda HÜDAPAR, AKP’de birleşti. Bağımsız adaylar yok denecek kadar azdı. Aynı zamanda Doğuda silahların gölgesinden sandığa gidildi. Bu seçimde iddialı olan CHP nin vaatleri yine karşılık bulmadı. Ancak AKP 7 Haziranda ders almış olmalı ki oylarını artıran tek parti olma başarısını gösterdi. Ancak AKP 7 Hazirana bakınca oyların çantada keklik olmadığını da görmeli.
Evet, çok olağan üstü koşullarda bir seçime gidildi. 7 Haziran seçimlerinde çıkan millet iradesine saygı göstermeyen, dolayısıyla sonuçları beğenmeyen AKP ve diğeri, ülkeyi 5 ay sonra 1 Kasım’da yeniden sandığa sürükledi. Ve bu süre içerisinde ülkede adeta kan gövdeyi götürdü, çatışmalar, olaylar hiç eksik olmadı. Barış ve özgürlük talebi ile meydanlara inen insanlar katledildi. Toplu katliamlar yaşandı. Sivil insanlar öldürüldü, asker ve polisler şehit oldu. Bu süreçte yaklaşık 500 insan hayattan koparıldı…
AKP’nin tek başına iktidar hırsı ve inadı karşısında dik duramayan MHP, iktidarın ekmeğine yağ sürercesine işini kolaylaştırıp 7 Haziran sonrası koalisyon hükümetine hayır diyerek, ülkeyi ve kendini bugünkü tabloya teslim etmiştir. Tıpkı 2002 de Ecevit ile koalisyon hükümet döneminde de Bahçeli aynı şekilde hemen erken seçim diyerek, partisi baraj altına bırakmıştı.
Evet, böyle bir lider anlayışı, ülke mesellerine öngörüsüz bir yaklaşım, bir lider için hiçte uygun değildi. Karşınızda siyaset yapan, hatta sizin tabanınıza oynayan bir parti karşısında böylesine silik bir politika yürütürseniz, o zaman altınızdaki oyarlar 2003 ve 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi kayar gider…
Evet, AKP eğer bugün iktidar koltuğuna yeniden sahip olmuş ise bunu MHP’ye borçludur. Devlet Bahçeli MHP’yi değil AKP’yi yeniden iktidara taşımıştır. MHP’de bu sonuçlara rağmen, ilerde çok olağanüstü bir değişim yaşanacağına ihtimal vermiyorum. Eskiden Muhsin Yazıcıoğlu da benzer şekilde tepki gösterip ayrılıp parti kurmuştu ama bugün o parti halen MHP’nin önün geçebilmiş değil. Hatta o partinin seçmenleri de şu son seçimde yine AKP demiştir. O zaman milliyetçi oyların adresi MHP, ama orada bir sorun var… Bana göre Bahçeli görevi bırakmaz. O zaman Bahçeli kendisini yanıltan o ekibini sorgulaması, hatta gözden geçirip kadrosunu yenilemesi gibi bir zorunluluk yaşanmakta.
MHP’den ayrılıp CHP’ye gelecek olursak, CHP, 7 Haziran’dan bu yana izlediği siyasetin karşılığını bulamadı. Savaşa karşı çıkan, toplumsal muhalefetle daha yakın ilişki kurmaya çalışan CHP, AKP karşıtı seçmeni konsolide eden bir odak haline gelemedi. Sadece HDP’ye giden oyların bir kısmını geri alabildi ki bu net bir siyasi başarı değil!
CHP bugün 35 ilde vekil çıkartamıyorsa, genel merkezi ile parti teşkilatları bunu sorgulaması gerekir. Kaşarlanmış, yıllanmış isimlerden CHP artık vazgeçilmelidir. Kaybeden isimlerle olmadı bir kere daha demenin bir getirisi olmadığı görülmelidir. Parti teşkilatları derhal sil baştan yenilenmelidir. En fazla 3 dönem görev yapan yöneticiler kesinlikle bir daha o göreve geterilmemeli. Bunun önü kesilmeli, demokrasiye aykırıda olsa bu yapmalı. Belediye başkanları ve parti yönetimleri her üç ayda bir mutlaka toplanmalı. Ve CHP artık yüzünü sola dönmekten başka çaresi kalmamıştır. Sağdan oy gelmediğini CHP görmelidir.
HDP’ye gelince, savaş en fazla HDP’yi vurdu; politik Kürt seçmen dışındakilerin büyük bölümü devlet-PKK savaşının faturasını HDP’ye kesti. HDP’nin barışa vurgu yapmasına rağmen, savaşla ortaya çıkan tablo HDP’nin siyasi gücü hakkındaki şüphelerin yaratılmasını kolaylaştırdı. Özgüveni barajı aşmakla yükselen HDP hatayı 7 Haziran önceki taktiğini güncelleyememekle yaptı. “Başkan Yaptırmayacağız” 1 Kasım’da beş ay öncesi olduğu kadar etkili bir siyaset yapma yöntemi değildi. Çatışmalar vardı, her gün cenazeler geliyordu. Korku ve baskılar kök salmıştı. Tüm bunlara rağmen HDP, seçmeni çantada keklik görüyordu. Adıy belirlemeleri atamaları külliyen yanlıştı. Örgütlerin performansı düşüktü. Bunları görmeyen yeni strateji belirleyemeyen HDPli yöneticiler, tabanı tutamadı, gelen emanet oylar birbir çekildi. HDP li yöneticiler, ya da vekil adayları olanları seyretmekle yetindi. Ayrıca, Türkiye ortalamasının üzerinde oy kaybedilen Antep için Celal Doğan’ın eksikliği hissedildi sanki.
AKP’nin oylarının bu denli artırması, 7 Haziran’dan bu yana yürütülen devlet terörünün kısmen de olsa onaylanması anlamına gelmiştir. Buzdolabında bekleyen cesetlere, öldürülen çocuklara, abluka altına alınan sokaklara, el konulan muhalif medyaya, kilit vurulan özgür düşünceye, muhafazakârlaşmaya, talana, pespayeleşen kalemşorlara, mafyalaşan iktidara bu toplumun yarısının en hafif deyimle kayıtsız olduğunun göstergesidir. Bu durum yalnızca demokratik hak ve özgürlükler açısından tamiri güç bir gerilemeyi değil onun ötesinde Türkiye halklarının beraber yaşama iradesini ve ortak gelecek umudunun yok olmasıdır. Şimdi demokrasi ve özgürlük adına mücadele edenleri daha zor günler bekliyor. Bunu öngördüğümüz için mücadeleyi sandığa hapsetmeyelim. Yılmadan Haziran birlikteliğini büyütelim. Ya birbirimize sahip çıkacağız ya da beraber yok olacağız.
VAADLERİ UNUTMAYIN
Sonuç olarak, 7 Haziran sonuçlarını iyi okuyan AKP, bu sefer başkanlık sistemini hiç dillendirmedi, hatta direnmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydan meydan koşup oy istemedi. AKP bu sefer çok sivri dili de kullanmadı. Sonuçta alacağını aldı.
Şimdi AKP’nin vaatlerini uygulamasını bekleyip göreceğiz;
Başbakan Davutoğlu, seçim öncesi ne demişti meydanlarda işte bunların bazıları;
-Asgari ücreti 1300 TL'ye çıkaracağız.
Urfa'da yaptığı konuşmasında "Eş bulamayan bize gelsin".
_Tüm işçi ve Bağkur emeklilerine yıllık 1200 TL ek destek; Yani ayda 100 TL zam.
- Yemde ve gübrede KDV kaldırılacak
-Genç çiftçilere, proje karşılığı 30 bin TL karşılıksız hibe
- Sera modernizasyonu için faizsiz kredi
- Seralara elektrikte, ticarethane yerine sulama suyu fiyatı uygulanacak
- Lise ve üniversite mezunlarının genel sağlık sigortalarını, gelir testine bakılmaksızın, iki yıl boyunca devlet karşılayacak
- Tüm okullara tam gün eğitime geçilecek.
- Öğrencilerin 330 lira olan burs miktarlarının yılbaşından itibaren 400 liraya çıkarılması.
Siyasi etik kanunu çıkarılacak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.