Bu gün yine yerel gazetelerin ilk sayfalarını karşılaştırarak okudum. Birçoğu yine klişe başlıklar ile çıkmış… Bunların ikisinin manşeti çok dikkat çekiciydi. Birindeki manşet Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Sayın Bartık’ın açıklamasından alınmış. “Büyüme eğitim ve ekonomi ağırlıklı olmalı.”    Bir diğeri ise Şahinbey Belediyesinin 72 sosyal tesisinde 30 bin 195 kişinin kuran-ı kerim öğrenmek için gittiği kursun haberi. Başlık “En hayırlı hizmet” diye atılmış ve diğer gazetenin manşette kullandığı puntoların 3 katı büyüklükte. Birçoğunun sadece Ramazan ayı vesilesi ile katıldığı kursun bitiminde öğrendikleri tek şeyin anlamadıkları bir dilde kuran okumaktan başka bir şey olmadığını söyleyelim. Kuran halk arasında tekerleme olarak bilinen ve çokça anlamı olmayan kimi deyişlerin ezberlenmesi gibi sadece okunsun diye indirilen bir kitap değil elbette. Onun ne dediğini, neyi emredip, neyi yasakladığını anlamak gerek. Tabi ki böyle değil mesele. Sadece oku. Gerisi seni ilgilendirmez. Bir takım hocalar çıkar ve onu sana kendi istediği gibi yorumlar. Sen anlamasan da, bilmesen de olur. İşte gazete bu haberi koca puntolar ile manşetine taşımış. Yani bilimsel, laik ve çağdaş eğitimden onlara ne? Dünyanın gittiği bilim çağından onlara ne? Anlamayan, sorgulamayan ve yorumlamayan topluluklar yeter onlara. Tabi Sayın Bartık’ın söylediği eğitim bu olamaz. O, gerçek bir eğitimden ve bu eğitimin üretime ve dünyayı yorumlamaya yarayacak yönünden söz ediyor. Tabi bu geri kafalı ve yoz basının “ara” haber olarak verdiği bir olay var ki asıl “ en hayırlı hizmet” budur bence. İlimiz Sanayi Odası Başkanı olan Sayın Adil Sani KONUKOĞLU’ nun da aralarında bulunduğu, hepside aynı aileden olan 4 ismin Türkiye Vergi rekortmenleri listesinde yer alan ilk 100 ismin aralarında bulunması. İşte hayırlı hizmet. Bir Anadolu kentinde yaratılan sanayi kuruluşunun ortaklarının tüm Türkiye’nin ilk yüz kişisi arasına dört isim vermesinden ne çıkar diyebilirsiniz. Ama bu öyle alelade bir sıralama falan değil. Kazancının yüzde otuzundan fazla bir bölümünü vergi olarak vermek. Bir yıl içerisinde kasasına giren paradan yol, su elektrik, hastane, okul, savunma ve benzeri giderler için devletine bu kadar parayı vermek kolay Hele bu listeye girmek hiç kolay değil. Zira bu listeye girmek için kimleri geçmek zorundasınız bir düşünsenize. Başta bir gece içerisinde evinin altında depoladığı Milyar dolarları sıfırlama talimatı verdiği söylenenleri geçeceksiniz. Sonra efendim, Milletin kesesinden onlarca  milyar Euroluk ihaleleri alıp sonrada “milletin A…..na koyanları geçeceksiniz. Daha kimleri mi geçeceksiniz? Plaketini çifte bakandan alan Zarrap’ları geçeceksiniz. Boğazlardaki yalılarının önündeki iskelelere çifte yatlar bağlayanları, eşlerine doğum günü hediyesi olarak uçak veya helikopter alanları geçeceksiniz. Daha başka?  Özel üretim otomobiller için dünya yarışırken ilk sırada yer alan ve adının açıklanmasını istemeyen yeni yetme para babalarını geçeceksiniz. Dünyanın bilmem neresinde “ada” satın almak için emlakçisine talimat verenleri, sırf bebeleri at binme hevesini alsın diye bilmem kaç yüz dönüm arazi alıp, içine manej yaptıranları geçeceksiniz. Gazetelerin magazin sayfalarının vazgeçilmezleri arasında bulunan ve parmağına pırlanta yüzük, yakasına yakut broş yaptırmak için özel uçağı ile dünyayı gezen soytarıları geçeceksiniz. Anasının, babasının ve çoğunluklada karısının ismini vermek için devasa camiler yaptıran ama içinde bir kere bile namaz kılmayan din simsarlarını geçeceksiniz. Banyo küvetinin ve jakuzisinin mermeri için Çin’e giden ve ödediği malzeme parasının birkaç katı gemi parası ödediği gazete sütunlarına yansıyan görgüsüzleri, “ben parmaklarımda bir uçak parası taşıyorum” diyecek kadar uçmuş sosyete güllerini geçeceksiniz. Efendim daha kimleri geçeceksiniz, bir bakın bakalım. Tabi bunların benzerlerinin yaşadığı bir kent insanı olarak bakıyorum ben bu habere. Sizde bu gözle bir bakın hele. Bu KONUKOĞLU ailesinden daha çok göz önünde olan ve servetlerinin bu aileden daha fazla olduğunu bazen bilip, bazen tahmin ettiğiniz daha kimleri geçmek gerek böylesi bir listeye girebilmek için. Şimdi yazının başına dönüp bir daha düşünün bakalım. Hangisi daha “ hayırlı” bir hizmet. Düşünün ve gerçekten aklınız ve vicdanınızın terazisinde ölçerek karar verin.